Siyaset ve ekonomi dünyası Moody’s’in notumuzu düşürmesinin ardından atılması gereken en önemli adımın reformları hızlandırmak olduğu görüşünde birleşti. Goldman Sachs ise not kararında zamanlamanın sürpriz olduğunu itiraf etti.
GÜVEN ADALI
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s’in Türkiye’nin kredi notunu “Baa3” seviyesinden “Ba1” seviyesine düşürmesinin üzerinden 3 gün geçti. Yapılan açıklamalarda bundan sonra neler yapılması gerektiği konusunda ise reformlara hız verilmesi dikkat çekti. Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, rating kuruluşlarına verilecek en iyi cevabın yapısal reformları daha da hızlandırmak, mali disiplini korumak olduğunu belirterek, “Durmak yok reformlara devam. Türkiye’nin temelleri sağlam” dedi.
KIRILGANLIK OLDUĞU DOĞRU
Yapısal reformları artırarak sürdüreceklerini belirten Maliye Bakanı Naci Ağbal ise, “Kırılganlık oluşturan konuların olduğu doğru. Bunun tedbirlerini alacağız. Ama Moody’s yaklaşımında katılmadığım hususlar var. Bir iki hafta içinde açıklayacağımız OVP, hem üç yılda yapacaklarımıza dair perspektif, hem yapısal reformlar konusunda program içerecek” dedi. Moodys’in Türkiye’nin kredi notunu yatırım yapılabilir seviyenin altına indirmesini değerlendiren Goldman Sachs, kurumun notu indirmesinin beklenmedik bir olay olmadığını belirtti.
GOLDMAN SACHS BİLE ŞAŞIRDI
Goldman Sachs, Moody’s kararının zamanlamasının beklenenden önce olduğunu vurguladı. Şu değerlendirmeye yer verildi: “Temel olarak bakıldığında, not indirimin çok fazla bir etkisi olacağından kuşkuluyuz. Otoritelerin kamu kurumlarının gözden geçirilmesi gibi politika önceliklerini hali hazırda kabul etmiş olduklarına inanıyoruz. Bu nedenle kredi notunda düşüşün hemen bir politika değişikliğine yol açmasını beklemiyoruz.”
‘İHALELERE GÜÇLÜ TALEP VAR’
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek Moody’s’in not indirimine rağmen hazine ihalelerine güçlü talep geldiğini söyledi. Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek twitter üzerinden kredi notundaki düşüşü değerlendirdi. Şimşek, kredi notundaki düşüşe rağmen Hazine ihalelerine güçlü talep geldiğini ve faizler beklentilerden düşük olduğunu belirterek, “Türkiye’nin makro temelleri sağlam” dedi.
‘ETKİSİ KISITLI VE KISA VADELİ OLUR’
Morgan Stanley ise raporunda, “Türkiye, güçlü büyüme ve bütçe disiplini performansını korursa ve aynı derecede öneme sahip kurumsal sağlamlık geliştirilirse not indiriminin etkisi kısıtlı ve kısa vadeli olur” denildi. Raporda, 2. çeyrekteki büyüme performansı ve 3. çeyrek büyümesine dair düşük beklentiler nedeniyle, Türkiye’nin yüzde 3’ün üzerinde büyüme rakamlarını sürdürülebilirliğinin sorgulanır hale geldiği ve Moody’s’in not indiriminde bu faktörün rol oynadığı belirtildi. Morgan Stanley, Türkiye’nin 2016’da geniş para politikası ve makro-ihtiyadi tedbirler eşliğinde yüzde 3.3 büyüyeceğini tahmin etti.
BOL PARA DÖNEMİ BORÇLARI ARTIRDI
Bankacılık sektörü ve reel kesimi hassas bir dönem bekliyor. Bol para döneminin yaşandığı 2003-2015 yılları arasında bankacılık sektörü 163,8 milyar dolar, reel kesim ise 131,5 milyar dolar yurtdışından borçlandı.
Kredi notunun düşmesi ile iki ana sektörde hassasiyet artıyor. Bunların başında bankalar geliyor. Sektör 2003-2015 yılları içerisinde toplam 163,8 milyar dolar yurtdışından borçlanma yaptı. Bankaların ucuz dış finansman kullanımı özellikle 2008-09 kriz sonrasında yoğunlaştı. 2003-2009 yılları arasında 45,4 milyar dolar dış borçlanmaya giden bankalar bu rakamı 2010-2015 döneminde 118,4 milyar dolara yükseltti.
DIŞARIYA YÖNELDİK
Dış borçlanmaya ağırlık veren bir diğer sektör de reel kesim oldu. Bankalar 2003-2015 arasında 163,8 milyar dolar dış borçlanmaya giderken reel kesimin aynı dönemde kullandığı dış borçlar ise 131,5 milyar dolara ulaşmıştı. Reel kesimin dış borçlanmasında ise özellikle 2003-2009 arası daha yoğun görülüyor. 2003-2009 arasında 89.4 milyar dolar dış borç kullanan reel kesim 2010-2015 arasında 42,1 milyar dolar dış borç kullandı. Bankacılık ve reel kesimin 2003-2015 arasında yurt dışı finans kullanımı böylece 295,3 milyar dolara ulaşmış oldu.
EN BÜYÜK GÜVENCE YERLİLER
Türkiye anlık kur dalgalanmalarında gördü ki en büyük güvencesi milletin elindeki döviz. 15 Temmuz sonrası dolar/TL kuru önce 3.05’e, ardından S&P kararı ile 3,10’a çıktığında yerliler hızla dolar satarak döviz piyasasını dengede tutmuşlardı 15 Temmuz haftasına 191,1 milyar dolar seviyesinde olan Döviz Tevdiat Hesapları (DTH) 29 Temmuz haftasında 180 milyar 224 milyon dolara kadar düşüş göstermişti.
15 TEMMUZ’UN ARTÇI SARSINTISI
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, “Türkiye ekonomisini gerçekten tedirgin edecek bir çıkışın şimdiye kadar olmadığını biliyoruz. Rakamlar son derece düşük. Moody’s’in bu açıklamasını 15 Temmuz’un artçı depremlerinden biri olarak görüyorum ama Türkiye bunu ciddi şekilde aşacaktır” dedi. TİSK’in Eylül Ayı Ekonomi Bülteni’nde Moody’s tarafından Türkiye’nin kredi notunun düşürüldüğü, bunun borçlanmayı daha zor ve yüksek maliyetli hale getirebileceği belirtilerek, “Kredi notunun tekrar yükseltilmesi şart” denildi.