Osimhen kulübede oturmaz

O gün gelip çatmıştı. Icardi’nin de, Osimhen’in de sakatlığı geçmiş, oynamak için sıraya girmişti. Kasımpaşa maçının ardından ikisini aynı anda oynatma fırsatı gelmişti. Ancak Okan Buruk çift santrfor fikrine henüz ısınamamış, arkalarındaki takımın dizilişi ve isimlerin tercihi konusunda ikna olamamıştı. Çift santrfor için orta alandan ya da defanstan yapacağı eksiltme tüm sistemini bozabilirdi.

Okan Buruk, çift santrfor riskine en azından deplasmanda girmedi, formayı Icardi’ye verirken genç yıldız Osimhen’i kulübeye çekti.

Maçın ilk yarısında ortada bir oyun vardı. Daha doğrusu Galatasaray’ın kontrolünde olan ancak çok da yüksek tempoda oynanmayan bir karşılaşma vardı. Antalyaspor gücü doğrultusunda maçta tutunmaya çalışıyordu. 10. dakikada Mertens’in kornerinde Icardi’nin kafa vuruşunun skoru değiştirmesi bu düşük tempolu oyunun devamına zemin hazırladı.

Sarı Kırmızılılarda oyunun vitesini yükseltmeye uğraşan en önemli isim Sallai’ydi. Macar futbolcu Barış Alper Yılmaz’ın dinlendirildiği bu maçta kendisini göstermek için uğraşıyor, fark da yaratıyordu ancak kadronun gediklisi olan takım arkadaşlarını kendilerini fazla da yormaya niyeti yoktu. Tabii Yunus’u ayrı tutmak lazım, Sallai ile birlikte kanatta etkili oldu. Berkan’ın oyuna girmesinin ardından o da biraz bu ikiliye ayak uydurdu ama ilk yarıda skorun yeniden değişmesini sağlayacak bir baskı ve pozisyon zenginliği oluşmadı.

Galatasaray ikinci yarıya da Icardi golü ile başladı ve maç da orada bitti. Yunus’un pasında Icardi’nin tek vuruşu geldi ve skor 2-0 oldu. Alex de Souza’nın öğrencilerinin bu duruma karşı dikilecek ve gidişatı değiştirecek gücü yoktu. Alex de Souza forma giyip sahaya girse ve 27 yaşındaki performansı ile oynasa ne olurdu diye düşündüm.

Güçlü bir lider ve skoru etkileyen bir star, tempo sorunu yaşayan bu Galatasaray karşısında maçı dengeleyebilirdi. Ancak ne Alex’in 27 yaşına ve sahaya dönmesi, ne de bu çaptaki takımların öyle starları kadrosunda tutma şansları vardı.

Sonuç olarak Galatasaray, Antalyaspor deplasmanında rahat bir galibiyet kazandı ama Okan Buruk’a da bir ev ödevi bıraktı. Galatasaray’da, haftalardır devam eden ve biraz da ligin üstünde bir takım olmasının verdiği özgüvenden kaynaklanan tempo düşüklüğü devam ediyor. Milli maç arasından dönüş de bunu değiştirmemiş. Bunu değiştiren tek isim Osimhen’di. Son çeyrekte sahaya girdikten sonra takımın kimyası değişti. Nitekim girer girmez attığı sayılmayan golün dışında maç biterken attığı harika rövaşata golü Osimhen’in skoru her an değiştirebilecek özel bir futbolcu olduğunun belgesi gibiydi.

Okan Buruk’un Icardi’nin becerisini, Osimhen’in enerjisini harmanlayacağı bir sisteme daha fazla kafa yorması gerekiyor. Çünkü dünkü maç Galatasaray’ın ne Icardi’siz ne de Osimhen’siz olamayacağını net bir şekilde gösterdi. Osimhen kulübede oturtulacak bir isim değil, Icardi kulübede çekilecek bir isim hiç değil

YORUMLAR (3)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
3 Yorum