Kimin umurunda olsun!
Hakkı Behiç Bayiç, Ahmet Ferit Tek, Hasan Saka, Hasan Fehmi Ataç, Şükrü Saraçoğlu, Hasan Polatkan, Osman Şefik İnan, Ferit Melen, Deniz Baykal, Besim Üstünel, İsmet Sezgin, Adnan Başer Kafaoğlu, Ahmet Kurtcebe Alptemoçin, Adnan Kahveci, Ekrem Pakdemirli, Sümer Oral, Lütfullah Kayalar, Abdüllatif Şener, Zekeriya Temizel, Kemal Unakıtan, Mehmet Şimşek, Naci Ağbal…
Kim bu isimler diyorsunuz değil mi?
1920’den günümüze kadar Maliye Bakanlığı yapmış isimlerden bazıları… Berat Albayrak ülkemizin 50’inci Maliye Bakanı…
Hakkı Behiç Bayiç’ten bugüne aralarında hiçbirine ülkemizin 50’inci Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın konforu nasip olmadı. Konfor diyorum, çünkü bir Maliye Bakanı’nın kamuoyunun önünde “Kura bakmıyorum” demesi, dövizin aman almaz yükselişini soran gazeteciye “Ne o maaşını dolarla mı alıyorsun” diyebilecek umarsızlıkta olması elbette bir konfordur.
***
Hatırlamakta fayda var:
Bakan Albayrak 12 Ağustos’ta CNN Türk’e çıkmıştı. Bakan Albayrak “Ben ekonomiden anlamam çok anlamam ama dolar yükselince endişeleniyorum, kur yükselince telaşlanıyorum” diye soran Ahmet Hakan’a tarihe geçen şu efsane soruyu sormuştu:
“Birincisi şunu sorayım, siz dolarla mı maaş alıyorsunuz, dolar borcunuz mu var? Dolarla bir işiniz mi var?”
Tabii ki Bakan Albayrak’a en basitinden “Peki devletin dolarla olan işleri var, onlar ne olacak? O konuda da rahat olalım mı?” şeklinde bir sorulabilirdi ama belki de “ev sahipliği nezaketine”, “misafirlik geleneğine” ters düşer, güzel giden muhabbetin içine limon sıkmayayım düşüncesiyle sorulmamıştı!
***
Dolar Euro TL karşısında elini kolunu sallaya sallaya tırmanmaya devam etti.
O günden beri pek gözükmeyen Maliye Bakanı geçen hafta “Yeni Ekonomi Paketi”ni açıkladı.
Bakan Program’ının tartışılmasına o kadar kapalı ki soru cevap kısmı bile yapılmadı.
Bu defa bakan engellemişti sorulabilecek sorular sorulmasını.
Ama bir gazeteci toplantı çıkışında baka döviz kurlarındaki durumu soruverdi ve Bakan Albayrak’ın “Kur benim için hiç önemli değil, hiç oraya bakmıyorum” dediğini aktardı. (29 Eylül)
Bu açıklamaları Bakan Albayrak’ın değil de seleflerinden birinin yapmış olduğunu hayal edin! Bu açıklamalardan sonra neler olurdu?
Konfor dediğim bu!
Doğru soru şu elbette: Ekonominin yönetiminden sorumlu bir bakan “Ben kura bakmıyorum” diyebilir mi?
***
Çorum’da partisinin kongresine katılan DEVA Partisi lideri Ali Babacan yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Biz döviz kuruna bakmıyoruz, ilgilenmiyoruz, diyorlar. Halkı cahil, anlamaz sanıyorlar. Kur sizi ilgilendirmiyor da niçin akaryakıta zam yapıyorsunuz? Niçin elektriğe zam yapıyorsunuz? Bunların maliyetinin direkt döviz kuruna bağlı olduğunu bu halk anlamıyor mu zannediyorsunuz? Devletin döviz borcu olduğunu bu millet bilmiyor mu sanıyorsunuz?” (4 Ekim)
Sahi, madem ki Maliye Bakanı için kur artışı hiç önemli değil, oraya hiç bakmıyor. O zaman bakanı olduğu AK Parti hükümeti neden akaryakıta zam yapıyor? Neden elektriğe zam yapıyor?
Kur artışı tam da bu değil mi? Kur artışı sadece akaryakıtı, evde kullanılan elektriği mi etkiliyor?
Bugün merhum Güngör Uras’ın tanımıyla “Ayşe Teyze”nin para ödeyerek satın aldığı her türlü mal ve hizmet maliyetinin içinde döviz var, faiz var. Ama çok, ama az. Doğalgazda var. Elektrikte var. Ulaştırmada var. Şehir Hastanelerinde var. Ekmekte var. Domateste var. Patateste var. Soğanda var. Soğanı, patatesi üreten çiftçi gübre kullanıyor, mazot kullanıyor. Patates, domates, soğan pazara kamyonla taşınıyor. Ulaşım için döviz ödeniyor.
Bütün bunlar patatesin, soğanın fiyatını yükseltmiyor mu? Kur artışı dediğimiz şey bu değil mi?
***
Peki vatandaşın sofrasını etkileyen kur artışı nasıl olur da Maliye Bakanı’nın umurunda olmaz, nasıl “Kur artışı benim için önemli değil” diyebilir?
Kur artışına Maliye Bakanı bakmayacaksa kim bakacak?
TL’nin değer kaybetmesi Maliye Bakanının umurunda değilse kimin umurunda olacak?
Ülkemizin bütün saygın iktisatçıları, Türkiye’nin dış boçlarının tarihimizde hiç görülmedik kadar arttığını, her kur artışının Türkiye’nin ithal ettiği ürünlerin fiyatını artırdığını, artan maliyetle birlikte hem o ürünün vergi yükününün hem de raf yükünün arttığını ifade ediyorlar.
Elektrikte, doğalgazda ve birçok enerjide dışa bağımlı bir ülkenin Maliye Bakanı’nın “Benim için kur çok önemli değil” diyebilir mi?
Diyelim ki gerçekten de kur artışı devletimiz için çok önemli olmasın. Devletin dış borçlarını ödeyecek bir yol bulmuş olsunlar. Bir dolar 10 TL olsa bile devletimizi özelde çok etkilememiş olsun… Bildikleri bir şey olsun… Diyelim ki keramet sahibiler…
Bu durumda aynı kerameti vatandaş için de göstersinler! Döviz artmaya devam etsin ama vatandaşın sofrası, düğmesine bastığı elektriği bu kur artışından etkilenmesin.
Bütün ülke en yüksek sesle bakanın dediğini tekrarlayalım “Kur artışı bizim için çok da önemli değil, hiç oralara bakmıyoruz” diye.
Bunu mümkün hale getirsinler!.
2018 seçimlerinde tam da bunun için oy istememiş miydi Cumhurbaşkanı Erdoğan “Oyunuzu şu kardeşinize verin, dövizle, enflasyonla, faizle nasıl mücadele ediliyormuş gösterelim” dememiş miydi?