Futbol mucizeler oyunu. Sporun hiçbir branşında futboldaki kadar dış etkenlere bu denli şans yoktur.
Daha bir gün önce Rusya’da mucizevi bir süreç yaşanmış, Dinamo Moskova kendisine beraberliğin yettiği maçı kaybetmiş, kendi maçını kazanan Zenit şampiyon olmuştu. Hem de 1-0 mağlup olduğu maçı son dakikalarda çevirip skoru 2-1’e getirerek.
Daha uzak bir tarihten Okan Buruk’un da benzer bir acı hatırası vardır. 2000-01 sezonunda Galatasaray sahasında Ankaragücü’ne 2.01 yenilmiş ve şampiyonluk avucunun içinden kayıp gitmişti. Buruk ertesi sene transfer olduğu İnter’de de benzer tatsız bir sürprizle karşılaştı. İnter son maçını kaybedip şampiyonluktan oldu.
Dedik ya, futbol mucizeler oyunudur. Galatasaray için de yaşadığı bu görkemli sezonun finalinde tatsız bir sürpriz yaşama riski vardı. Son iki haftaya altı puan farkla girip Fenerbahçe’yi kaybedince rakibinin umudunu son haftaya taşımasına yol açmıştı. Şans ibresi yine Galatasaray’ı gösteriyordu ancak Fenerbahçe’nin küçük de olsa bir olasılığı vardı neticede. Fenerbahçe İstanbulspor’u yenip Galatasaray’ın Konyaspor’a yenilmesini bekleyecekti. Düşme riski taşıyan Konyaspor için beraberlik yetiyordu. Her iki takıma da beraberliğin yettiği bir maç! Ancak Konyaspor yönetiminin ortaya koyduğu 29 milyon TL’lik prim futbolcular için galibiyeti beraberlikten daha cazip hale getiriyordu.
Konyaspor- Galatasaray maçı kağıt üzerinde kolay, çim üzerinde zor bir denkleme dönüşmüştü.
Okan Buruk, Fenerbahçe karşısındaki maçın ilk 11’inde 2’si zorunluluktan 3 değişiklik yapmıştı. Maç günü sakatlanan Nelsson’un yerine Davinson, cezalı Ziyech’in yerine de Kerem Aktürkoğlu sahadaydı. Buruk, başarılı bir sezon geçiren ancak son haftalarda düşüş yaşayan Kerem Demirbay’ın pozisyonunda da Berkan’ı tercih etmişti. Galatasaray’ın kontrolübde başlayan maçın ilk tehlikesi 9. Dakikada yaşanmış, Abdülkerim’in kafa şutu direkten dönmüştü. Ev sahibi ekip, 38. Haftaya 99 puanla giren güçlü rakibi karşısında kendi oyununu bir türlü oturtamıyordu. Bu anlarda tribünler devreye girdi, takımındaki bu belirsizliği görünce düşme hattındaki diğer maçları görebilmek için konfeti atarak kendi maçlarını duraklatma yoluna girdi. Ancak hakem sahayı hızla temizletip maçta rötara izin vermedi.
Galatasaray rahat oynuyor, gole yakın duruyordu. Devre bitmeden gelen Icardi golü maçın rengini belirledi.
Sarı Kırmızılılar ikinci yarıya hızlı başlayıp peş peşe attığı gollerle maçı erken bitirdi. Icardi’nin nefis golü sonrası gelen Berkan golü skoru 3-0’a getirdi ve Konyaspor’un gardı tamamen düştü.
Galatasaray için kalan dakikalar 24. şampiyonluk için sayılan dakikalardı. Prip’in golü Konyaspor’a sadece bir teselliydi.
Müthiş bir sezondu. Sarı Kırmızılılar 102 puana ulaşıp Süper Lig tarihinin puan rekorunu kırdı. Kadro darlığı yaşadı, çözümü kendi içinde buldu ve sonuçta büyük bir başarıya imza attı.
Icardi’den Mertens’e, Barış Alper’den Kerem Aktürkoğlu’na, Torreira’dan Nelsson’a, Kaan Ayhan’a kadar müthiş bir sezondu. Üst üste ikinci şampiyonluğunu kazanan Galatasaray’ın bu kadrosu tarihteki yerini aldı.
