Türkiye’yi utanca ve yasa boğan Kaynarca vahşetinin faili Birol Karacal’ın 2009’da yine tecavüzden 11 yıl ceza almasına rağmen Yargıtay sürecinden dolayı elini kolunu sallayarak serbest dolaşması, ağır işleyen yargının sorumluğunu gözler önüne serdi.
Suriyeli 9 aylık Emani’ye tecavüz edip 10 aylıkbebeği ile birlikte .ldüren katillerden Birol Karacal’ın 2009’da bir engelli kıza tecavüzden yargılandığı davanın hala sonuçlanmamış olması Türkiye’yi sarsan vahşette ağır işleyen yargının sorumluluğunu da gözler .nüne serdi. 8 yıl önceki davada 11 yıl hapis cezası alan canavar, temyize gidince tutuksuz yargılanmak üzere serbest kaldı. Yapılan onca reforma karşın 9 yılda bitmeyen bir davadan dolayı elini kolunu sallayarak dolaşan katil, Kaynarca’daki vahşete imza attı.
KATİLİN DOSYASI 6 YILDIR KARARA BAĞLANAMADI
KARAR, faillerden Birol Karacal’ın 2009’da engelli bir kıza cinsel saldırıda bulunduğunu ve olayın ardından 11 yıl hapis cezası alan Karacal’ın 2 yıl hapis yattıktan sonra temyize başvurmasıyla serbest kaldığını ortaya çıkarmıştı. Kalan 8 yıllık cezayla ilgili dosyanın hâlâ Yargıtay’da olduğunun iddia edilmesi ise bambaşka bir konuyu tartışmaya açtı. Temziye başvurduktan sonra 2011’de serbest bırakılan Karacal’ın dava dosyasının aradan 6 yıl geçmesine rağmen karara bağlanamaması ‘adalet sisteminin hantallığı’na ilişkin sorunları yeniden gündeme taşıdı. Ceza davalarındaki düzenlemeye göre, ağır ceza mahkemelerinin görevine giren işlerde tutuklu yargılama sürelerinin azami 2 yıl olduğu ve bu sürenin 3 yılı geçmeyecek şekilde uzatılmasının da mümkün olduğu belirtildi.
SURİYELİ EMANİ VATANINA TABUTTA DÖNDÜ
Sakarya’daki vahşetin kurbanları hamile anne Emani el-Rahmun ile 10 aylık oğlu Halef, Suriye’nin İdlib kentinde son yolculuğuna uğurlandı. Cenazede genç kadının acılı eşi ve babası gözyaşlarına boğuldu.
üm Türkiye’yi derinden sarsan cinayetin kurbanları, Suriye’de son yolculuğuna uğurlandı. Sakarya’nın Kaynarca ilçesindeki ormanlık alanda öldürülen Suriyeli hamile kadın Emani el-Rahmun (20) ile 10 aylık erkek bebeği Halaf el-Rahmun’un cenazeleri, önceki akşam Suriye’ye götürüldü. Cenazeleri teslim alan Emani el-Rahmun’un babası Muhammed Abdülhadi Ali el-Rahmun “Türkiye hükümetinden, bu iğrenç suçu işleyenleri en ağır şekilde cezalandırmasını istiyoruz. Bu işe bulaşan suçluların yaptıkları, Türk halkını hiçbir şekilde temsil etmiyor.
Anne el-Rahmun ile 10 aylık oğlunun cenazeleri, Cilvegözü Sınır Kapısı’ndan Suriye’nin İdlib kentine gönderildi. Bu sırada acılı eş Halid el-Rahmun gözyaşlarına boğuldu.
Türk halkı bizim kardeş, Müslüman ve dost halkımızdır. Biz böyle düşüyoruz ve böyle de düşünmeye devam edeceğiz” diye konuştu. İdlib’in Cibale köyüne ambulansla götürülen cenazelere İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Vakfı (İHH) ekipleri de eşlik etti. Burada düzenlenen cenaze törenine katılan acılı bir akraba ise “Sakarya’da işlenen bu vahşet ne Türk halkını ile ne de Tük hükümetini temsil eder. Tek isteğimiz bu suçluların misliyle cezalandırılması” ifadesini kullandı. Öldüren anne ve bebek, namazın ardından gözyaşları içinde toprağa verildi. Öte yandan hamile anne ile 10 aylık oğlunu katleden Birol Karacal ile Cemal Bay’ın ortaya çıkan ifadeleri kan dondurdu. Vahşetin ayrıntılarını anlatan katillerdan Bay şunları kaydetti: “Kadın yatıyordu, yanında bebek vardı. Önce Birol kadının üzerine atladı. Sonra ben de yumrukla vurdum. Birol, 10 aylık bebeğin boğazını bezle sardı sonra da yer yatağında boğdu. Kadını ve çocuğu sonra ormanlık alana götürdük. Kadının kafasına Birol ile odunla vurarak öldürdük. 10 aylık bebek zaten ölmüştü. İkisini ağaç ve çalı parçalarıyla kaparak gizledik.”
ADİ OLAY DEĞİL NEFRET SUÇU
Sakarya’daki vahşetin ardından ortaya birçok iddia atıldı. Öne sürülen iddialarla ilgili el-Rahmun ailesinin avukatı Cihat Gökdemir açıklama yaptı.
Avukat Cihat Gökdemir
Olayın ayrıntılarını öğrendiklerini anlatan Gökdemir şunları kaydetti: “Failler, olayın adi bir vaka olduğunu gösterebilmek için katlettikleri kadının eşiyle aralarında sıkıntı bulunduğunu iddia ediyor. Oysa kadının eşi ve iş yerindeki çalışanlar böyle bir sürtüşmenin yaşanmadığını söylüyor. Eğer sanıklar Halid ile aralarında sıkıntı olduğunu iddia ediyorlarsa bu muhtemelen Halid’in Suriyeli olmasına karşı besledikleri kinle ilgilidir. Bu da olayı tamamen nefret suçuna çevirir. Her iki sanığın kanında uyuşturucu ve alkol maddesine de rastlanmadı. Yani cinayet bilinçli işlenmiş. Kadının güzelliğinden dolayı böyle bir şey yapıldığı yönünde çıkan haberleri de kınayan Gökdemir “Kadına ‘Eşinden ayrıl ben sana para da veririm’ tarzında tekliflerin yapıldığına ilişkin söylemler yalan ” dedi.