Susmanın tarihi

Susmanın edebiyatı çok yapıldı. Denildi ki, susmak da konuşmaya dahildir. Bunları uzun uzun tekrarlamanın anlamı yok. 

İnsanın susacağı yeri bilmesi, konuşacağı yeri bilmesinden çok daha zor aslında. Bir şey söylemek istediğinde, hatta bir söz için çıldırdığında bile susabilir bazen. Bir tercihtir, saygıdeğerdir. 

Fakat sözün yükü vardır. İnsan konuşmayı dünyaya geldikten hemen sonra öğrenir, geri kalan vakit susmayı öğrenme sürecidir. Çünkü bir kez konuşunca sözün yükü omza yükleniverir; “annemi seviyorum” diyen bir çocuğun “babamı seviyorum” demesi de beklenir, bu da mütekabiliyettendir. 

İşi konuşmak olanlar vardır bir de. Siyasetçiler, gazeteciler, yazarlar, akademisyenler, entelektüeller...  Dünyaya bir şey söylemektir onların işi. Bu, bitmez tükenmez bir yorgunluktur aynı zamanda. Çünkü hepsi konuşmayı öğrenirken annemi seviyorum demiştir, babayla göz göze gelince sessiz kalamazlar artık.  

Bazen susmayı seçebilirler, bu asildir. Nuri Pakdil, uzun yıllar boyunca susmayı tercih etti, o dönem için susarak konuşanlardandı. Sezai Karakoç, çok uzun zamandır suskunluğa yakın bir tonda konuşuyor. Bu isimlerin susma hakkı vardır, sözün yükünü taşımışlardır çünkü. 

Bir de konuşmaya mecbur bırakan anlayış vardır, son derece faşisttir. Herhangi bir olayda herkesi ama herkesi o olayı alkışlamaya veya kınamaya mecbur eden bir bakış. Tüm kırılma anlarında ortaya çıkar ve mutlaka karşısında durulmalıdır.  

Bugün Türkiye’de şairler pek konuşmuyor. Böyle derin bölünmelerin yaşandığı bozuk bir iklimde susmak en doğal hakları. Onlara kızmıyorum, bu iklime itiraz ediyorum. 

Sadece şiir de değil, sanatın hemen hemen her alanında derin bir susuş hakim. Sanatlarıyla da konuşamıyor sanatçılar. Ne söyleseler bir başka etiketin altında eziliyorlar. Keşke sanatın sesini duyabilseydik, bize yeni ufuklar açabilirdi. 

Çok sesli bir hayat arıyoruz fakat koca bir gürültü çıkıyor karşımıza. 

Bir gürültüyü ne bölebilir bilmiyorum. Bir ıslık, bir şarkı beklesek çok mu romantik olur? 

Bir de şu var, konuşmak iktidar olmaktır bir bakıma. İktidar olanın yükü daha ağırdır bu yüzden. Elbette iktidar derken sadece siyasi iktidarı kastetmiyorum. Her alanda, hatta ikili ilişkilerde bile böyledir bu.  

İktidar olanın, yani konuşanın, konuşmanın doğal akışı içinde birden susması felaket gibi bir şeydir. Bütün yükümlülükleri yok saymak, sağır taklidi yapmaktır; tuhaftır. 

Bugün Türkiye’de sözünü yarıda kesen veya konuyu değiştiren birileri var, çok tuhaf duruyor. Susmak saygıdeğer ama konuyu değiştirmek pek öyle değil. İşi konuşmak olanların, dostluk hatrına, söz hatrına, selam hatrına, adalet hatrına, Allah aşkına konuşması gerekir bazen. 

Susmanın da bir tarihi vardır, akar. Tarih, gözlere bakıp susanları da yazar. 

YORUMLAR (12)
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.
12 Yorum
  • Fatih Özkan / 20 Ocak 2021 20:15

    Bravo Enes bey, meramınızı felsefi tarzda çok güzel anlatmışsınız. Belki ders alırız.

    Yanıtla (2) (0)
  • Polken / 20 Ocak 2021 19:48

    Eyvallah güzel kardeşim. Konuşması gerekenlerin susması, susması gerekenlerin konuşmasından daha derin yaralar açar.

    Yanıtla (2) (0)
  • Sahin / 20 Ocak 2021 16:23

    Susar susarlar savunacak savunacaklari hicbir gerekce yok .Muhalefete saldirip Kafa kol kiriyorlar . Cumhurbaskani susuyor ic isleri bakani susuyor . Muhalefetede en kücük olayda hesabini verecekler diye tehdit ediyorlar.Konussalarda diyecekleri dayak yiyenler ölmedigine dua etsin oacaktir.

    Yanıtla (2) (0)
  • karar okuru / 20 Ocak 2021 15:09

    kastettigini insanların konuşması için hiç sevmedikleri konular olmalıdır. örnegin Laiklik gibi.

    Yanıtla (2) (0)
  • tarhan baydar / 20 Ocak 2021 14:06

    Son yıllarda yazılan en güzel yazıydı... Fazla söze gerek yok..

    Yanıtla (2) (0)
  • Halil / 20 Ocak 2021 12:55

    Güzel bir yazı. Gerçekten insanın hali de konuşur. Bazan susmak o kadar iyi oluyor ki... Osmanlı döneminde "sükûtun faziletleri" muhtevalı şiirler-eserler yazılırdı.

    Yanıtla (2) (0)
  • nihat / 20 Ocak 2021 11:20

    Bugun çok yazar okudum birincisiniz yorumunuz harika

    Yanıtla (3) (0)
  • Suskun / 20 Ocak 2021 11:09

    Tarih, gözlere bakıp da susanları yazacak mı gerçekten?

    Yanıtla (4) (0)
  • Okur / 20 Ocak 2021 09:01

    Susanlar susmaya alışalı çok oldu.

    Yanıtla (1) (0)
  • Okur / 20 Ocak 2021 00:56

    Susmak ya da susturulmak

    Yanıtla (4) (3)