Türkiye Rusya konusunda gerçekçi politika izliyor mu?

Bir süredir zihnimde gezdirdiğim bir soru üzerinde sizlerle birlikte düşünmek istiyorum. Başlıktaki soru ilk bakışta yadırgatıcı gelebilir. Çünkü genelde Türkiye’nin Rusya – Ukrayna savaşında dengeli bir politika sürdürdüğü kanaati paylaşılıyor. İktidar bunu iddia ediyor, muhalefet de pek sorgulayıcı değerlendirmelere gitmiyor. Ancak ben bu sorunun sorulması gerektiğini düşünüyorum. Gelişmeleri şöyle topluca görelim:

Rusya NATO’ya girebilir ihtimalinden yola çıkarak Ukrayna’ya savaş açtı.

Daha temelde Putin’in açıklamaları ile de ortaya çıktı ki aslında Ukrayna’yı Rusya bütünlüğü içinde görüyordu.

1914 yılında Kırım’ı ilhak etti.

Son olarak da uyduruk bir halk oylaması ile dört Ukrayna şehrini ilhak etti.

Türkiye Kırım’ın ilhakını da en son referandum tiyatrosunu ve peşinden gelen ilhakları da tanımadı.

ABD ve AB ülkeleri de bu Rus hamlelerini tanımıyor.

Üstelik ABD ve AB Rusya’ya karşı yaptırım uyguluyor ve Ukrayna’ya yardım ediyorlar.

Ancak ne Rusya’ya yönelik ambargolar ne de Ukrayna’ya yardımlar Putin’in son hamlelerine mani olamadı.

Batı dünyası Putin’e yönelik yaptırımları daha da artırıyor. Buna karşılık Putin nükleer silah dahil her şeyin gündemde olduğunu, üstelik bunun blöf olmadığını açıkladı.

Batı dünyası Putin’in durdurulması gerektiğini düşünüyor, bu sebeple de Putin’in gaz kesme ve milyonlarca Ukraynalı göçmeni barındırma vs gibi özellikle Avrupa ekonomilerini zora sokan tahditlerine boyun eğmemeyi tercih ediyor.

Buna karşılık Türkiye farklı bir tavrı benimsedi.

-Bir kere Ukrayna’ya saldırıyı onaylamadı. Ukrayna’yı yer yer desteklediği de bir vakıa.

-İlhaklara da tepki gösterdi.

-Hatta bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan diliyle Batı’nın Ukrayna’yı yeterince korumadığı gibi açıklamalar yaptı.

-Ancak Batı dünyasının uyguladığı ambargoya -özel konumunu gerekçe göstererek- katılmadı.

-Hatta Rusya’ya ambargonun delinmesi gibi okunan pencereler açtı. Rus turistlerin kredi kartı niteliğindeki Mir’in kullanımına zemin hazırladı. Ta ki Batı, Türk bankalarını bu sebeple uyarıncaya ya da tehdit edinceye kadar.

Türkiye’nin bu tavrında “özel” durumu olduğu ifade ediliyor. Doğru, Rusya ile özel ekonomik ilişkiler var. Doğru, Türkiye ile Rusya komşu. Doğru, Erdoğan’ın Putin ile özel dostluğu var. Doğru, Rusya’nın ve her çılgınlığı yapabileceği görülen Putin’in tamamen köşeye sıkıştırılmasındansa bir çıkış yolu - bir iletişim kanalı olması daha doğrudur. Bu imkan tahıl probleminin aşılmasında, esir değişiminde olumlu sonuçlar almaya imkan verdi.

Bir şey daha; Savaşın mağduru Ukrayna bile Türkiye’nin bu duruşundan çok rahatsız değil.

Bu durumda ne denebilir ki Türkiye’nin politikasının gerçekçi olup olmadığı noktasında?

Ne söylenebilir?

“Putin’in bu politikasının geleceğe yönelik uyandırdığı kaygıları ne ölçüde önemsiyoruz?” sorusu sorulabilir mesela.

Sayın Cumhurbaşkanı Putin ile görüşmesinde bu ilhakları, uyduruk referandumları eleştirdiğinde nasıl bir karşılık alıyordur mesela.

Rusya, Türkiye toprakları üzerinde hak iddia etmeyen bir ülke değil. Putin zihniyetinden ilelebet emin miyiz ülkemiz bakımından, mesela?

Stalin, Putin veya başka bir isimle yeniden bedenlenip Kars, Ardahan, Artvin’den başlayıp Boğazlar üzerinde ağız sulandırmaya başlamayacağından ve mesela NATO - Batı desteğine ihtiyaç duyulmayacağından emin miyiz?

Şanghay projesini gerçekten iyi ölçüp biçtik mi? Yoksa “Batı alerjisi” dünya değerlendirmelerimizi haddinden fazla mı etkiliyor?

Meral Akşener en son değerlendirmesinde “Putin’in her yeri Suriye’ye benzetme yolunda ilerlediğini” söyledi. Akşener ciddi bir stratejik değerlendirmenin ürünü olarak nitelenebilecek çıkış yaptı.

“Cumhurbaşkanımız dış politikada şahsi dostluklarla her şeyi yoluna koyar” tarzındaki bir zaaf -evet zaaf- dikkate alınıyor mu, sormak isterim.

“Emin miyiz Putin’den?” diye sormak isterim.

“Biraz fazla angaje olmadık mı Putin’li yürüyüşe?” diye sormak isterim.

“Batı karşıtlığı diplomatik esnekliği devre dışı bırakacak ölçüde kategorik nitelik kazanmadı mı?” diye sormak isterim.

“Tek adam yönetimi noktasında Putin benzeşmesi Türkiye’ye zarar verecek boyutlara ulaşmadı mı?” diye sormak isterim.

Belki zihin açar bu sorular diye düşündüm.

YORUMLAR (79)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
79 Yorum