Yeni müfredat taslağı çalışmasında AİHM’nin ‘inanç özgürlüğü’ kararını da göz önünde bulunduran MEB, din derslerindeki ‘bir dini sahiplenme’ anlamı taşıyan ifadeleri çıkarmaya hazırlanıyor. ‘Dinimiz’ yerine ‘İslam dini’ ifadeleri kullanılacak, Alevilik de daha ayrıntılı işlenecek
Yeni müfredat taslağı çalışmasında AİHM’nin ‘inanç özgürlüğü’ kararını da göz önünde bulunduran MEB, din derslerindeki ‘bir dini sahiplenme’ anlamı taşıyan ifadeleri çıkarmaya hazırlanıyor. ‘Dinimiz’ yerine ‘İslam dini’ ifadeleri kullanılacak, Alevilik de daha ayrıntılı işlenecek
Habertürk gazetesinden Lütfi Erdoğan'ın haberine göre, Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, hafta başında yapılan Bakanlar Kurulu’na zorunlu ders olarak okutulan Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin yeni müfredatı hakkında sunum yaptı. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerinde ses getirecek bazı değişiklikler yapılacak. Buna göre Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) “çoğunluğun inandığı din de olsa devletin bir dini sahiplenir şekilde ders vermesinin inanç özgürlüğüne aykırı olduğu” tespiti de göz önüne alınarak ders programında birçok yeniliğe yer verilecek. Dışişleri Bakanlığı’nın hukuk müşavirleri ve uluslararası hukuk uzmanları tarafından da gözden geçirilen din dersine ilişkin müfredatta ‘bir dinin sahiplenilmesi’ anlamına gelen ifadeler çıkarılacak. Örneğin, dinimiz yerine “İslam dini”, “Peygamber’imiz” yerine “Hz. Muhammed” denilecek. “İnancımız” ifadesi yerine “İslam inancı” gibi ifadelere yer verilecek.
SADECE 4 SAYFA ANLATILIYOR
Alevilik-Bektaşilik konusu mevcut müfredatta, “İslam Düşüncesinde Tasavvufi Yorumlar” ünitesi altında yer alıyor. 12. sınıf Din Kültürü ders kitabında sadece 4 sayfa yer verilen Alevilik konusunun kapsamı genişletilecek. Bakanlık, müfredatın geliştirilmesi için Alevi dedeleriyle ortak bir komisyon oluşturdu. Alevilikle ilgili cemevi, ‘cem’in yapılışı ve Muharrem Orucu ayrıntılı anlatılacak.
AİHM ‘İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜNE AYKIRI’ DEMİŞTİ
AİHM, eğitimde zorunlu din ve ahlak kültürü derslerine karşı Ankara’dan davacı olan 14 Türk vatandaşının 2011’de açtığı davayı, 14 Eylül 2014’te karara bağladı. AİHM, kullanılmakta olan din kültürü ve ahlak bilgisi kitaplarında Türkiye’de çoğunluğun ait olduğu Sünni İslam’a daha fazla yer ayrılmasının “beyin yıkamak” anlamına gelmediğini belirtti. Dersin, Alevi öğrencileri kendi değerleri ve okulları arasında bir çatışmaya ittiğine dikkat çekildi. AİHM, çoğunluğun inandığı din de olsa devletin bir dini sahiplenir şekilde ders vermesinin inanç özgürlüğüne aykırı olduğu tespitinde bulundu.