Bitcoin'i alan pişman, satan pişman

15 Temmuz 2011'de, yani bundan tam 8 yıl önce Twitter'a bir Thomas Randolph ismindeki Bitcoin yatırımcısından şöyle bir paylaşım düştü:

"Eh, Bitcoin neredeyse 14 dolarda dengelendi. Yükseliş için beklemekten yoruldum, bu yüzden paramı zararla geri çekiyorum."

Amerikalı bir yazılımcı olan Randolph, Bitcoin'lerini 14 dolarda sattıktan yaklaşık iki yıl sonra en büyük kripto para, 1000 doların üzerine çıktı. Devam eden yıllarda inişli çıkışlı bir seyir izleyen Bitcoin, 2017'ye gelindiğinde 20 bin dolar oldu.

Randolph, bir daha hiç Bitcoin almadığını söylüyor.

Bir başka örnek meşhur 10,000 Bitcoin ödeyerek iki pizza alan adam hikayesi. Tarih bu sefer daha eski, 22 Mayıs 2010. Yine bir yazılımcı olan Laszlo Hanyecz, iki Bitcoin karşılığında iki adet pizza siparişi veriyor. O tarihte 25 dolar değerinde olan 10,000 Bitcoin, bugün 39 milyon 750 bin dolar ediyor, fiyat 20 bin dolara çıktığında ise 200 milyon dolara denk geliyordu.

O günden bugüne her yıl 22 Mayıs günü "Bitcoin pizza günü" olarak kutlanıyor.

Tarihi biraz ileri saralım. 2013... Bu defa kahramanımız Michael Tozoni. 2011'de Bitcoin'i keşfettiğini söyleyen Tozoni, yaptığı Bitcoin yatırımından biraz para kazandıktan sonra 2013 yılında bir araba satın almaya karar veriyor. Florida'da yaşayan Tozoni, 10 bin dolarlık Toyota Prius model arabayı almak için satıcıyla 1000 BTC karşılığında anlaşıyor.

Tozoni'nin 10 bin doların karşılığı olarak verdiği 1000 BTC, bugün 4 milyon dolar ediyor. Bitcoin, 20 bin dolara ulaştığında ise 20 milyon dolar ediyordu.

Geçimini hala Bitcoin ile sağladığını söyleyen Tozoni, bu alışverişinden yıllar sonra yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullanıyor:

"Bitcoin'i artık israf etmiyorum. Aslında, iyi bir ders almış oldum. Ne zaman bir şeye yatırım yapmayı düşünsem veya piyasa hareketlerini tahmin etmeye çalışsam 1000 BTC’yle aldığım Toyota Prius’u hatırlıyorum."

Madalyonun diğer tarafındakilerin pişmanlıkları ise başka. Buradakiler, sattıklarına değil, genellikle aldıklarına pişman.

Bitcoin, ortaya çıktığı 2009'dan 2017 yılının Ağustos ayına kadar alıcılarını hiç pişman etmedi. Ne olduysa Ağustos'tan sonra oldu. Kripto para, hızla yukarı tırmanmaya başlamasıyla dünyanın dört bir yanından büyük bir alıcı dalgası çekti. İnsanlar, oluşan heyecan ve coşku ortamında fırsatı kaçırma korkusu ile fiyatın nereden nereye geldiğine bakmaksızın almaya başladılar.

Sonrası bilindik hikaye. Vakitsiz satanlarda olduğu gibi vakitsiz alanlar da pişmanlık duymaya başladı. Çok uzaklara gitmeye gerek yok. Hemen hemen herkesin çevresinde Bitcoin'den yakınan birileri vardır.

Tabloya bakıldığında hem alıcı hem de satıcı tarafında ortak bir sorun göze çarpıyor: Doğru zamanı kestirememe. Doğru zamanı tam anlamıyla bilmek imkansıza yakın bir ihtimal. Piyasa profesyonelleri için bile bu oldukça zor fakat yaklaşmak mümkün. Örneğin, 2017'de Bitcoin 20 bin dolar zirvesine ulaştığı sıralarda herkesin Bitcoin hakkında konuşmaya başlaması aslında satış için önemli bir işaretti.

Diğer taraftan insanların Bitcoin konusunda artık umutlarını tüketme noktasına gelmesi de alım için bir işaret olarak değerlendirilebilir.

Alım yapılacaksa, bu noktada geçen haftaki yazımda anlattığım gibi belirli bir stratejiye bağlı kalmak önemli. Bu strateji şöyle olabilir: fiyatın taban oluşturduğunu düşündüğünüz seviyelerde her hafta ya da her ay kendinizin belirlediği sabit bir miktarla alım yapmak. Yani her hafta 100 TL'lik ya da her ay 500 TL'lik Bitcoin almak gibi.

Satış yapılacaksa da aynı şekilde fiyatın doyum noktasına ulaşıldığı düşünülen seviyelerde her gün veya her hafta belirli yüzdeler üzerinden gidilebilir.

Son haftanın öne çıkanları

ABD Menkul Kıymetler ve Borsalar Komisyonu (SEC) Jay Clayton, Ethereum'un bir menkul kıymet olarak değerlendirilemeyeceğini açıkladı. Bu, piyasayı rahatlatan ciddi bir gelişmeydi. Zira en büyük ikinci kripto para olan Ethereum'u ABD'nin zorlu regülasyonlarına tabi bir varlık haline getirecek şekilde bir menkul kıymet olarak tanımlamak piyasada yeni bir satış dalgası yaratabilirdi.

Kara Pazartesi olarak bilinen 1987 Wall Street krizini başarıyla öngörmesiyle "Doktor Kıyamet" lakabını alan ünlü yatırımcı Marc Faber, ilk Bitcoin'inini satın aldığını açıkladı. Faber, sıklıkla bankacılık sisteminin dışında yer alan varlıklara yatırım yapılmasını öneren bir isim. Bununla beraber Faber, Bitcoin satın almasının Bitcoin için bir onay olarak algılanmaması gerektiği uyarısını yaptı.

Aralık 2017'de dünyanın ilk Bitcoin vadeli işlem sözleşmelerini piyasaya süren vadeli işlemler borsası CBOE, aradan geçen 1.5 yılın ardından ilk defa Mart ayında yeni bir Bitcoin sözleşmesi listelemedi. Borsanın bu kararı büyük ölçüde işlem hacimlerindeki düşüş nedeniyle aldığı belirtiliyor.

29 Kasım 2010'dan bu yana hiç hareket görülmeyen ve uykuda olan Bitcoin cüzdanı, harekete geçti. İçerisinde 50 BTC bulunan cüzdandan beş farklı cüzdana, her birinde 10'ar BTC olmak üzere transfer gerçekleştirildi. Yaklaşık 9 yıllık sessizliğin ardından gelen hareketliliğin nedeni bilinmiyor.

Bitcoin'de günlük işlem hacmi önemli bir eşiği geçti. En büyük kripto paranın spot piyasadaki işlem hacmi, tam 1 yıl aradan sonra 11 milyar doları aştı. Bu rakam en son 25 Nisan 2018'de görülmüştü.

Bilişim devi IBM, Stellar tabanlı ödeme ağı World Wire için 6 uluslararası banka ile anlaşma sağladı. Anlaşma sağladığı 6 bankadan 3'ünü açıklayan IBM, bu bankaların Filipinler merkezli RCBC, Brezilyalı Banco Bradesco ile Güney Koreli Bank Busan olduğunu bildirdi. Bankalar, IBM'in Stellar tabanlı Blockchain platformunu itibari para ile desteklenen sabit değerli kripto para ihraç etmek için kullanacak. Bankaların ayrıca Stellar'ın token'ı XLM'yi de büyük olasılıkla kullanacakları kaydediliyor.

YORUMLAR (2)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
2 Yorum