Doğu Türkistan’da milyonları kamplara kapatan, zulümden kaçanlar için de insan avı başlatan Pekin, Ankara ile üç yıl önce imzalanan iade anlaşmasını onayladı. ‘Çin kapanının’ işleyişini kolaylaştıracak mutabakat, TBMM’de komisyon aşamasına gelirken Türkiye’ye sığınan Uygurların endişesi arttı. Ankara’ya ortak sağduyu çağrısı geldi: O metne onay vermeyin.
Türkiye ile Çin arasında 2017 yılında ‘suçluların iadesi anlaşması’ imzalandı. Terör suçları gerekçesiyle itham edilen kişilerin taraf ülkeye iadesini öngören mutabakat, TBMM’de Dışişleri Komisyonu’ndayken Çin parlamentosunda onaylanıp yürürlüğe girdi.
Pekin’in hamlesi Doğu Türkistan’daki zulümden kaçmayı başarıp Türkiye’ye sığınan Uygurlarda büyük kaygı oluşturdu. Rejimin söz konusu anlaşmayı, Uygurların sınır dışı sürecini hızlandırmak için bir araç olarak kullanabileceği endişesi dile getirildi.
VATANDAŞLIK ALAMAYANLAR DİKEN ÜSTÜNDE
Pekin’in onay kararı gözleri Türkiye’deki sürece çevirdi. Dünya Uygur Kongresi Sözcüsü Dilşat Raşit rejimden kurtulup hâlâ vatandaşlık alamamış kişilerin büyük korku yaşadığını vurguladı. Raşit “Türkiye bu anlaşmanın bir zulüm aracı olarak kullanılmasını önlemeli” çağrısı yaptı.
CHP’li Utku Çakırözer de “İade anlaşması hak ihlalleri nedeniyle Türkiye’ye sığınan kardeşlerimizi mağdur etmemeli. Hiçbir suçla ilgisi olmayanların hayatını tehlikeye sokacaksa anlaşmanın onayı ertelenmeli” dedi.
'HIZLANDIRILMIŞ İADE' MECLİS'TE
Çin’le 13 Mayıs 2017’de varılan mutabakattan sonra 26 Nisan 2019’da TBMM’ye sunulan iade anlaşmasının gerekçesinde ‘hızlandırılmış iade’ hükmünü de içeriyor.
BU ANLAŞMA TÜRKİYE’YE YAKIŞMAZ
Çin ile Türkiye arasında 2017’de imzalanan fakat TBMM’den henüz geçmeyen ‘Suçluların İadesi Anlaşması’ Pekin yönetimi tarafından onaylandı. Yasa Ankara’dan da kabul görürse Uygurların iadesi hızlanacak.
Durumdan tedirginlik duyan diasporadaki Uygurlar anlaşmanın geçmesi durumunda Türk vatandaşlığı bulunmayan ve iltica başvurusu olmayan 10 binlerce Uygur’un tehlikeye gireceğini belirtiyor. Dünya Uygur Kongresi Sözcüsü Dilşat Raşit ise Pekin’in Ankara üzerinde anlaşmanın kabul edilmesi için ekonomik bir baskı oluşturduğunu ileri sürdü.
Doğu Türkistan’da kurduğu yüzlerce toplama kampıyla devasa bir cezevine dönüştüren Çin’in zulmüne sessiz kalmakla suçlanan Ankara uzun süreden beri Muhalefet tarafından eleştiriliyordu. Eleştiriler devam ederken Ankara ile Pekin arasında imzalanan suçluların iadesine yönelik anlaşma Çin tarafından imzalandı.
Türkiye’de ise anlaşma Meclis Dışişleri Komisyonu’nda bekliyor. Çin’de Ulusal Halk Kongresi Daimi Komitesi, Çin ile Türkiye arasında 2017’de imzalanan fakat TBMM’nin henüz onaylamadığı “Suçluların İadesi Anlaşması”nı oylayarak kabul ettiğini duyurdu. Anlaşma, 13 Mayıs 2017’de imzalanarak, 12 Nisan 2019’da Cumhurbaşkanı Erdoğan imzasıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanlığı’na gönderilmişti.
TBMM Başkanı Mustafa Şentop ise kanun teklifini, 26 Nisan 2020’de görüşülmesi için meclise sundu. Kanun teklifi Meclis Dışişleri Komisyonu’nda görüşülme sırasını beklerken Çin anlaşmayı kendi parlamentosunda onayladı.
Çin medyası, Türkiye ve Çin Dışişleri Bakanlarının 24 Aralık’ta yaptığı telefon görüşmesinde bu konunun da gündeme geldiğini ve kanun teklifinin parlamentolarda görüşülmeye başlanmasında mutabık kalındığını öne süren haberler geçti.
PEKİN, DİASPORANIN PEŞİNDE
Türkiye’de yaşayan Uygur Türkleri ise bu anlaşmanın kanunlaşma ihtimali nedeniyle tedirgin. Independent Türkçe’nin haberine göre Çin, yurtdışında, özellikle Türkiye’de yaşayan Uygur Türklerini ‘terör’ suçlamasıyla mercek altına almış durumda.
Kanun teklifi yasalaşırsa, Çin’in gıyabında mahkum ettiği Uygur Türklerini, Türkiye Pekin’e iade etmek zorunda. Pekin’de imzalanan anlaşmanın ‘iade etme yükümlülüğü’ başlıklı birinci maddesinde şöyle deniliyor:
“Taraflardan her biri, bu anlaşma hükümleri uyarınca, diğer tarafın talebi üzerine, kendi ülkesinde bulunan kişileri, haklarında ceza soruşturması veya kovuşturması yürütmek ya da bir cezanın infazı amacıyla birbirlerine iade etmeyi taahhüt eder.”
Anlaşmaya göre iade izinleri, işlendiği öne sürülen suçun cezasının her iki ülkenin kanunlarına göre en az 1 yıl hapis olması gerekiyor. Eğer iadesi istenen kişi hakkında hüküm verilmiş ise, iade talebinde bulunulduğu sırada iadesi istenen kişi hakkında infazı gereken bakiyenin en az 6 ay olması şartı bulunuyor.
Anlaşmanın dikkat çeken maddelerinden biri ise şöyle: “İade amacıyla her iki tarafın kanunlarının, iadeye konu suça aynı kategori altında yer verip vermemesi veya suçu aynı terimle tanımlayıp tanımlamaması önem arz etmez.”
SİYASİ SUÇLAR KAPSAM DIŞI
Anlaşmada, talep edilen tarafın, iade talebine konu suçun siyasi bir suç olduğunu değerlendirmesi veya talep edilen tarafın istenilen kişiye sığınma hakkı tanımış olmasının iadeye engel bir durum olduğu belirtiliyor.
Ancak bahse konu bu suçun, her iki ülkenin de taraf olduğu uluslararası sözleşmelerde siyasi suç olarak kabul edilmesi gerekiyor. Aynı anlaşmada, iadesi istenen kişinin ırkı, cinsiyeti, dini, uyruğu veya siyasi görüşü nedeniyle yargılanacağı veya cezalandırılacağına dair sağlam gerekçeler varsa iadenin gerçekleşmeyeceği ifade ediliyor.
UYGURLAR TEDİRGİN
Türkiye’de yaşayan ancak Türk vatandaşı olmayan on binlerce Uygur Türkü ise bu maddelere rağmen tedirgin. Dünya Uygur Kurultayı Başkanı Dolkun İsa, anlaşmanın Çin devletinin lehine olduğunu söyledi.
Anlaşmanın parlamentodan geçmesini beklemediğini dile getiren İsa ‘’Türk milletvekillerinin daha duyarlı olup böyle bir yasanın geçmesine izin vermeyeceğini düşünüyoruz’’ dedi. İsa sunları söyledi: ‘’Türk kamuoyunun duyarlılığı ve milletvekilleri sayesinde, tarihe böyle bir leke bırakmayacağını düşünüyor ve buna inanıyoruz.”
AFP’ye konuşan Dünya Uygur Kongresi Sözcüsü Dilşat Raşit ise sınır dışı etme anlaşmasının Çin’den kaçmış ve henüz Türk vatandaşlığı almamış Uygurlar arasında ‘büyük bir panik’ yaratacağını söyledi.
Pekin yönetiminin Ankara üzerinde anlaşmanın kabul edilmesi için ekonomik bir baskı oluşturduğunu ileri süren Raşit “Türk hükümetine bu anlaşmanın bir zulüm aracı olarak kullanılmasını önleme çağrısında bulunuyoruz” dedi.
ANLAŞMA 2017’DE İMZALANDI
14-15 Mayıs 2017’de Cumhurbaşkanı Erdoğan Çin’de birçok ülkenin devlet veya hükümet başkanlarının iştirak ettiği “Kuşak ve Yol Uluslararası İşbirliği Forumu”na katılmıştı.
Bu forumdan sadece bir gün önce Çin Halk Cumhuriyeti Devlet Başkanı Şi Cinping ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başkanlığında Türk ve Çin heyetleri arasında ikili görüşmelerde bulunuldu.
Görüşmeler kapsamında “Türkiye Cumhuriyeti ile Çin Halk Cumhuriyeti Arasında Suçluların İadesi Anlaşması” Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ile Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi tarafından imzalandı.
ANLAŞMA TÜRKİSTANLILARI MAĞDUR ETMEMELİ
Uygurları korkutan anlaşmaya ilişkin konuşan CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer “Türkiye’nin Çin ile ilişkileri önemlidir. Ama Çin ile bu iyi ilişkilerin de mutlaka Uygur Türklerinin yararına olması sağlanmalıdır. Tek adam iktidarı, ‘Çin ile ilişkimiz iyi olacak’ diye, ‘ekonomik yardım alacağız’ diye yüz binlerce soydaşımız Uygur Türküne yönelik yaygın hak ihlallerine, zulümlere ses çıkarmıyor. Suçluların iadesi anlaşmasının, yaygın hak ihlalleri nedeniyle Türkiye’ye sığınan Uygur Türkü kardeşlerimizi mağdur etmemesi gerekir.
Eğer Türkiye’ye sığınan, hiçbir suçla ilgisi olmayan masum Uygur Türklerinin hayatını tehlikeye sokacaksa, mağduriyetler yaratacaksa anlaşmanın onaylanması ileri bir tarihe ertelenmelidir. Uygur Türkleri kendi kimliklerini koruyarak, temel hak ve özgürlüklerden eşit biçimde yararlanmalı, huzur ve refah içinde yaşamaları sağlanmalıdır” dedi.
Çin her ne kadar inkar etse de ABD Dışişleri Bakanlığının açıkladığı verilere göre bölgede yaklaşık 2 milyona yakın Uygur Türkü ve diğer azınlıklara mensup Müslümanlar, eğitim adı altında zorla toplama kamplarında tutulmakta. Etnik ve kültürel ayrımcılığa ve insan hakları ihlallerine maruz kalan Doğu Türkistanlılar, ucuz iş gücü olarak Çinli şirketlerde çalıştırılıyor. Bazı ulusularaarası sıvil toplum kuruluşları ise söz konusu kamplarda 3-4 milyon arasında Uygurun olduğu tahmin ediliyor.