Majino Hattı
On beş yıl. Fenerbahçe gibi büyük bir kulübün Şampiyonlar Ligi’nde uzak kaldığı senelerin toplamı bu. Şandan, şöhretten, paradan uzak kaldığı on beş yıl.
Her ne kadar Fenerbahçe’de lig şampiyonluğu dokuz yıllık hasretten dolayı ön plana çıkmış olsa da Avrupa kupaları olması gereken bir mecra ve Mourinho’nun gelmesiyle birlikte artık ana hedeflerden biri. En azından Mourinho’nun ana hedeflerinden biri.
Fenerbahçe biraz da bu bilinçle, Şampiyonlar Ligi’ne kalabilmek yolunda bu sezonun en agresif oyununu oynadı Lille önünde. Daha önce oynadığı 4 resmi maçtan çok farklı bir takım vardı sahada. Sağlı sollu ataklarla gelen, sürekli hücumu düşünen ve yüksek tempoda oynayan bu takım, dengeli ve sakin eski takımdan oldukça farklıydı.
Farkı yaratan en önemli faktör Maximin’di. Osayi Samuel’in ilk gelişindeki gibi hızı ve çalımları ile tribünleri ayağa kaldırıyordu. Lille sağ kanadını özellikle ilk yarıda adeta felce uğrattı. Fransızlar bu saldırgan ve istekli Fenerbahçe karşısında şaşkınlığa uğramıştı. Oyunu kendi yarı alanında kabul etmek ve gol yememek için orta sahasını defansının önüne çekmek durumunda kaldı. Bu kalabalık savunma Fenerbahçe forvetlerinin topla buluşmasını ve etkisini azalttı. Szymanski, Mert Hakan’ın uzaktan şutları rakip kaleyi zorladı ama Lille korku tüneli gibi geçen ilk yarıyı 0-0 tamamlamayı başardı.
Mourinho, son yarım saatte En-Nesyri ve Osayi Samuel hamlelerini yaptı ama hemen öncesinde tribünden atılan bir cismin Lille kalecisini yaralaması, oyunun soğumasına ve maçın durmasına yol açmıştı. Atılan o cisim maçı bir makasın kağıdı kesmesi gibi ortasından kesmişti. Fenerbahçe’nin yeniden oyuna dönmesi ve üstünlüğünü kurması kolay değildi artık.
Portekizli teknik adam Mert Müldür ve Mert Hakan’ın yerine En-Nesyri ve Osayi Samuel’i alarak saha içinde B planına geçmişti. Fenerbahçe artık çift santrfordu.
Sarı Lacivertliler Dzeko ve En-Nesyri’den oluşan yapıyı ne kadar çok beslerse gole o kadar yakın olacaktı. Ancak Ferdi ve Fred’in yokluğu işte tam da bu dakikalarda kendini gösterdi. Bu iki ismin asistleri hiç olmadığı kadar aranıyordu. Tadic yorgun, Szymanski bitiricilikten uzak olunca tüm beklenti yüksek tempoda oynayıp artık yorulmaya başlayan Maximin ve İsmail Yüksek’e kalmıştı. Ancak olmuyordu, Fenerbahçe topu forvetleri ile buluşturamıyordu.
Tribünlerden İrfan Can seslerinin yükseldiği anlarda Mourinho da onu çağırıyordu. İlk maçtaki tek Fenerbahçe golünün sahibi yine kurtarıcı olarak sahaya sürülüyordu. İkinci Majino Hattı’nı Kadıköy’de kuran Fransızlar müthiş bir savunma yaparak tüm gayreti ile yüklenen Fenerbahçe’ye direniyordu. Lille savunma hattını Osayi Samuel geçmeyi başardı ama bu kez de direkler gole izin vermedi. Mourinho’nun son anlardaki çılgın projesi üçlü forvetti, Cenk Tosun’u da sahaya sürmüştü ama “Majino Hattı” geçilemiyordu. Üç forvetin sahada olduğu maçta Fenerbahçe’yi uzatma dakikalarına taşıyan Lille’in kendi kalesine attığı gol oldu. Fenerbahçe uzatmalarda da baskın olan, risk alan, ileride oynayan taraftı ancak bir şanssız penaltı, turun gitmesine yol açtı. Fenerbahçe elinden geleni hatta elinden gelenin fazlasını yaptı ama olmadı. Cenk Tosun’un direkten dönen topu turun Fenerbahçe’ye gelmeyeceğini gösteriyordu.
Lille futbolcusu Meunier maç öncesi “Turu geçme şansımız yüzde 1000” demişti. Dünkü mahkum oyunu düşünebilse böyle bir oran vermezdi. Turu biraz da şanslarının yardımı ile geçtiler.
Futbolcu bazında bakarsak; Fenerbahçe’de Djiku- Çağlar iyi bir ikiliye dönüşeceklerinin işaretini verdi. Livakoviç çok başka bir sezona başlayıp kalesinde sağlam durmaya devam etti. Maximin fark yaratacağını gösterdi. İrfan Can form tuttuğunda ilk 11’in vazgeçilmezi olacağını hatırlattı. Tadic ve Dzeko geçen sezonki ortalamalarına çıkarsa Fenerbahçe çok daha etkili bir takım haline gelecektir.
Lille turu alıp gitti ama bu maçta Mourinho’ya Süper Lig için çok önemli bir ev ödevi verdi.
Fenerbahçe uzun lig maratonunda onlarca Lille maçı oynayacak! Rakiplerinin çoğu kalabalık savunma yapıp bir puan için sahaya çıkacak. Portekizli teknik adamın büyük takımların kaderi olan kapalı savunmalara karşı oynaması gerçeğine yönelik mutlaka bir formül geliştirmesi gerekiyor. Çift forvete dönmek, üç forvete geçmek, golü bulduktan sonra forveti bir azaltıp riski düşürmek ve takıma bu değişiklikleri yaptırmak Mourinho’nun becerisi ama yetmez. “Türkiye’de futbol saha dışında da oynanıyor” sözlemleri bir yana futbolu saha içinde oynaması, oynatması gerekiyor. Onlarca Majino Hattı’nı aşacak planlara yoğunlaşması gerekiyor. Dünkü Fenerbahçe, uzatmada bile ileride oynayan, hırslı, istekli yapısıyla sezonun en iyi maçını çıkardı. Belki turu bıraktı ama gelecek için umut ışığı verdi.