Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mansur Yavaş, Kırsal Kalkınma Kooperatif, Birlik ve Dernekleri ile bir araya geldi. İnsanların üretime teşvik edilmesi için kırsal kalkınmaya beş yılda 880 milyon destekte bulunduklarını kaydeden Yavaş, ikinci dönemde de tarıma destekleri artırarak devam edeceklerinin sözünü verdi.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mansur Yavaş, kenti ortak akılla yönetme anlayışı doğrultusunda dernek, sivil toplum kuruluşları ve meslek odalarıyla bir araya gelmeye devam ediyor. Yavaş bu kapsamda son olarak Kırsal Kalkınma Kooperatif, Birlik ve Dernekleri ile bir araya geldi.
Ankara Kent Konseyi’nde gerçekleşen buluşmada Tarım ve Ticaret Bakanlığına bağlı Ankara’da faaliyet gösteren üretici, kadın, sulama kooperatifleri ile sulama birliklerine bağlı 196 derneğin temsilcisi yer aldı.
“ANKARA HALKINI ZENGİN ETMEK”
Yavaş, konuşmasına seçimlerden önce Ankara’nın bütün ilçelerinde dile getirdiği “Artık yurt dışından bitki, ağaç vesaire getirmeyeceğiz, ‘Projesi yok’ diyenlere en büyük projem Ankara’da üretimi arttırmak, Ankara halkını zengin etmek” sözlerini anımsatarak başladı.
Çiftçinin tarımı bırakmaya başlama nedenlerini anlatan Yavaş, köylerde yaşayan insanların hiç kimseye yük olmadan üretmek için uğraştıklarını ifade etti.
Kırsal kalkınmaya neden bu kadar çok destek olmak istediğini anlatan Yavaş, Ukrayna ve Rusya arasındaki savaşa işaret ederek şunları söyledi:
“Ukrayna Rusya Savaşı olduğu zaman dünya buğday krizine girdi. Ukrayna’nın arazileri bizden de büyük. Halbuki bizdeki tarımsal üretim çok daha fazla. Ama bilinçli bir şekilde siz bunu yapmayın diye diye başkasına muhtaç olduk. Halbuki dünyada kendi kendine yeten ender ülkelerden biriydik değil mi? Niye yurt dışından almak ihtiyacını hissettik, niye kendi çiftçimizi desteklemiyoruz? Oysa Anayasa’da da yazıyor, bütçenin belli bir yüzdesinin çiftçiye destek olarak verileceği… Yurt dışından getirip vatandaşa ucuz yediririz diye düşünürken yarın bir gün doğal gazda, petrolde olduğu gibi fiyatı onlar belirleyecek ve yarın çiftçi bulunmayacak. Ukrayna Savaşı’ndan sonra iklim değişikliği gösterdi ki artık gıda erişimi zorlaşıyor. Önümüzdeki 15-20 yılın 50 yılın en büyük petrolü gıda olacak.”
“ANKARA’NIN YÜZDE 97’Sİ HÂLÂ BOŞ TARLA, ARAZİ”
Dünyanın çeşitli yerlerinde yer altlarına yapılan depolarla ata tohumlarını sakladıklarını söyleyen Yavaş iklim değişikliğine işaret ederek Ankara’nın tekrar tarıma yönelmesi gerektiğini vurguladı. Yavaş, “Ankara'da gördüğünüz, ilçelerde gördüğünüz bütün binaların toplamı Ankara’nın arazinin sadece yüzde 3’üne eşit. Ankara’nın yüzdesi 97’si hâlâ boş tarla, arazi. Bunların en az yüzde 50’si tarıma uygun. Dolayısıyla zaten bizim petrolümüz var, meydanda. Buna bir şekilde destek olup tekrar insanların üretmesini sağlamalıyız. Sorun üretimdeki maliyetlerde. Eğer hükümetimiz, devletimiz gereğini yapsa çiftçimizin bu maliyetlerini en aşağı indirse, gerekli destekleri verse, herkes para kazansa yapma deseniz de yapar. Ama üretimdeki maliyetleri artıyor, mazot fiyatları filan derken artık insanlar ekemez hâle geldi” diye konuştu.
“5 YILDA 880 MİLYON TL DESTEKTE BULUNDUK”
Kırsal Kalkınma Daire Başkanlığı ile insanların üretime teşvik edilmesi için büyük bir çalışma başlattıklarını belirten Yavaş, kırsal kalkınmaya beş yılda 880 milyon TL’lik destekte bulunduklarını kaydetti.
Pandemi dönemiyle ortaya çıkan ekonomik sıkıntılar sonrası “Daha fazla destek olmamız lazım” dediklerini söyleyen Yavaş ‘Köylere güneş enerjisi’ projesine ilişkin şunları kaydetti:
“Köylere güneş enerjisi götürdüğünüz zaman yönetmeliğe göre şöyle bir şey var, herkes kendi evinin üstüne yapabilir. Ben de köylerin birçoğuna köye ortak mal olarak bir tane koyalım bütün köylü oradan yararlansın, dedim. Şu andaki yönetmeliğe göre uygun değil. ‘Bunu düzenleyin. Böyle bir projemiz var. Hem de devlet için enerji üretiyor olacağız’ diye yazdım. Cevap dahi yazmadılar. Sözümüzü tutmak için seçtiğimiz birkaç tane köyde bazı yerlerin üzerine koyduk. Sulama kooperatiflerinin enerjisine de ayrıca destek olacağız, onda yasal bir engel yok. Onun için ihtiyaç olan yerlerde sulama kooperatifleri kurulursa onların da enerjilerine biz destek olacağız.”
“ELİNİZDE ALTIN MESLEK VAR”
Mansur Yavaş, ikinci dönemde de bu desteklerin artırılarak devam edileceği sözünü vererek, “Sizlerin çocuklarının da para kazanıp tekrar çiftçiliğe devam etmesini istiyoruz. Elinizde altın bir meslek var. 30-40 yıldır belki bu desteklerin yeterli yapılamaması nedeniyle birçoğu bu işi terk etmiş gibi görünüyor. Ama tekrar başlamamamız için hiçbir sebep yok. Biraz önce ekranlarda da gördüm. Zaten yıllardır ek iş yapan insanlar tarımla uğraşan insanlar tekrar tohum verilince, fide verilince, destekler de olunca yeniden ekmeye başladıklarını bizlere anlattılar. Demek ki oluyormuş” dedi.
“YETER Kİ ANKARA’NIN KIRSALINDA ÜRETİMLERE BAŞLANSIN, BİZ DESTEK OLACAĞIZ”
Sadece tarımsal değil, yöresel ürünlerle ilgili de kooperatiflerin de değerlendiğine dikkat çeken Yavaş, “Biz yeter ki Ankara’nın kırsalında bu tür üretimlere başlansın, biz sonuna kadar destek olacağız. Yöresel ürünlere de çok destek oluyoruz. Kent Konseyi Başkanımızın da söylediği gibi Türkiye’de ilk defa Beypazarı Belediye Başkanıyken kendi yerel ürünlerimize coğrafi işaret için ben başvurdum. Sizler de kendi bulunduğunuz bölgelerde ürünleriniz için coğrafi işaretlere başvurabilirsiniz, biz bunları değerlendirmeye hazırız. Sadece tarımsal üretimde değil, hayvancılık da yöresel ürünlerin satılmasında biz öncülük etmeye hazırız” diye konuştu.
“EN BÜYÜK ZENGİNLİĞİMİZ ÜRETTİĞİMİZ GIDALAR OLACAK”
“Çılgın proje” yok sözleriyle konuşmasını sürdüren Yavaş, konuşmasını şöyle sonlandırdı:
“Proje yapıyorum deyip sizlerden aldıkları paraları çöp projeleri gömdüler şimdiye kadar. Ankara’ya girerken bu kapıların kime ne faydası var. Görsel güzelliği de yok yapana göre belki güzel ama. İnanın o kapılara harcanan parayla bugün Ankara’nın bir ilçesi ayağa kalkardı. Onun için diyorum, kanalizasyon ihtiyaçlarını bitireceğiz, susuz köy kalmayacak inşallah. İlk önce onları yapacağız farz var ortada önce. İkinci önceliğimiz de oralar yaşanır hâle gelmezse çocuklarınız orada kalmaz. Orada elektrik, su, internet her şey olmalı ki çoluğunuz çocuğunuz orada yaşamaya devam etsin ve sizlerin yaptığı işi de sürdürmeye devam etsin. Hem kendi kazansın hem de Ankara kazansın. Geleceğin en büyük zenginliği gıda olacak. Yani petrolden daha önemli. Arabaya binmezsiniz petrol yoksa birçok şey yapmazsın ama gıda olmadığı zaman ölürüz. En büyük zenginliğimiz ürettiğimiz gıdalar olacak. Biz görevde bulunduğumuz sürece inşallah sizleri desteklemeye devam edeceğiz” dedi.