Geçtiğimiz günlerde özellikle Doğu Almanya'da ırkçı gruplara destek vermekle suçlanan aşırı sağcı AfD partisi kamuoyunun merkezine yerleşti. Yabancı ve Müslüman düşmanlığıyla ün kazanan partinin iç istihbarattan sorumlu teşkilattan izlenmesi gerektiğini savunan kamuoyunun çoğuna karşın, Almanya İçişleri Bakanı Horst Seehofer bunun gerekli olmadığını savunarak, partinin izlenmemesi kararını aldı.
KARAR.COM
Geçtiğimiz günlerde Doğu Almanya'da bulunan Chemnitz kentinde 35 yaşındaki bir kişinin iki mülteci tarafından bıçaklanarak öldürülmesinin ardından sokağa dökülen ırkçı gruplar Almanya'da gündem oldu. Aşırı sağcı ve yabancı düşmanlığı söylemleriyle tanınan AfD partisi ise bu gruplara destek vererek yeni bir ırkçı dalgalanmasına yol açmayı başardı. Yeni bir ırkçılığın hortlamasından korkan Alman kamuoyunun çoğu ise AfD partinin iç istihbarattan sorumlu teşkilattan izlenmesinden yana.
İÇİŞLERİ BAKANI İZLENMESİNE KARŞI
Chemnitz kentinde aşırı sağcıların sokağa dökülmesini "Öz savunma mekanizması" olarak adlandırılan ve yabancı düşmanlığını meşrulaştıran parti başkanı Alexander Gauland "Sokak ortasında bir kişi bıçaklanarak öldürülüyor. İnsanlar kendilerini artık güvende hissetmiyor. Doğal olarak kendilerini savunmak ve düşüncelerini haykırmak isteyeceklerdir" dedikten sonra sosyal medya mecralarında gündem olan bu açıklama, AfD partisinin takibe alınması gerektiği düşüncesini güçlendirdi. Ancak İçişleri Bakanı Seehofer bu düşünceyi desteklemediğini ifade etti. Seehofer, parti başkanı Gauland'ın açıklamalarını yanlış bulduğunu fakat iç istihbarattan sorumlu teşkilatın bu partiyi izlemeye almasına karşı olduğunu dile getirdi.
KATILIMCILARIN YÜZDE 57'Sİ İZLENMESİNDEN YANA
Bir araştırma şirketinin elde etmiş olduğu verilere göre ise, anket katılımcıların yüzde 57'sinin AfD partisinin takibe alınması gerektiğini savunuyor.