CHP lideri Özgür Özel, iktidara yakın isimlerin Trump’ın Gazze planına yönelik olumlu yorumlarına sert tepki gösterdi. "Trump'ın talimatıyla, Netanyahu'yla işi pişirip ortamı hazırlarken; bunların gazeteleri tehcire 'hicret' süsü veriyor" diyen Özel, "Trump'ın Gazze'deki kumarhaneler projesine 'hicret' deyip Hz. Muhammed'i katıyorsunuz ya. Yazıklar olsun" ifadelerini kullandı.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, grup toplantısında 19 Mart’ta Ekrem İmamoğlu’na yönelik süreci “sivil darbe” olarak tanımladı. “Her darbenin başında bir cunta vardır. Bu cuntanın karargâhı Beştepe'dir, saraydır” diyen Özel, Cumhurbaşkanı Erdoğan için “19 Mart’tan sonra cunta başkanı unvanını almıştır” ifadesini kullandı.
Darbenin silahının yargı, mühimmatının ise yalan ve iftira olduğunu vurgulayan Özel, bu sürecin maliyetine de dikkat çekti: “45 milyar dolar rezerv yakıldı, borsada 31,5 milyar dolar zarar yazıldı, vatandaşın cebinden şimdilik 20 bin lira eksildi.” Mehmet Şimşek’i “cuntanın mali ayağı” olarak tanımlayan Özel, rezervlerin bu süreç için harcandığını, bu paranın emekliye ve çiftçiye aktarılabileceğini söyledi. “Bir darbe vardır. Başında bir cunta vardır, cuntanın başı Erdoğan’dır, mali ayağının sorumlusu Şimşek’tir. Hesap verecektir,” dedi.
Özel'in açıklamalarında öne çıkan başlıklar şu şekilde:
"Bundan bir önceki grup toplantımız dört hafta önceydi. 18 Mart tarihinde bu toplantıyı gerçekleştirdik. Bu toplantıdan sonra yukarıda Türkiye'nin dört bir yanından gelen konuklarımızı selamlarken bir haber geldi. Sayın İmamoğlu'nun diplomasının iptaliyle ilgili. Fakültenin dekanının ben böyle bir şey yapamam dedi diye görevden almışlardı. Fakültede lazım olan yönetim kurulundaki yedide dördü bulamadıklarını ikide kaldıklarını salı günü öğrendiler. İftar saati yaklaşırken ki ben haberi aldıktan yarım saat sonra şehit aileleri ve gazilerimizle, iftara gittim. İlk açıklamaları orada yaptım.
"BİR DARBE MEKANİĞİ İŞLİYOR"
Diplomayı 19 Mart'ta İşletme Fakültesi'nin iptal etmeyeceğini görünce iftar saatine doğru apar topar İstanbul Üniversitesi'nin yönetim kurulunu topladılar. Bu senato gibi üniversite adına karar verebilecek bir yapı değil. Ve oradan diplomanın iptaline karar verdiler. O andan itibaren dört haftadır, olağanüstü bir süreci hep birlikte yaşıyoruz. Esenyurt Belediye Başkanımıza kayyum atanıp Beşiktaş Belediyemize haksız operasyonun olduğu gün Parti Meclisimizi, İl Başkanlarımızı, grubumuzu İstanbul'da toplayıp İstanbul İl Başkanlığı'nın önünde basın mensuplarının 'Gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz' sorusuna 'Savaş ilanı olarak görüyorum' demiştim. 'Ne cevap vereceksiniz' sorusuna da 'Savaş ilan edilmiş bir yapı ne cevap verirse o cevabı vereceğiz' demiştim. 18 Mart'tan üç hafta önce erken seçimin adayı erken ilan edilir bunun için ön seçime gitmeye karar verdiğimizde ortaya çıkan bir bütün davranışları okuyup yani bir yandan diploma iptali için başvuru bir yandan beş davada 25 yıl siyaset yasağı istemi bir yandan yürüdüğünü duyduğumuz şimdi gördüğümüz fasaryadan terör ya da mali suçlardan yürütülen iki operasyon, daralan çember ve demiştim ki; 'Bir darbe mekaniği işliyor.' Ve bu darbe mekaniği İstanbul'un seçilmiş belediye başkanına darbe yaparken aynı zamanda cumhurbaşkanı adayımıza darbe girişimi hazırlığıdır. Buna karşı bu mekaniğin işlediğini biliyoruz. Kalkışanları uyarıyoruz ve buna normal bir tepki vermeyeceğimizi ifade etmiştim.
"DARBEYİ PÜSKÜRTEN MİLYONLARA TEŞEKKÜR EDİYORUM"
İşte ben buradan CHP grubundan 19 Mart günü Türkiye'nin bir sonraki cumhurbaşkanına, cumhurbaşkanı adayımıza Ekrem İmamoğlu'na karşı girişilen darbe girişimini, 19 Mart'la 26 Mart arası iki çarşamba arasında İatnabul Büyükşehir Beleidyesini bir kayyuma teslim etmemek için her gece yüz binler milyonlar olup Saraçhane'de direnenlere, 23 Mart'ta adayımız tam oylamanın başlayacağı sırada dört gün gözaltında tutulup hakim karşısına çıkarılmışken 1 milyon 750 bin üyemizin yüzde 39'unun sandığa koşmasına yetmez, haberdar et, eşlik et sloganıyla, konusunu komşusunu haberdar eden, oy kullanmaya teşvik eden sandığa kadar eşlik eden bütün üyelerimize ve CHP üyesi olmadığı halde bazısı bize o güne kadar hiç oy vermediği halde yapılan darbe girişimini görüp bir pazar sabahı uyanıp sokaklara dökülüp, iki elindeki bastonuyla 90'lı 100'lü yaşlarında, karnında evlatlarıyla, Atatürk'ün emanet ettiği demokrasiye Cumhuriyete, İsmet Paşa'nın emaneti çok partili demokrasiye, kazananın gelmesine kaybedenin gitmesine, milli iradeye sahip çıkan milyonlara o günden bugüne gerek meydanlarda gerek sandıklarda gerekse haksızlığa karşı cesaretle, nereye çağırsak oraya koşup gelen ve iradesine sahip çıkan milyonlara bu muhteris kendilerine oy verince kendilerini baş tacı yapan, başkasına oy verildiğinde milli iradeyi hiçe sayan bu bir avuç muhteris cuntacıya karşı yaptıkları darbeyi püskürten milyonlara yürekten teşekkür ediyorum. Sağ olsunlar, var olsunlar.
"ERDOĞAN 19 MART'TAN SONRA CUNTA BAŞKANI UNVANINI ALMIŞTIR"
Buradan sonra artık bir darbe girişimiyle karşı karşıya olduğumuzu, darbelerin asker yaparsa askeri darbe bugünkü gibi siviller yaparsa sivil darbe olduğunu biliyoruz. Her darbenin başında bir cunta vardır. Bu cuntanın karargahı Beştepe'dir, saraydır. Her darbenin elbette silahları vardır. Askerse tanktır, tüfektir. Bugünkü gibi sivil darbenin silahı yargıdır. O silahların mühimmatı vardır. Askeri darbede kurşundur, mermidir. Bugünkü yargı darbesinde mühimmat yalandır, iftiradır. Yalanla iftirayla yürüyen birisinin talimatıyla yargı eliyle yürüyen 19 Mart sivil darbesi aynen 15 Temmuz darbe girişimi ya da 12 Eylül darbesi, 12 Mart darbesi geçmişte 1960 darbesi gibi milletin gönlünden asla ve asla bir destek görmemiştir. Tarih önünde de diğer darbeler gibi mahkum ve mahcup olacaktır.
Söyleyene kızıyorlar. Önüne gelene terörist diyenler, hiçbir kanıt yokken insanlara hırsız diyenler, yolsuz diyenler şimdi işin adı konulunca kızıyorlar. Vallahi her darbenin başında bir cunta vardır. O cuntanın da bir başkanı vardır. Son genel seçimlerde aldığı oylarla YSK'nın onayıyla verilen mazbatayla gelip Meclis'te ettiği yeminle, içtiği antla Cumhurbaşkanı unvanını alan Recep Tayyip Erdoğan 19 Mart'tan sonra 'Cunta Başkanı' unvanını almıştır. Cuntanın başıdır."
19 Mart darbesinden sonra Mehmet Şimşek 45 milyar doları cayır cayır yakmak zorunda kaldı, döviz daha fazla yükselmesin diye. 45 milyar dolar rezerv yakıldı, borsada 31,5 milyar dolar zarar yazıldı, Türkiye'nin risk primi 371'e yükseldi. Her vatandaşın cebinden şimdilik 20 bin TL çalındı. Türkiye'de dün gece doğmuş bebeğin cebinden de 20 bin lira aldılar, 90 yaşındaki ninenin de cebinden 20 bin lira çaldılar.
Darbeden önce asgari ücret 6,5 gram altın alıyordu, bugün 5,5 gram altın alıyor. Sadece asgari ücretlinin maaşı üzerinde kaybı 4 bin liradır. En düşük emekli aylığını asgari ücrete çıkarın demiştik "para yok" dediler. Buradan söyledik 1 yıl önceki 33 milyardı, ince hesap yaptılar 100 milyar TL lazım dediler. Bunun 17 katını Ekrem İmamoğlu korkusu için yaktılar. Emeklilere sesleniyorum, her biriniz asgari ücret alabilirdiniz bu para yok dediler, 17 katı varmış o parayı cayır cayır yaktılar. Mehmet Şimşek'e sorunca bu rezervler bu günler için biriktirildi. Bu paniği önlemek doların 80 lira olmasını önlemek için bu rezervleri yakıyor. Girmeseydin bu kumpasa, bu parayı emekliye verseydin, asgari ücretliye verseydin.
Elektriğe yüzde 25 zam, paranın tamamı özelleştirilen dağıtım şirketlerine gidecek. Peki bu verilen para bir aylık zammın 340 katı, bu verilen para elektriğe gelen zammın bir yıllık tutarının 28 katı, bu verilen para Türkiye'de hepimizin birden konutu, kamu daireleri, sanayisi, tarımı hep birlikte yaktığımız elektriğin 7 katı. 7 yıl elektrik yakacak, 19 Mart darbesinde yaktıkları kadar para edecek.
Açıkça ifade etmek lazım ki milyonlar "direne direne kazanacağız" diye meydanları inletirken, biz o parayı bugünler için bulduk diyen Şimşek'in gerçek yüzünü bundan sonra para bulmak için gittiği her yerde yüzüne söylenecek olan şu: Sen buradan topladığın paraları Türkiye'nin demokrasiden otokrasiye geçmesi sırasında kullanmak için biriktirmişsin. Buradan ilan ediyorum; Bir darbe vardır. Başında bir cunta vardır, cuntanın başı Erdoğan'dır, cuntanın mali ayağının sorumlusu Mehmet Şimşek'tir hesap verecektir.
'DON ÇİFTÇİYİ YAKARKEN ŞİMŞEK'İN YAKTIĞI PARA 1.7 TRİLYON'
Malatya'da kayısı yanıyor, Manisa'da üzüm, Türkiye'nin dört bir yanında kiraz, şeker pancarı, ceviz, narenciye, çay, fındık, aklınıza ne geldiyse, hangi ürün geldiyse bir gecede, iki gecede dondan yandı. Malatya'da kayısı yanıyor, Manisa'da üzüm, Türkiye'nin dört bir yanında kiraz, şeker pancarı, ceviz, narenciye, çay, fındık, aklınıza ne geldiyse, hangi ürün geldiyse bir gecede, iki gecede dondan yandı. Öyle bir noktaya geldi ki narenciye üreticileri perişan oldu. Geçen yıl çiftçiye 178 milyar hak ettiği desteklemeyi vermemişlerdi. Bu don çiftçiyi yakarken Şimşek'in yaktığı para 1.7 trilyon yani çiftçiye verse herkesin yüzünün güleceği bu parayı çiftçiden esirgemişti. 8 lira olmuş domatesin fiyatı üretici satarken, maliyeti 20 lira markette 50 lira.
'KURULTAYA ŞAİBELİ DİYENLERİN ALINLARINI KARIŞLADILAR'
Ben suçlamalar kesinleşmeden kimseye hırsız diyecek, yalancı şahitlerin iftiraları üzerinden bir şeyler söyleyecek kişinin adı Erdoğan'dır. Burada bütün pislikler ortaya döküldü. Şimdi bu adı geçenler üzerinden bir tane her şeyi göze alan savcı arıyoruz. Örneğin bu gün altyazı geçiyor CHP'nin kongresinden İmamoğlu 86 kişinini ifadelerini başvuruluyor. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı görevinin gereği olarak kendisine gelen her türlü başvuruyu dinledi. Adı geçen herkesi de dinliyor. Atılan her iftira zaten süreç içinde tamamen ortaya dökülmüştür, bütün iddialar teker teker çürümektedir. İmamoğlu içerideyken, ifadesine başvurulan bir çok kişi içerideyken o kara çalınan bin 300 tane aslan CHP'liler geldiler bir kez daha perdeyi çektiler ve iradelerini tazelediler. O kurultaya şaibeli diyenlerin alınlarını karışladılar.
'ERDOĞAN DÜNYA KADAR MAHKEME KARŞISINA ÇIKTI AMA BİR GÜN EVİNE POLİS YOLLANMADI'
Ekrem İmamoğlu'nu olmayacak ithamlarla evinden polis baskınıyla alanların, 4 gün nezarethanede tutanların, Silivri'ye koyanların geçmişine bakalım. Bakın Erdoğan nelerle suçlanmış; Erdoğan'ın Çeçen ve Müslüman kardeşler örgütü sorumlularının otel masraflarını ödettiği ileri sürüldü. Bu sebepten Erdoğan, ekip adı altında örgüt çatısı oluşturmuş, bir örgüt kurmuş, iddialara sessiz kalmış, siyasi teşekkül demiş ama oluşturduğunun içinde teröristlerin olduğu ortaya çıkmış. Geleceğin başbakanıyım demiş, çete lideri olarak yargılanacakmış. AKBİL ifadesi vermiş ve verirken AKBİL'de olanlardan haberim yok demiş, sonra haberi olanların hepsini milletvekili yapıp yargıdan kaçırmış. Burada zimmete para geçirme, çete kurma, elebaşı olma, ihaleye fesat ve çıkar sağlama, belediye kasasını kendi PR'ı için kullanma. İki yönü var. Bir, Erdoğan bunların bir kısmından yargılandı, yargılamalar sırasında milletvekili oldu Akbil davası durdu, sonra düşürüldü. Dünya kadar mahkeme karşısına çıktı ama bir gün evine polis yollanmadı. Bir gün sabah kapısına dayanılmadı.
ÖZEL'DEN BAHÇELİ'NİN ÇAĞRISINA CEVAP
Bahçeli'nin İmamoğlu'na yönelik çağrısına yanıt veren Özel, şunları söyledi:
"Devlet Bey'in yargılamaların hızlı olmasına, suçsuzsa diyor tahliye olmasına, yaptığı vurguları kıymetli buluyorum. Madem milletin verdiği oylara değer veriyoruz.
Daha 1 yıl önce iki kişiden birinin oyuyla İstanbul'a görevlendirilen İmamoğlu'nun tutuksuz yargılanmasına, yargılama sırasında görevinin başına dönmesine ve ilave yapıyorum, TRT'den isteyen her kanaldan yargılamaların açık ve şeffaf yapılmasına siz ne diyorsunuz? Biz burada sizinle buluşabiliriz, hızlı ve adil yargılama. Suç ispatlanırsa hapse, beraat ederse görevine ve tutuksuz yargılama ve televizyondan yargılama"
Geçmişte 6. Filo gelince onu denize döken bizim büyüklerimizdi. Onu karşılayan, onu beklerken ona doğru namaz kılanlar şimdi geçmişler, uzun süre Filistin davasını savunur gibi yapmışlar. Bugün CHP yine 6. Filo'ya karşı duran gençlerin durduğu yerde, CHP yine Filistin Kurtuluş Örgütü'nün, Filistin'in davasının, 1967 sınırlarının, iki başkentli Kudüs'ün, bağımsız Filistin'in arkasında. Burada, Trump'ın aldığı pozisyonda, pozisyonda şudur: "Gazze güzelmiş ya, iyiymiş, sahil. Oraya güzel konutlar, oteller yapacağım." Hikâye, onu yapacak da hemen önündeki denizde Avrupa'ya 100 yıl yetecek hidrokarbon var. Oraya çökmeye gidiyor. "Filistinlileri, etrafa dağıtalım 5-6 ülkeye." Biri de Türkiye. Ve "Orası boşalsın, çok değerli olsun, orası benim olsun." diyor.
Tehcir, insanları oradan sürmeye kalkıyor ve bu iktidar güya Filistin davasına sahip çıkması gereken, ben bu hafta sonu Filistin'in onurlu davasına destek için toplanan ve kendi görüşlerini ifade eden muhafazakâr Müslüman kardeşlerime hiçbir şey demem, onlar samimidir. Ancak, bu iktidar geçmişte Filistin'in ekmeğini yiyen, "Yok, 'One minute' dedim." diye iç politikada konuşan, Mavi Marmara'ya "Gerekirse ben de bineceğim." deyip sonra onları "Devrin başbakanına mı sordunuz?" diyen, "Filistin'e gideceğim." diye altı kere tarih verip gitmeyen birisi şimdi Trump'ın talimatıyla Netanyahu'yla işi pişirip, ortamı hazırlarken bunların adına manşetten müjde veren ya da küfür eden gazete Filistinlilerin bir hicrete, hicrete hazırlandıklarını söylüyor.
"TRUMP'A GÖNÜLLÜ YANLAMA"
Tehcire hicret süsü veriyorlar. 622 yılı, Hz. Peygamber'in Mekke'den Medine'ye zorunlu göçünü bugün Trump'a gönüllü yanlamanın işine âlet etmeye çalışıyorlar. Bunlara karşı geçmişte oy veren ne kadar samimi muhafazakâr varsa, ne kadar samimi milliyetçi varsa hepsinin önünde saygıyla eğilerek bu utanmazlara diyorum ki: Siz bu Trump'ın orayı boşaltma, hidrokarbona çökme, Gazze'yi kumarhaneler kenti yapma planına hicret deyip Hz. Muhammed'i âlet ediyorsunuz ya. Yazıklar olsun!!"
23 yıldır neleri yutturmadılar bu millete kimsenin gıkı çıkmadı.Bu hicret olayına da çıkmaz boşuna konuşuyorsunuz.Öyle bir kılıf bulurlar ki şeytan bile pabucunu ters giyip takla atar.
Yanıtla (0) (0)Doğru ve doğrular tektir değişmez bunu kim söylerse söylesin fark etmez.
Yanıtla (0) (0)Kefenlerle yola çıkıp,her cuma Filistin kurtarıp,zafer sonrası ďürüm yeyip,ayran içenler neredesiniz?
Yanıtla (4) (0)Hep söylerim. Yahudiler bizi bizden iyi tanıyor.
Yanıtla (4) (0)Çok korkunç bir durum. Atatürk'ün partisinin başına geçen kişi ülkesini emperyalist devletlere şikayet edip resmen ekonomimizi çökertme peşinde olması , insanları sokağa çağırıp kaos yaşatması mide bulandırıcı bir durum.
Yanıtla (0) (32)Ülkesini değil cunta yönetimini eleştiriyor ! Arada kocaman fark var !
Yanıtla (8) (0)Bir zamanlar 2 saat uzaklıktaydı Kudüs, ansızın gelebilirdik. 50binden fazla insan katledildi, Şimdi hicret görünümlü tehcire fit olduk, nerdesiniz ya..
Yanıtla (12) (0)Siyonist Trump'ın Gazze planı, kadın, çocuk, yaşlı, hasta demeden binlerce insanın katledilmesiyle alçakça yürütülen soykırım planının bir devamıdır. Bu alçak planı "hicret" diyerek meşrulaştırmaya çalışmak, "hicret" kavramının içini boşaltarak bu plana destek vermek, açık bir din ve tarih istismarıdır, İslam'a ve Müslüman dünyaya ihanettir.
Yanıtla (14) (0)Hah, iste boyle muhalefet yapacaksin. Milletin cebinden konusacaksin. yoksa anlamazlar.
Yanıtla (17) (0)