Değişen toplum 2
Toplumlar değişir. Türkiye’de değişiyor. Belki toplumumuzun tarihsel belirleyenleri, seküler-dindar, Türk-Kürt, Sünni-Alevi fay hatları olduğu yerde duruyor. Ancak bu hatlarda, onların etrafında ve yanında, başka tür hareketlilikler, sosyalleşmeler ve siyasallaşmalar da yaşanıyor.
Nitekim kültürel kimliklerin toplumsal ilişkilere dair keskin belirme gücü düne oranla azalmış görünüyor. Kültürel kimlik referansı (Kürt kimliği dışında) bugün daha muğlak, kimlikler arası ilişkiler etkileşime daha açık ve her kimlik, bir iç değişime, kimlik içi bir sınıfsal, fikri, hatta kültürel bir ayrışma, bir heterojenleşme haline tabi…
Bu durumun ana hatlarına ve nedenlerine geçen yazıda değindik.
Peki ülkedeki toplumsal değişimin diğer unsurları neler?
İlk unsur, (yine Kürtler dışında) kimi farklı toplumsal kesimler arasında sisteme katılma, simge ve imkan bakımından yaşanan eşitlenme halidir. Bu aidiyet, çatışma enerjisinin boşalması, normalleşme bakımından önemli bir veridir.
Buna, kamu hizmetinde radikal bir seviye yükselmesini, Anadolu’yu da kuşatan ve çevre-imaj referansını değiştiren fiziki bir modernleşmeyi, bireyselliği teşvik eden, dünyayla zihni etkileşim kapılarını açan teknolojik bir zıplamayı, yüksek eğitimin yaygınlaşmasıyla ortaya çıkan eğitim burjuvazisi üzerinden sınıfsal bir hareketliliği, yani diğer unsurları eklediğimiz zaman, 25 yıl öncesinden farklı bir toplumda yaşadığımız kendiliğinden ortaya çıkacaktır.
Peki bunlara ne anlam vermek gerekir?
Bireysel özerklik, geleneğe oranla şahıslaşma, ilk akla gelen husus olacaktır.
Bu gelişmeye, şüphe yok. Ancak, bu husus, hiçbir şekilde, pozitivist beklentilerin umduğu istikamette, birey-kimlik zıtlığı, birinin diğerini eritmesi olarak düşünülmemelidir.
Gözlemler göstermektedir ki, tüm yeni gelişmeler mevcut toplumsal ve kültürel belleğin içine doğmuş ve onlarla ilişki kurmuşlardır. Bu girdiler; kültürel aidiyetler, ayrışmalar ve çatışmalar şemsiyesinin altında anlam kazanıyorlar.
Örneğin söz konusu değişim unsurları kültürel yarılmaların etkisini yitirmesine, ana belirleyen olarak yerini sosyo-ekonomik kırılmalara bırakmasına yol açmıyor.
Nitekim kültürel bir kimliğin esneme, değişme dozu ne olur olursa, o kimlik, hem korunan bir aidiyet hem bir siyasi fayda ögesi olarak tanımlanıyor ve siyasi davranışları etkilemeye devam ediyor.
Yaşanan; yeni girdilerle kişinin kimlik alanı dışına çıkması değil, onunla arasında yeni bir ilişki kurması, o kimliğin bunlardan hareketle yoğurulması, yeniden formatlanmasıdır.
Kimlik grupları, örneğin dindar kimlik, Kürt kimliği, laik kimlik içinde yaşanan heterojenleşme bu durumun bir göstergesidir.
Kaldı ki, bu ayrışma sadece kimlikler içinde değil, kimlikler yelpazesinde de karşımıza çıkıyor. Örneğin muhafazakar ve modern uçlar, milliyetçi-demokrat gibi zıtlıklar arasında, bugün yeni hatlar oluşmakta, eski tipolojiler, toplumu ve tabakalarını anlamak için düne oranla daha az anlam taşımaktadır.
Türkiye’deki siyasi davranışları anlamak için, bu tür faktörlerin ve onlar etrafındaki değişimin esas alınmasında büyük fayda var.
Bu yapılmadığı takdirde kamuoyu araştırmalardan çıkan kimi sonuçlar (örneğin AK Parti’nin ve Erdoğan’ın siyasi gücü) kimileri için açıklanması zor paradokslar oluşturabiliyorlar.
Değişen toplum meselesiyle ilgili altını çizmek istediğim bir unsur daha var. O da, kültürel kimliğin milli kimliğe doğru kayması, bunun nedenleri ve sonuçlarıdır. Önümüzdeki yazıda değineceğim bu konuya…
Not. Bu yazının dili ve üslubu yine kimi okurların eleştirisine yol açacaktır. Ama bazen, kimi konularda, dar bir köşe içinde, elden başka bir şey gelmez. Kavramlar da sosyal bilimin matematiğidir.















Dikkatli okunması halinde anlaşılmayacak bir durum yok. Magazin türünden yazılar yazan gazetecilerin bol olduğu bir medya ortamında, yazıyı yorumlayamayan arkadaşlara da hak veriyorum. Bu arada değerli gazeteci yazar MIGIRDIÇ MARGOSYAN hayatını kaybetti. Ailesine ve sevenlerine sabır diliyorum. Aydın Engin'in acısı dinmemişken, MARGOSYAN'ın ölümü de üzüntü vericidir.
Yanıtla (3) (2)Turk toplumu dis gucler ve icteki isbirlikcileri tarafindan dindarim diyen bir hukumet eliyle maddi ve manevi erozyona ugratiliyor.muslumanlar uyuyor.
Yanıtla (1) (0)Gerçekten Ali bey, yazınızı çok iyi anlamama rağmen, biraz fazla akademik tez havasına sokmadan daha basit ve anlaşılır yazabilirsiniz. Daha fazla insana hitap etmek veya etmemek yeteneğine sahipsiniz. Gücünüzü kullanabilirsiniz. Saygılar.
Yanıtla (1) (0)Kimlik grupları içinde yaşanan heterojenleşme gerçekse Müjdeli bir haber aldık demektir. Sürekli çipli makarna yedirilerek formatlananlar ve programlananlar dışında kalanların birey olma yolunda gelişme gösterdikleri anlamı çıkar ki bu büyük bir müjdedir. Sağlıklı zihine sahip "Birey" olma durumu daha da gelişerek ve tipolojilerin dışında kalarak diğer sağlıklı "Birey" lerle iletişim kurma aşamasına gelirse ve bu durum olgu halinde anlamlı bir büyüklüğe ulaşırsa gelişmiş bir toplum oluruz.
Yanıtla (0) (0)kara okuru rumuzlu bir zat konuyu dahabasıt yazarmısın demış . bu konu böyle yazılır bu kadar rahat anlaşılır şekılde hala anlaşılamıyorsa karar okuru zat kendınde ara hatayı LÜTFEN ALİ BAYRAMOGLU GIBI ÇOK DEGERLİ VE DERİN BİRİKİMİ OLAN VE BİZAT PRATIGI DE TERISI ILE EŞLEŞEN BİR BİLGEYE BİR AYDINA BÖYLE RAHAT SAYGISIZLIK EDILMEMELI . O BENIM KAHRAMANLARIN ARSINDA
Yanıtla (0) (1)Yani Şükrü Bey, sizin yorumunuz Ali Bayramoğlu'nun yazısından daha karışık olmuş. Kapasitem sizi anlamakta kifayetsiz kaldı.
Yanıtla (1) (0)Yerli liberal düşüncenin aydın olmak ile uzak yakın ilişkisi yok
Yanıtla (0) (0)Sosyal bilimler eğitimli biri olarak ben rahatlıkla anladım ama konu daha basit örneklemlerle ifade edilebilirdi. Üniversitede Max Weber anlatmıyorsunuz köşe yazısı yazıyorsunuz. Bakın bende ne marifetler var türü şov yapmanın alemi yok. Hüner mevzuyu ortalama okuyucunun anlayabileceği şekilde anlatmakta.
Yanıtla (1) (1)Merkez çevre ilişkileri ve bu ilişkinin Türk siyasi geleneğine etkileri liberalizim,inavasyon ve çok kültürlülük gibi değiştirici etkileri olan dinamiklerin kimliklerin inşasına verdiği katkı.Hocam kaleminize sağlık uzun süredir çalıştığım bir konu için yola yoluma kandil yaktınız teşekkürler
Yanıtla (1) (1)Dedi-kodu yapıldığı zaman çok somut bir anlatı vardır. Önce iyi ile kötü net olarak ortaya konur (tabiki kendi doğrusuna göre, kötü dediği aslında iyi de olabilir ama... o, kötü diye bir yargıya varılmıştır). Bu kabulden sonra başlanır bilimsel çözümlemelere(pardon sallamalara).Böyle bir geçmişin varsa...yazarın yazdıklarını anlamaman çok normal...
Yanıtla (1) (1)Kültürel kimlik referansı medya dilini , söylemini takip ettiği için muğlak. MetroPoll araştırmasında Ukrayna Savaşında ABD sorumlu denmesi şöyle yorumlanmış:Ukrayna savaşında sorumluluğu ABD’ye atfeden anlatının sıkça tekrarlanmasının kamuoyunun bakışında da önemli bir iz bıraktığı düşünülebilir.
Yanıtla (0) (0)Eskiden biraz da utanma duygusu vardi simdi güç Biz de her şeyi yapabiliriz diyorlar
Yanıtla (1) (0)Sn Yazar, değişim hayatın gereği. Olmaması zaten mümkün değil. Yaşadığımız değişimin ne kadar anlamlı ve/veya önemli olduğunun göstergesi onu diğer toplumlarda yaşananlarla kıyaslamaktır. Batıya baktığımızda; 60’lı yıllara kadar zencilerin ağır ayrımcılığa uğradığı ABD’de bir zenci başkan oldu. Bugün Londra’nın belediye başkanı Pakistan asıllı. Bilimsel gelişmeler baş döndürücü, hukuk normları evrensel ve adalet üretiyor. Bu zaviyeden bakınca halimiz çok acıklı.
Yanıtla (1) (0)Dil ve üsluba dair bir sıkıntı göremedim. Ancak çok şey yazıp aslında hiçbirşey anlatmamışsınız. Üstelik tespitlerin çoğu görece ihtiva ederken ,mutlak hakikat gibi sunulmuş. Toplumdaki kültürel yozlaşmaya dair söylenecek onca şey varken,başlığı gördüğümde hayli umutlanmıştım. Hatirlar misiniz 80 li yılların sonlarına doğru acili arabesk ve yozlaşma kültürüne dair hayli tartışmalar olurdu. O günlerde dejenerasyona canla başla direnen bir mekanizma vardi. Bu gün o yok ve toplum hızla seviye kaybe
Yanıtla (7) (2)Kesinlikle haklısınız. Yıllardır bu liberallerin, tek satırlık bir fikri bir sayfa dolusu yazıyla anlatmaya çalıştıklarına şahit oldum.
Yanıtla (3) (1)Teşekkürler sayın yazar. Valla benim gördüğüm hemen hemen çeyrek yüzyıldır ikdidarda olan bir partinin tavanla taban arasını dengeleyici olan,orta sınıfı yok edişidir. Birde, yapılan bütün yolsuzlukların meşrulaştırilmasi, yani toplum tarafından normal karşılanması.
Yanıtla (1) (0)Ne diyorsaniz acik deyin.
Yanıtla (1) (1)Toplum değişti dönüştürüldü sonuç Adaletsizliğe yolsuzluğa yalana talana ses çıkarmayan sadece kendi çıkarlarını düşünen bir kuşak ortaya çıkarıldı eğitim bitik spor bitik ekonomi bitik yolsuzluk haksızlık diz boyu bütün kurumların başında liyakatsiz adamlar Dindar ve kindar nesil ayağına partiye üye yetiştirme hanedan kurmak ülkenin geldiği yer bu günler iyi günler Turpun büyüğü hegbede yakın zamanda görürsünüz.Gocmen sorunu öyle bir koyacak ki Bütün yazıları onlara yazacaksınız.
Yanıtla (1) (0)Ali Bey, toplumumuz inanılmaz değişti. Nasıl mı? 1) aileler bölündü, dindar ailelerin çocukları çok farklı 2) %40 ile %60 birbirinden koptu 3) muhafazakarlar 3’e bölündü; siyasal islamcılar, emevi dincileri, güzel dindarlarımız 4) seküler kesimle güzel dindarlarımız yakınlaştı, gayet iyi anlaşıyorlar Siz yazmaya biz yorumlamaya devam…
Yanıtla (7) (0)Anlayan bana da anlatabilir mi?
Yanıtla (1) (1)hep siyasi değişim anlatılıyor...sosyal hayat ,aile,ilişkiler,...mahvoldu..esra erolluk olmayan aile neredeyse kalmadı..ahlak normları değişti...kahrolsun abd denilen ülkede her görüşün özellikle genç ve kadınları amerikan hayat tarzını her alanda yaşamaya başladı..dizi ve filmler ve sosyal medya bunu tetikledi...ve sonunda iletişimsiz hasta anti depresanlı bireyler oluştu.farklı gözüken inançlar sosyal hayatta aynileşti.şizofren,anomi yaşayanlara dönüştü.
Yanıtla (3) (0)Ortada değişim filan yok, ilerleyen bir hastalık var. Toplumda bu kimlik katmanlaşma psikolojide ağır hastalık olan kişilik bölünmesi gibidir,kaçınılmaz olarak içte kişilik çatışması yaratır. Bu gibi durumlarda hastalığın kontrol ve tedavisi yoğun bir gözetim, bakım ve ağır ilaçlar gerektirir ( buna tıbbi VESAYET diyebilirsiniz). Bu gibi durumlarda tedavi tamamlanmadan gözetim, ilaç ve bakım terk edilirse ki genellikle bireyde bu yönde eğilim olur, kişi kendine ya da etrafa ağır zarar verebilir.
Yanıtla (2) (1)Psikoloji biliminin insan gelişme ve davranışları için ortaya koyduğu şablonlar sosyolojiyi de anlamakta çok yardımcı olur!! Öncelikle tüm katmanlar ciddi gelişmişlik farkı ile ayrılır. Bunlar birbirine geçişi ileri doğru değilse bir gerileme olur. İnsanlarda yaşa bağlı algı, beceri nasıl farklı ise toplumsal katmanlarda öyledir. Bu kadar çok katman, bir insan da farklı yaşlara ait özelliklerin aynı anda olması, kişilik parçalanması gibi hastalıklı bir durumdur. Ülkenin hali tam da böyle.
Yanıtla (1) (0)oldukça soyut olmuş hocam; diğer okurları bilmem de ben kavramakta zorlandım. ilerlemenin genelde ayrılaşma ve ayrıntılaşma yönünde olduğunu okumuştum bir yerlerde. olgu ve süreçleri mantıklı görünecek biçimde açıklamak ile, bu açıklamaların gerçekte karşılığının ne olduğu (öncesinde ne kadar açıklama olduğu) ayrı... açıkçası -tabiri caiz ise- ne kadar tutturacağınızdan şüpheliyim. sosyal bilime katkıdır ama... teşekkürler.
Yanıtla (2) (0)