Malezya'nın Terengganu kentinde, yüksek derecede antibiyotik dirençli ve ölümcül bir Acinetobacter baumannii bakterisi tespit edildi. Bilim insanları, küresel ölçekte yaygın GC2 soyuna ait bu bakterinin halk sağlığı için ciddi tehdit oluşturduğunu bildirdi.
Malezya'nın Terengganu kentinde bir hastanede yapılan araştırma, dünya genelinde halk sağlığı açısından ciddi bir tehdit oluşturan antibiyotiğe dirençli bakterilerin yayılımına dikkat çekti. Araştırmacılar, bölgede tespit edilen bakterinin, ölümcül enfeksiyonlara neden olan ve çok sayıda antibiyotiğe direnç geliştiren Acinetobacter baumannii türüne ait olduğunu ve küresel ölçekte yaygınlığı bilinen GC2 soyundan geldiğini açıkladı.
9 YILLIK İNCELEMEDE ALARM ZİLLERİ ÇALDI
Uluslararası bir araştırma ekibi, 2011 ile 2020 yılları arasında Terengganu'daki sağlık tesislerinden toplanan 126 bakteri örneğini analiz etti. Sonuçlar, bakterinin yaygın olarak kullanılan pek çok antibiyotiğe karşı direnç geliştirdiğini ve özellikle de karbapenem grubu antibiyotiklere karşı yüksek düzeyde direnç gösterdiğini ortaya koydu.
Karbapenemler, genellikle Acinetobacter baumannii gibi dirençli bakterilerin neden olduğu enfeksiyonların tedavisinde son çare olarak başvurulan antibiyotikler arasında yer alıyor. Bu antibiyotiklerin etkisiz kalması, hastane kaynaklı enfeksiyonların tedavisinde ciddi zorluklar doğurabilir.
DİRENCİN KAYNAĞI: PLAZMİD DNA’LAR
Araştırmanın bir diğer çarpıcı bulgusu ise analiz edilen örneklerin %97’sinde antibiyotik direncinin yayılmasından sorumlu plazmid DNA’larının bulunması oldu. Plazmidler, bakteriler arasında genetik bilgi alışverişini mümkün kılarak direnç genlerinin hızla yayılmasına neden olabiliyor.
Araştırma, prestijli bilimsel yayınlardan Microbial Genomics dergisinde yayımlandı. Bulgular, sadece Malezya’yı değil, küresel sağlık sistemlerini de yakından ilgilendiren bir tabloyu gözler önüne serdi.
UZMANLAR UYARIYOR: TAKİP EKSİKLİĞİ BÜYÜK RİSK
Çalışmanın ortak yazarlarından Birmingham Üniversitesi'nden Dr. David Cleary, antibiyotik direncinin gelişmekte olan ülkelerde yeterince takip edilmediğine dikkat çekti. Cleary, “Bu tehlikeli A. baumannii ailesinin hastanelerde yayılmaya devam ettiğine dair yeni kanıtlar elde ettik. Ancak düşük ve orta gelirli ülkelerden gelen veriler hâlâ çok yetersiz. Hastalığın nasıl evrildiğini anlamak ve etkili tedaviler geliştirmek için gözetim sistemlerine yatırım yapılması şart” dedi.
Ayrıca Dr. Cleary, GC2 soyunun baskınlığı ve karbapenem direncinin yüksekliğinin, özellikle bağışıklığı zayıf hastalar açısından büyük bir tehdit olduğunu belirtti.
ULUSLARARASI İŞ BİRLİĞİ HAYATİ ÖNEME SAHİP
Araştırmanın başyazarı ve Malezya Sultan Zainal Abidin Üniversitesi’nden Prof. Chew Chieng Yeo da uluslararası düzeyde bilgi paylaşımı ve ortak araştırma çalışmalarının önemine vurgu yaptı. “Çalışmamız, çoklu ilaç direncine sahip bakterilerin yayılımına karşı küresel bilimsel dayanışmanın ne kadar gerekli olduğunu açıkça gösteriyor. Bazı bölgelerde veri eksikliği varken bu iş birliği daha da kritik hale geliyor” ifadelerini kullandı.
DÜNYA SAĞLIK ÖRGÜTÜ: KRİTİK ÖNCELİKLİ TEHDİT
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ise Acinetobacter baumannii’yi “kritik öncelikli tehdit” olarak sınıflandırıyor. Kan, akciğer, idrar yolu ve yara enfeksiyonlarına neden olabilen bu bakteri, özellikle yoğun bakım servisleri gibi hastane ortamlarında bağışıklık sistemi zayıf hastaları hedef alıyor.
