Galatasaray Üniversitesi’nden Yunus Emre Erdölen, 3 Kasım’da yapılacak ABD Başkanlık seçimleri adaylar Donald Trump ve Joe Biden üzerinden analiz etti.
2008-2016 yılları arasında ABD başkan yardımcılığı yapan 78 yaşındaki Joe Biden, 3 Kasım ABD seçimlerine Cumhuriyetçi başkan Trump’ın rakibi ve Demokrat başkan adayı olarak katılıyor. 2020 Demokrat başkan adaylığı önseçiminde yapılan ilk 3 önseçimi ağır bir şekilde kaybetmesine rağmen Biden, özellikle genel seçimde Trump’ı yenebilecek ve farklı seçmen gruplarını bir araya getirebilecek en olası aday olduğu belirtiliyordu. Bu gerekçeyle siyah seçmen, Barack Obama ve merkez kanat Demokratlar tarafından yoğun bir şekilde desteklendi ve önseçim sürecinde büyük zaferler elde ederek resmen Demokrat Parti başkan adayı seçildi.
“Kimseyi tamamen memnun etmeyen, fakat herkesi en az rahatsız eden aday” Biden, resmen aday ilan edildiğinden beri farklı seçmen koalisyonlarını dürüstlük, şeffaflık ve demokratik kurumların korunması, fakat en önemlisi Trump’ı yenmek gibi müşterek değerlerde birleştirerek oluşturduğu “Biden İttifakı” ile seçimleri kazanmayı amaçlıyor.
İTTİFAK KİMLERDEN OLUŞUYOR?
Trump karşıtı Cumhuriyetçiler: 2016 Başkanlık seçimlerinde de birçok Cumhuriyetçi siyasi Trump’ı açıkça desteklemeyeceğini açıklamıştı, fakat çoğu Demokrat aday Clinton’a açıkça desteklerini açıklamamıştı. 2020’de Biden, bu Cumhuriyetçi isimlerle en başından iletişim kurup kampanya süreçlerine dahil ederek bu isimlerin desteğini almayı başardı. Tabii ki Biden’in Hillary Clinton’dan daha çok sevilen bir isim olmasının da bunda payı var, fakat Biden’in kendi partisinden gelen tepkileri göze alarak Trump karşıtı Cumhuriyetçileri kampanya süreçlerine aktif bir özne olarak dahil etmesi kendisi lehine desteğin en büyük sebebi. Özellikle 2016 Cumhuriyetçi başkan aday adayı ve eski Ohio Valisi John Kasich, eski Arizona senatörü Jeff Flake, 2008 Cumhuriyetçi Başkan adayı ve eski Arizona senatörü John McCain’in eşi Cindy McCain’in Demokrat Adaylık Kurultayı’nda yaptıkları konuşmalar veya yayınladıkları videolarla verdikleri destekler oldukça ses getirdi. Cindy McCain’i geçiş dönemi ekibine dahil eden Biden’in seçilmesi durumunda kabinesinde Cumhuriyetçi isimlere de yer vermesi bekleniyor.
Merkez Kanat Demokratlar: Barack Obama, Nancy Pelosi ve birçok üst düzey Demokrat siyasinin yanı sıra 2020 Demokrat önseçiminde beklenmedik başarılar elde eden eski başkan aday adayları Pete Buttigieg, Amy Klobuchar aktif bir şekilde saha çalışması yaparak Biden’i destekliyor. Merkez kanadı destekleyen Mike Bloomberg gibi iş insanları da yaptıkları yoğun bağışlarla seçimde oy kullanacak seçmen sayısını arttırmaya çalışıyor.
Sol Kanat Demokratlar: 2016’da başkan adayı Clinton, önseçimdeki rakibi sol siyasi Bernie Sanders ve çoğunlukla gençlerden oluşan destekçilerini “garanti oy” olarak görmüş ve sol kanadı kampanya sürecine dahil etmemişti. 2020 seçimlerindeyse Biden ve Sanders’i destekleyen siyasiler ortak politika komisyonları kurdular ve Biden’in platformunu birlikte oluşturdular. Sol kanat her ne kadar bütün politikalarını bu komisyonlardan geçiremese de, özellikle çevre, ekonomi gibi hususlarda Biden platformunu etkilemeyi başardılar. Biden kampanyasının, sol kanadı Clinton’a nazaran aktif bir özne olarak kampanya sürecine dahil etmesi, Cortez gibi genç sol isimlerle eski Dışişleri bakanı merkez kanat siyasi John Kerry’in eş başkan olarak ortak çevre politikaları üretebileceği alanlar yaratması sol kanadın, Sanders ve Warren gibi isimlerin desteğini Biden lehine yoğunlaşmasını sağladı.
Beyaz Olmayan Seçmen: Siyah seçmen sayesinde Demokrat başkan adayı seçilen Biden, California senatörü Kamala Harris’i başkan yardımcısı adayı olarak seçmesiyle Demokrat Parti’yi yoğun oranda destekleyen siyah kadın seçmene yönelik olumlu bir mesaj verdi. Seçilmesi durumunda mahkemelere siyah yargıç atayacağını özellikle vurgulayan Biden, özellikle siyah seçmenin yaşadığı sistematik ırkçılık sorunlarını kampanyasında vurguluyor. Biden, siyah seçmen kadar olmasa da Yerli, Asya kökenli ve Hispanik seçmenin de yoğun desteğini almayı amaçlıyor.
Banliyöde Yaşayan Orta Sınıf Beyaz Seçmen: 2016’da Donald Trump, ekonominin küreselleşmesi nedeniyle işlerini kaybetmede korkusu içinde olan ve sisteme karşı öfkelerini alışılmışın dışında bir adaya destek vererek gösteren eski Demokrat Parti seçmeni veya sandığa gitmeyen bağımsız mavi yakalı orta sınıf beyaz seçmenin önemli ölçüde desteğini alarak Michigan, Wisconsin ve Pennslyvania gibi eyaletlerde seçimi kazanıp başkan seçilmişti. Orta sınıf kadın seçmen başta olmak üzere, 2016’da Trump’a oy veren bu seçmen grubu Trump’ın Covid-19 salgınıyla mücadele edememesinden ve Şubat ayında hastalığın risklerini bilmesine rağmen bu bilgiyi halktan saklayıp Covid-19’u basit bir grip olarak nitelendirmesinden oldukça rahatsız. Trump kampanyası, bu seçmen grubunun desteğini, yaşanan protestoları seçim gündeminde tutarak güvenlik ve beka kaygısıyla korumayı amaçlamaktaydı. Fakat Trump’ın ve birçok Cumhuriyetçinin tedbirsizlik nedeniyle Covid-19’a yakalanmaları ve Trump’ın hastaneye kaldırılması nedeniyle Covid-19 ve hükümetin salgınla mücadele edememesi seçimlerin yeniden ana gündemi oldu. Özellikle münazalarda Biden ve Harris’in Covid-19 ile mücadeleyi gündeme başarılı bir şekilde getirmeleri bu seçmen grubu nezdinde desteklerinin anketlere göre artmasına neden oldu. Biden, Ortabatı Amerika’da doğmuş ve orta sınıf bir ailede büyüyen bir siyasetçi olduğu için özellikle kendisini özdeştirdiği beyaz orta sınıf seçmenin desteğini alıp Trump’ı en güçlü olduğu seçmen grubu nezdinde yenilgiye uğratmak istiyor.
65 yaş üstü Seçmen: 2016 seçimlerinde yoğun bir şekilde Trump’a oy veren 65 yaş üstü seçmen, yapılan anketlere göre özellikle Florida gibi kritik eyaletlerde Trump yönetiminin Covid-19 ile mücadeledeki yetersizliği nedeniyle şeffaf ve etkin mücadele öneren Biden’a giderek yakınlaşan bir seçmen grubu. Trump kampanyası ise, vadettiği ücretsiz etkin tedavi ilaçlarıyla bu grup nezdindeki desteği arttırmayı amaçlıyor.
İTTİFAKTA NE YOK?
Genç Seçmen: Biden her ne kadar yapılan anketlerde genç seçmen nezdinde %60’lara varan oranda desteğe sahip olsa da, Biden kampanyası genç seçmeni heyecanlandıracak, temsil edildiğini gösterecek siyasi isimleri sürece dahil etmedi. Özellikle seçime katılım oranı oldukça düşük olan genç seçmeni saatlerce sandık sırasında bekletecek veya zorlu aşamalı süreçleri haiz olan posta yoluyla oy kullanmaya teşvik edecek kadar motive etmeyen Biden kampanyası, genç seçmenin Trump’ı yenme üzerine kurulu olumsuz bir motivasyonla sandığa gideceğini umuyor ve Sanders’in önseçim kampanyasının aksine gençleri aktif bir siyasi özne olarak kampanyasına dahil etmiyor. Sandığa giderse Biden’a oy verecek gençlerin seçim günü sandığa gitmemesi Biden kampanyası için olumsuz bir sonuç doğurabilir.
Trump’ı Yenmek Dışında Bir Amaç: Biden, yaklaşık 3 senedir sürdürdüğü kampanyasında hala “Neden aday ve seçilirse ne yapacak?” sorusunu somut ve net bir şekilde cevaplamadı. Bütün kampanyasını ve söylemlerini “Trump olmamak” üzerine kuran Biden, oluşturduğu geniş seçmen koaliyonunu dağıtmamak için politika detaylarına girmeden, şeffaflık, dürüstlük, demokratik kurumların korunması, ilkeli siyaset gibi müşterek kavramları kullanıyor ve detaylı politikalarını seçildikten sonra açıklayacağını belirtiyor. Bu yöntem her ne kadar “Biden İttifakı”nın müşterekte buluşmasını sağlasa da, sandığa gidip zor süreçleri aşıp oylarının sayılmasını sağlayacak kadar seçmeni motive etmek için yeterli değil. Fakat dürüst olmak gerekirse, Trump kampanyasının yaptığı her hata bu eksikliğin etkisini azaltıyor ve Biden İttifakı, Biden sayesinde değil, Trump yüzünden gün geçtikçe daha çok konsolide oluyor.
İTTİFAK BAŞARILI OLACAK MI?
Joe Biden, hem geçmişteki tecrübesini Trump’ın ülkeyi yönetmekte zorlandığını belirterek vurgulamasıyla hem de birbirinden farklı seçmen gruplarını kampanyasında aktif birer özne olarak muhatap alması, süreçlere dahil etmesiyle Biden İttifakı’nı bir arada tutmaya ve sandığa taşımayı amaçlıyor. Biden İttifakı’nı dağıtacak, muhafazakar ve liberaller arasında ayrıma neden olacak, Yüksek Mahkeme yapısı gibi kutuplaştırıcı konulara girmeyen Biden, Trump kampanyasının bu konulardaki ısrarını görmezden geliyor. Biden, müşterek ilkeleri belirtse de bu ilkeleri somut bir şekilde hangi mekanizmalarla hayata geçireceği konusunda oldukça yetersiz kalıyor. Fakat Biden’in zaferi garantilemesi için oy vermenin Covid-19 nedeniyle oldukça zorlaşacağı, verilen önemli miktarda mektup oyunun geçersiz sayılacağı ve Demokratların kazanmak için yoğun oranda sandığa gitmesi gereken bir seçim atmosferinde Trump’ı yenmek dışında, seçmene Biden’in olası başkanlığı için saatlerce sandıkta bekleyecek, oyunun sayılması için karışık kuralları öğrenip oy kullanacak olumlu bir motivasyon şart. Biden kampanyası hala bu olumlu motivasyonu ve “Neden Biden?” sorusunun cevabını sağlamış değil. Seçime günler kala Biden İttifakı eksikliklerini giderip anketlerde gösterdiği başarıyı sandığa taşıyabilecek mi hep beraber gözlemleyeceğiz.