Bir tuhaf maç

Galatasaray için kabus dolu bir ilk yarı idi. İsviçre temsilcisinin enerjik, ileride basan, yüksek yüksek tempolu bir takım olduğu biliniyordu ama Galatasaray savunmasını ilk 45 dakikada darmadağın edeceğini kimse hayal edemezdi.

Young Boys, Galatasaray’ı iyi analiz etmişti. Galatasaray savunma hattının üstünde kuracağı baskının hatalı pas sayısını arttırcağını bilerek oynadı ve planını da başarıyla sahaya yansıttı. Sarı kırmızılı savunma üzerindeki baskı nedeniyle bol bol pas hatası yaptı, buna bir de sakarlıklar eklenince Yong Boys ilk yarıda beş net gol pozisyonu üretti. Monteiro’nun iki gölün yanı sıra Galatasaray savunmasını en az üç tane daha net pozisyon vermesi bu düzeydeki bir takım için kabul edilebilir bir rakam değildi.
Galatasaray’ın ilk yarıda Torreira’nın ve Icardi’nin iki pozisyonu dışında gole yaklaştığı an yok gibiydi. Peki Galatasaray ilk yarıda Young Boys’un oyununu niye dengeleyemedi ve mahkum oynadı?

Young Boys açısından bakıldığında ev sahibi ekip dersine iyi çalışmıştı, sorularda hep çalıştığı yerden geldi! Galatasaray açısındansa ilk düğme yanlış iliklenmişti devamı da öyle geldi. Hastalıktan yeni çıkan Köhn ve hastalığı henüz atlatamamış olan Barış Alper Yılmaz’ın ilk 11’de tercih edilmesi sorgulanması gereken bir karardı. Okan Buruk bu kadar enerjik bir rakip karşısında üst solunum hastalıkları yaşayan iki oyuncuyla başlamakla hatalı bir karar vermişti. Buna Jelert’in tecrübesizliği ve henüz takıma adapte olamaması, Sara’nın alışma sürecinde olması da eklenince Galatasaray savunması İsviçreliler tarafından kolayca baskı altına alındı.

İlk yarıda Galatasaray’da ayakta kalan isim Icardi idi ancak Arjantinli golcü topla buluşmak da zorlanıyor. Torreira ve Mertens ayaklarına her top geldiğinde baskı altına alınıyor ve o etkileyici pasları çıkarmalarına izin verilmiyordu. İşleyen tek kanat Kerem’in kanadıydı ancak o da savunmasında yaşanan kriz nedeniyle hücumdan çok defansa geldi. Sonuç olarak ilk 45 dakikalık performans, Süper Kupa’daki Beşiktaş yenilgisinden bu yana alınan en ağır dersti.

Geçen sezondan gelen cezası nedeniyle tribünde olan Okan Buruk, devre arasında sahadaki yardımcısı İrfan Saraloğlu ile durumu istişare edip ikinci yarıya Mertens- Ziyech değişikliği ile başladı. Kalede de ilk yanının son dakikasında sakatlanan Muslera’nın yerine Günay zorunlu değişikliği yapıldı.

Ziyech’in uzaktan atacağı şutlar ya da asistler İstanbul’daki rövanş için avantaj sağlayabilirdi. Nitekim yapılan değişiklikler Galatasaray’ın oyuna ortak olmasına katkı sağlamıştı. Ziyech- Icardi işbirliği golün habercisi gibiydi. Sarı kırmızılı takımın topun kontrolüne sahip olması da İsviçreliler ilerin hızını kesmişti. Ancak Galatasaray’da Kanatlar yeteri kadar etkili çalışmıyordu. Hal böyle olunca da rakip savunmayı hataya zorlayacak baskı ya da baskın ataklar oluşmuyordu. Üstelik Galatasaray savunmasının savrukluğu da devam ediyordu. Young Boys kontrataklarla üçüncü golü kovalıyordu. Jelert’in ıskasının ardından gelen ve Günay’ı geçen şutun direkten dönmesi Galatasaray adına bir şans anıydı.
Okan Buruk, Jelert’i çıkarıp Batshuayi’yi alarak çift santrfora döndü. Bu hamle hemen sonuç verdi. Belçikalı futbolcu peşpeşe gollerle skoru eşitledi.

Beraberliğe kadar olan çaba ve motivasyon skor 2-2’ye geldikten sonra düştü. Bu tuhaf rahatlığın faturası hemen çıktı. Abdülkerim’in kırmızı görmesi ile sonuçlanan penaltı ise Young Boys’a yeniden öne geçme fırsatı verdi.

Sonuç olarak Galatasaray, Paris 2024’te gardını almadan açık dövüşen boksörümüz Hatice Akbaş gibiydi ancak ayakları onun kadar iyi ve hızlı değildi. Galatasaray 3-2’lik skoru döndürebilir mi? Rövanş, kontratak futbolu oynayan rakip karşısında hiç de kolay olmayacak.

Bu sonuçtan sonra şu soru sorulabilir; Okan Buruk sahada olsaydı tablo farklı olur muydu? Galatasaray, Okan hocanın dokunuşlarıyla kimlik bulan bir takım ancak Fatih Terim tarzı bir antrenör takımı değil. Okan hocanın kulübede olması değil oyun planını doğru kurması önemli. Dün Okan Buruk rakibi şaşırtacak, hataya zorlayacak ve rövanş için avantajı sağlayacak planını ancak ikinci yarıda sahaya yansıtabildi, çift santrfora dönmek alınması gereken bir riskti ve aldı. Ancak takımdaki tempo sorunu devam etti. Sanırım bu sorunları kendisi de tribünden net bir şekilde tespit etmiştir.

YORUMLAR (10)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
10 Yorum