Çin ile Türkiye arasında 2017'de imzalanan fakat TBMM'nin henüz onaylamadığı iade anlaşmasını oylayarak kabul etmesine ilişkin konuşan Türkistander Başkanı Burhan Kavuncu, "Türkiye ve iktidar açısından büyük bir ayıp. Utanç belgesi derhal geri çekilmeli" dedi.
Çin'de Ulusal Halk Kongresi Daimi Komitesi'nin Çin ile Türkiye arasında 2017'de imzalanan fakat TBMM'nin henüz onaylamadığı "Suçluların İadesi Anlaşması"nı oylayarak kabul ettiğini duyurması sonrası tepkiler gelmeye devam ediyor.
Çin Parlamentosu'nun internet sitesinde cumartesi akşamı duyurulan haber, Türkiye'de yaşayan Uygur vatandaşlarda endişeye neden oldu.
Anlaşmaya göre Pekin yönetimi, özellikle Türkiye'ye sığınmış ve "terör suçu" işlediğini ileri sürdüğü Müslüman Uygurların sınır dışı edilme sürecini hızlandırmayı hedefliyor.
"ANLAŞMANIN GÜNDEME GELMESİ BİLE AYIP"
Türkistander Başkanı Burhan Kavuncu da dernek sitesinden yazılı bir açıklama yayınladı. "Çin'e göre 'suçlu' bütün Türkistanlılar, belli değil mi?" başlığı ile yayınlanan açıklamada, "2017’de imzalanan “Çin-Türkiye Suçluların İadesi Anlaşması” TBMM’de de onaylanırsa yürürlüğe girecek. Türkiye’nin bu anlaşmayı kabul etmesi mümkün değil, ama gündeme gelmesi bile ayıp. Anlaşma metninde iadeyi zorlaştıran maddeler var, ama yine de kabul edilemez" denildi.
"TÜRKİSTANLILAR ARASINDA ENDİŞEYE NEDEN OLDU"
Anlaşmanın gündeme gelmesinin Türkistanlılar arasında endişeye, Türk halkında ise tepkiye neden olduğunu belirten Kavuncu,"2017 yılının Nisan ayında Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Pekin’i ziyareti sırasında imzalan anlaşma dört yıla yakın bir süredir her iki ülkenin de meclislerinde bekletiliyordu. Bu bekletmenin, iki ülke arasındaki ilişkilerin zaman zaman gerilmesi ile ilgili olduğu tahmin ediliyor" dedi.
"ÇİN'İN İNSANLIK DIŞI UYGULAMALARI TÜRK YETKİLİLER TARAFINDAN ELEŞTİRİLMİŞTİ"
Kavuncu, Çin’in Doğu Türkistan’daki insanlık dışı uygulamalarının 2019 yılı başından itibaren Türk resmi yetkilileri tarafından sert bir şekilde eleştirildiğini hatırlatarak, "Buna karşılık Çinli yetkililer Türkiye’yi 'ekonomik ilişkileri bozmakla' tehdit etmişlerdi. Çin’in diplomatik sınırları aşan saygısız açıklamaları Türkiye tarafından karşılıksız bırakıldı. En son geçtiğimiz Ekim ayında BM Genel Kurulu’nda konuşan Türkiye temsilcisi, Çin’in Doğu Türkistan’daki insan hakları ihlallerinin devam ettiğini söyleyerek bu zulme son verilmesini istemişti" ifadelerini kullandı.
"AKIL ALIR BİR HUSUS DEĞİL"
Kavuncu, açıklamalarına şöyle devam etti:
"Türkiye Dışişleri’nin açıkça '21. Yüzyılda toplama kamplarının yeniden ortaya çıkmasının utanç verici olduğunu' ve 'terörle mücadelenin sivil halka baskı yapmaya dönüştüğü' ilan etmesinden sonra, böyle bir ülkeye değil 'suçlu iadesi', iade anlaşması bile yapmaması beklenirdi normal şartlarda. Bu anlaşmanın Türkiye’nin genel pozisyonuyla çeliştiği açık. Ama uygulamanın tam tersi yönde geliştiğini görüyoruz. 2019 Şubat’ında 'Sincan Uygur Özerk Bölgesindeki Uygur Türklerinin ve diğer Müslüman toplulukların temel insan haklarını ihlal eden uygulamaların ağırlaştığı', 'Uygur Türklerinin ve bölgedeki diğer Müslüman toplulukların etnik, dini ve kültürel kimliklerinin tasfiye edilmesinin hedeflendiği', 'keyfi tutuklamalara maruz kalan bir milyondan fazla Uygur Türk’ünün toplama kamplarında ve hapishanelerde işkence ve siyasi beyin yıkamaya maruz bırakıldıkları'nı söyledikten daha 2 ay geçmeden Cumhurbaşkanı’nın imzasıyla anlaşma metninin TBMM Başkanlığı’na sevk edilmesi akıl alır bir husus değil."
"İYİMSERLİK OLARAK GÖRÜLMEMELİ"
Kavuncu, teklifin hala Meclis'te bekletilmesine ilişkin olarak, "O tarihten bugüne 20 ay geçmesine rağmen komisyonların ve genel kurulun gündemine alınmamış. Bu bekletmenin, böylesi bir yasayı 'Türkiye’nin içine sindiremediği' şeklinde yorumlamamız iyimserlik olarak görülmemeli" dedi.
"TÜRKİYE VE İKTİDAR AÇISINDAN BÜYÜK BİR AYIP"
Türkiye'nin böyle bir anlaşmayı yürürlüğe sokmaması gerektiğinin altını çizen Kavuncu, "Aslında daha önce de Adalet Bakanı böyle bir tasarıyı imzalamamalıydı. Bu, Türkiye ve iktidar açısından büyük bir ayıp. Çin devletinin suç ve suçlu kavramlarından ne anladığı açıktır. Toplama kampları ve hapishanelerde bulunan 8 milyonu aşkın insanı, sadece Türk, Müslüman, Tibetli, Budist, Moğol veya siyasi muhalif olduğu için 'suçlu' olarak kabul eden bir devlettir. Çin’e göre bütün bir Doğu Türkistan hatta Türkiye’nin 83 milyon vatandaşı suçludur" şeklinde konuştu.
"MASUM TÜRKİSTANLILARIN ÇİN KASAPLARINA İADESİ MÜMKÜN OLABİLİR"
Kavuncu, Doğu Türkistanlı vatandaşlara seslenerek, "Anlaşma metnindeki bir çok madde iade talebinin reddedilebileceğini öngörüyor. Bugün için Doğu Türkistanlı hemşerilerimizin paniğe kapılmasına gerek yok. Ancak iktidarda Doğu Perinçek zihniyetinde birilerinin olması durumunda pekala uygulanarak, masum Türkistanlıların Çin kasaplarına iadesi mümkün olabilir" dedi.
"UTANÇ BELGESİ DERHAL GERİ ÇEKİLMELİ"
Kavuncu sözlerini şöyle sonlandırdı:
"Türkistander olarak bu utanç belgesinin derhal geri çekilmesini, TBMM gündemine geldiği takdirde bütün üyelerin ret oyu vermesini ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yürürlüğe sokmamasını bekliyoruz. Çin’e iade anlaşmasının iyisi doğrusu olmaz. Bazı çevrelerin parti taraftarlığı gayretiyle anlaşma metnini masum göstermeye çalışmaları ciddi bir yanlıştır. Boraltan Köprüsü ihanetini unutmayan milletimiz, Çin’le iade anlaşması yapılmasını da affetmeyecektir."