Bilim insanları öfkenin vücutta neden olduğu fizyolojik hasarları araştırdı. 10 başlık altında toplanan sonuçlar arasında erken ölüm de var çabuk yaşlanmak, az uyumak ve akciğer hastası olmak da...
Öfke strese yol açıyor, stres ise fizyolojik hasara neden oluyor. Bilim insanlarına göre öfkeli ve kızgın kişiler hayata daha erken veda ediyor. Ama bu en büyük sonucu... Yapılan araştırmalar gösteriyor ki öfkeyi kontrol altına almadığınızda uykunuzdan akciğerlerinize, kalbinizde hasardan, sindirim sorunlarına 10 büyük problemle karşılaşabilirsiniz. İşte bilimsel araştırmalar ışığında öfkenin zararlarının ayrıntıları...
* Ömrü kısaltıyor: Iowa State Üniversitesi’nden bilim insanları 20-40 yaş arasındaki öfkeli erkeklerin sonraki 35 yıl içinde ölme ihtimallerinin sakin olanlara göre 1.5 kat daha fazla olduğunu tespit etti. Stresin fizyolojik hasara yol açtığını belirten uzmanlar, stresli anlarda sık sık salgılanan adrenalinin DNA’ya zarar verdiğini bunun da MS gibi hastalıklara yol açabileceğini söylüyor.
* Somurtkanlar iyi uyuyamıyor: Öfke duygusu, beyinde hayatta kalma içgüdüsüyle ilişkili olan amigdalayı etkiliyor bu da kalbe ve uzuvlara giden kanı yükseltiyor, dolayısıyla rahatlamak imkansız hale geliyor. Massachusetts Üniversitesi’nden nörobilimciler, öfkeyi uyandıran uyaranlara maruz kalanların uykusuzluk yaşadığını belirtiyor. İngiltere’deki Öfke Yönetimi Birliği’nin direktörü Mike Fisher “Öfkenizin nedenini yazmanız kafanızdaki boşluğu boşa çıkararak korku tepkisini hafifletiyor ve rahatlamayı teşvik ediyor” diyor.
* Baş ağrısına neden oluyor: Heyecan ya da öfke vücutta kortizol, adrenalin, testosteron gibi stres hormonlarının salgılanmasına yol açıyor. Bu da vücudu ‘uçuş ve savaş’ moduna sokuyor. Kimyasal dalgalanma, beyindeki kan akışını artıyor, beyindeki kan damarlarının ve sinirlerin şişmesini tetikliyor. Bu da tansiyon ve baş ağrısına neden olabilir. 422 sağlıklı erişkin üzerinde yapılan bir araştırmda, kronik baş ağrısından şikayet edenlerin öfke ölçeği yüksek bulundu.
* Akciğer hastalıklarını geliştiriyor: Sekiz yıllık bir süre boyunca 2 binden fazla erkeğin akciğer fonksiyonuna bakan Harvard Halk Sağlığı Okulu araştırmacıları, öfkenin solunum sisteminin işleyişini bozduğunu tespit etti.
* Kaygılı ve depresif yapıyor: Kızgın olduğunuzda kan nakli yoluyla nörotransmitterler ve hormonlar gönderilir. Bu da kalp atış hızını ve kas gerginliğini artırır. Vücut hep uyanık kalır. Bu reaksiyonun sık görülmesi, beyindeki ‘stres kontrol merkezi’ olan hipotalamusta nöronlara baskı yapar, yani nöronların kapanması zorlaşır. Bunun sonucu olarak agresif bireylerde mutluluk hormonu serotonin önemli ölçüde azalır.
* Sık sık hasta ediyor: Southampton Üniversitesi’nden bilim insanları öfke patlamalarında böbrek üstü bezleri tarafından salınan fazla kortizolün kan şekeri dengesizliğine, tiroidi baskı altına almasına ve hatta kemik yoğunluğunun azalmasına neden olabileceğini tespit etti. Başlangıçta serbest bırakıldığında kortizol, bağışıklık sistemi tarafından anti-enflamatuar bir yanıt bekliyor ancak hormonun azalması vücudu virüse duyarlı hale getiriyor.
* Kalp hastalıkları riskini artırıyor: Adrenalin artışı nedeniyle kan basıncı yükseldiğinde kalp daha hızlı atar ve potansiyel olarak ölümcül anormal kalp ritmi riskini artırır. Adrenalin ayrıca kan pıhtılarını tetikleyebilir veya arterleri bloke edebilen trombositlerin salınması sinyali verir. Harvard Üniversitesi’nden bilim insanlarının araştırmasına göre, özellikle öfke öyküsü skalasına yüksek puan alan erkeklerin genel kalp hastalığına yakalanma ihtimali üç kat fazla.
* Sindirimi zorlaştırıyor: Beyin tarafından ‘uçuş ve savaş’ sinyali verildikten sonra, kan akışı ekstremiteler harekete geçirilmesi gereken alanlara yönlendirilir. Bunun anlamı, ‘iyi’ bakterileri hayatta tutmak için az miktarda oksijen sağlanması, sindirim sistemine verilen kan dolaşımının azalması demektir. Kalıcı bir bağışıklık sistemi, Kaliforniya Üniversitesi uzmanlarına göre, bölgeye giren zararlı bakterilere karşı savunmasızlığı artırarak zayıflamış bağırsak astarına yol açabilir.
* Kırışıklıklara yol açıyor: Brezilyalı bilim insanları, fazla stresin cilt pıhtılaştırıcı bileşim kolajeninin sentezinde yer alan bir hormon olan glukokortikoidlerin miktarını azalttığını tespit etti. Kolajen eksikliği sarkmış, buruşmuş deriye yol açar. Dahası, stres tepkilerinin neden olduğu zayıf bağışıklık sistemi derinin altındaki patojenlere verilen iltihap tepkilerini artırır. Rochester Üniversitesi’ndeki dermatologlar öfkenin arttığı dönemlerde cildin bariyerinin bozulduğunu, alerjenlerin cilde daha kolay nüfuz ederek deri iltihabı ve sedef hastalığına neden olduğunu belirtti.
* Öfkeyi bastırmak da tehlikeli: Öfkeyi ifade etmek yerine bastırmak, sağlık sorunlarına neden oluyor. Chicago Üniversitesi’nde yapılan bir analizde öfkenin hipertansiyon riskini artırdığı belirlendi. Uzmanlar, duyguyu bastırınca aşırı stres hormonlarının beynin duygu-işleme alanlarında daha uzun süre kaldığını, yani fiziksel reaksiyonların kronikleştiğini söylüyor.