Fransa ve İtalya'nın 24 Nisan kararlarına tepki gösteren Türkiye Barolar Birliği'nden yapılan açıklamada şunlar kaydedildi: "Parlamentolarda tarihsel gerçeklere sırt dönülerek, yaşanan trajediler görmezden gelinerek alınan kararlar, bir tarafın acılarının unutturulmasına, diğer tarafın acılarının katsayısının artırılarak güncellenmesine yöneliktir."
Türkiye Barolar Birliğince (TBB), İtalya Parlamentosunun 1915 olaylarıyla ilgili kararı ile Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un 24 Nisan'ı "Anma Günü" ilan etmesinin, barışa ve demokratik sürece zarar vereceği bildirildi.
TBB'den yapılan açıklamada, Fransa ve İtalya'nın kararlarına dayanak yaptığı 1915 olaylarının 1'inci Dünya Savaşı döneminde yaşandığı, savaşın çıkış nedeninin Osmanlı Devleti'nin tasfiyesi ve enerji zengini coğrafyasının paylaşımı olduğu belirtildi.
"Devletleri tasfiye etmenin, bir milletin tutsak edilmek istenmesi" olduğu belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Bu durumdaki bir milletin yapması gereken en doğal tutum da ülkesini savunmaktır. Türkler de bunu yapmıştır. Fransa ve İtalya, 1'inci Dünya Savaşı'nda Osmanlı mirasından pay bekleyen iki müttefik olarak Rusya ve İngiltere ile aynı saftaydılar. Doğu cephesinde Ermeni Taşnak çeteleri Rus ordusu saflarında Türklere karşı çarpıştıkları gibi, cephe gerisinde de Osmanlı ordusunun lojistiğini engelleyen, sivil halka karşı etnik temizlik kampanyası yürüten faaliyetlerde bulunmuşlardır. İki ateş arasında kalan, bölgenin sivil halkını Taşnak teröründen korumak isteyen Osmanlı hükümeti, Ermeni İhtilalci Komitelerini kapatmış, terör örgütüne kadro ve lojistik destek sağlayan bir kısım sivil unsurları bölge dışına nakil kararı almıştır. Bölge dışına nakledilecek olanların yerleştirilecekleri yerler yine Osmanlı toprağıdır."
"SAVAŞ KOŞULLARINDA GERÇEKLEŞEN SEVK VE İSKAN..."
Savaş koşullarında gerçekleşen sevk ve iskan uygulamasında trajik olayların yaşanmış olabileceği bildirilen açıklamada, "Çok sayıda masum sivil insan hayatını kaybetmiştir. Fakat Osmanlı Devleti'nin gayrimüslim yurttaşlarına sevk ve iskan uygulamasında yaşanan trajik olayların 'soykırım' olarak nitelenmesi, tarihi ve hukuki açıdan kesinlikle doğru değildir." ifadeleri kullanıldı.
Uygulamanın bir etnik gruba karşı, devletçe alınan ve hukuken "soykırım" olarak nitelenebilecek bir "sistematik yok etme" eylemi olmadığı, savaş koşullarında trajedik boyutlara ulaşan, iki taraftan da kayıplara yol açan bir olay olduğu kaydedildi.
Açıklamada, "Parlamentolarda tarihsel gerçeklere sırt dönülerek, yaşanan trajediler görmezden gelinerek alınan kararlar bir tarafın acılarının unutturulmasına, diğer tarafın acılarının katsayısının artırılarak güncellenmesine yöneliktir. Türkiye ve bölgeye yönelik ekonomik ve politik çıkar hesaplarının maskelenmesine dönük bu türden kararların barışa ve demokratik sürece yarardan çok zarar vereceği bilinmelidir." ifadelerine yer verildi.
ANKARA/AA