Yolsuzluk Algı Endeksi’nde Türkiye, son 5 yılda 10 puan kaybederek 28 basamak geriledi. Uluslararası Şeffaflık Örgütü Yönetim Kurulu Üyesi Oya Özarslan, “Ülkeler ciddi bir rakabet halinde. Çünkü yatırımcılar için önemli kriter” dedi.
GÜVEN ADALI / EKONOMİ SERVİSİ
5 yıldır yolsuzlukla mücadele eden, 118 ülkede faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşu Uluslararası Şeffaflık Örgütü (TI), geçtiğimiz günlerde 2017 sonuçlarını paylaştı. Türkiye’nin Yolsuzluk Algı Endeksi puanı ve sıralamadaki yeri 2013’ten beri hızlı bir biçimde gerilemeye devam etti. 2016’ya göre 2017’de 1 puanlık kayıpla 40 puan alan Türkiye, altı basamak daha düşerek 180 ülke arasında 81. sırada yer aldı. Böylece, endekste dört yıl üst üste gerileyen Türkiye, son beş yıl içinde 10 puanlık bir düşüşle 28 sıra kaybetti. Türkiye’nin yaşadığı düşüşü değerlendiren Uluslararası Şeffaflık Örgütü Yönetim Kurulu Üyesi ve Uluslararası Şeffaflık Derneği Başkanı E. Oya Özarslan, listedeki ülkelerin birbiriyle rekabet halinde olduğuna işaret etti. Uluslararası kurumların bir ülkeye yatırım yapma kararı almadan önce dikkatle incelediği veriler arasında Yolsuzluk Algı Endeksi’nin de bulunduğuna değinen Özarslan, “Yatırımcılar yolsuzluk sorunu olan ülkelere yatırım yapmayı tercih etmiyor. Bu nedenle listedeki ülkelerin birbiriyle rekabeti söz konusu. Türkiye de bu rekabette ciddi yara aldı. Sermaye çekmek konusunda maalesef negatif bir pozisyona geldik” dedi. Uluslararası bir kurum olan TI’nın yönetim kurulunda yer alan ilk Türk olmayı tarihteki en fazla 2’nci oyu alarak seçilmeyi başaran Oya Özarslan, gerçekleştirilen toplantılarda Türkiye’nin yaşadığı düşüşün kendisine de sorulduğunu belirterek, “Herkes şaşkınlık içinde. Türkiye son 5-6 yıl öncesinde reformlar yapıyor, Avrupa Birliği’ne (AB) girmeye çalışıyordu. Fakat büyük bir U dönüşü söz konusu” diye konuştu. Dünyanın 3’te 2’sinin yolsuzluğun yoğun olduğu ülkeler sıralamasında yer aldığına işaret eden Özarslan, “Dünyada kaynakların eğitim, sağlık, yoksulluk gibi alanlara gitmesi gerekirken bu şekilde sonlandığını görüyoruz. Bu iç karartıcı bir tablo. 25 yıl önce TI kurulduğunda yolsuzlukla mücadele edeli algısı dahi yoktu. Uluslararası kurumlar ‘Bazı ülkelerde bu tür olaylar yaşanabilir. İç işlerine karışamayız’ diyorlardı. İş dünyası tekerleği yağlamak gibi yolsuzluğu, rüşveti işleri hızlandıran bir mekanizma olarak görüyordu. Fakat gelinen noktada herkesin bu küresel sorunu ciddiye alıp mücadele etmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.
TÜRKİYE’NİN YAPMASI GEREKEN 4 ÖDEVİ VAR
Türkiye’nin mevcut gidişatını düzeltebilmesi için ev ödevlerini yapması gerektiğine değinen Oya Özarslan, uluslararası anlaşmalara rağmen icraatta eksik kalındığını belirtti. Özarslan Türkiye’nin dört konuda ilerleme kat etmesi gerektiğini şu sözlerle açıkladı:
1- Sözleşmelere uyulmalı: 2003 yılında OECD ile anlaşma imzaladık. ‘Türkiye vatandaşı sadece yurtiçinde değil yurtdışında rüşvet verirse yargılarım’ dedik ama Türkiye’de açılan davalara takipsizlik kararı verildi.
2- Yolsuzluk stratejisi: Bir yolsuzlukla mücadele stratejimiz vardı. 2010-2014 yılına kadar 28 aksiyon önerildi. 2016 yılında AB’ye vizesiz girme söz konusu olduğu zaman yeniden bir strateji açıklandı, biz de inceledik. 2010’daki 28 aksiyonun 22’si yerine gelmemiş. 2016’da aynı maddeler var. Geri kalan 6 maddede ise çok sınırlı ilerleme var. Planlara sadık kalınmalı. 3- İhaleler: 2002 yılında kamu ihalelerinin daha şeffaf olması için Kamu İktisadi Kurumu (KİK) kuruldu. Fakat kamudaki ihalelerin yüzde 40’ı KİK kapsamı dışında yapılıyor. KİK’in kapsamındakilerin de yüzde 27,7’si açık ihale ile yapılmıyor. Bu da dünyada yolsuzluk riskini artıran faktör olarak kabul görülüyor.
4- Liyakat: Kamu görevlerine belirli kriterleri yerine getiren, görevini ayığı ile yapabilecek kişilerin getirilmesi bekleniyor. Adam kayırmak Yolsuzluk Algı Endeksi için önemli kriterlerden biri. Daha iyi performans sergilenmeli.
PANZEHİRİ ŞEFFAFLIK
Dünyanın birçok yerinde medya ve sivil toplum kuruluşları (STK) üzerindeki baskılar nedeniyle haber ve çalışma yapılamadığını bu durumun da yolsuzluğu artırdığına vurgu yapan Oya Özarslan, sözlerine şöyle devam etti: “Medya ve STK’lar üzerinde ne kadar baskı varsa o kadar da yolsuzluk var. Birbiriyle paralel ilerliyor. Bu zehrin panzehri ise şeffaflık ve hesap verilebilirliğin artmasıdır. Fakat burada görev sadece kamunun değil. Şirketlerin de en az kamu kurumları kadar sorumluluk alması, yolsuzluk ile mücadele etmesi gerekiyor.”
‘BU BİR SİSTEM MESELESİ’
İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi İktisat Sosyolojisi Bölümü Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Erkal:”Şeffaflık bir bütünün parçasıdır. Bu açıdan şeffaflık konusu demokratik bir yapı gerektirir. Demokrasinin bütün kurum ve kuralları ile yerleşmediği bir yapıda şeffaflığı arayamazsınız. Bu bir sistem meselesidir. Bu nedenle demokrasinin hakim olduğu ve bütün kurum ve kuralları ile işlediği bir yapı gayet tabi diğer toplumlara göre daha açık olur. Yolsuzluklar da buna paralel olarak daha asgariye iner. Tam tersi durumda bazı şeyleri gizlemek, bazı şeyleri anlaşılır hale getirmek çok zor olur. Bu tamamen rejimle ilgili bir konudur. Bir açıdan da zihniyetle ilgilidir. Zihniyet uygun değilse zaten demokrasiyi tüm kurum ve kuralları ile işletemezsiniz.”
‘TAM DEMOKRATİK ÜLKELERDE DAHA AZ’
Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof Dr. Hayri Kırbaşoğlu:”Problem şu; neden yolsuzluk bakımından en temiz ilk 10 ülke arasında bir İslam ülkesi yok? Bu soruyu sormak ve cevaplayıp gerekli adımları atmak gerekiyor. Bu ülkelerin bazılarında iç savaşlar yaşandığı ve emparyalist güçlerin buna neden olduğu yorumu kolaycılık içeriyor. Bu argümanı doğrulamayan çok fazla şey var. Mesela Yemen’de savaş olmadan da öyleydi. Madem emperyalist bir oyunsa neden üzerine gidilmiyor şeklinde bir sonuç da çıkıyor. Birçok ülkede de öyle. Peki neden bir İsveç ve Danimarka’da böyle değil. Çünkü oralarda kanunlar kişilerin yolsuzluk yapmasına fırsat vermeyecek şekilde düzenleniyor.”
OYA ÖZARSLAN
E. Oya Özarslan 1986 yılında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu. 1998 yılında uluslararası hukuk alanındaki yüksek lisans eğitimini Teksas Austin Üniversitesi’nde tamamladı. 1996-1998 yılları arasında Teksas Austin Üniversitesi’nde araştırma asistanı olarak çalışan Özarslan, ilerleyen yıllarda uluslararası avukatlık bürolarında görev almış olup, halen bir özel şirkette hukuk müşaviri olarak görev yapmaktadır. 2008 yılından beri ise Şeffaflık Derneği’nin yönetim kurulu başkanlığını yürütmektedir.
* Uluslararası Şeffaflık Örgütü Yönetim Kurulu Üyesi Oya Özarslan, şirketlerin de yolsuzlukla mücadelede en az devletler kadar mücadele etmesi gerektiğine değindi.
Uluslararası Şeffaflık Örgütü Yönetim Kurulu Üyesi ve Uluslararası Şeffaflık Derneği Başkanı E. Oya Özarslan