Ortadoğu Uzmanı Dr. Eyüp Ersoy “Macron yönetimi idaresinde Fransa, Mısır ile pragmatist bir perspektif tesis etmeye yönelik adımlar atmakta” diyor.
Eyüp Ersoy
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un 27-29 Ocak tarihlerinde, Mısır’a gerçekleştirdiği üç günlük resmi ziyaret, son dönemde giderek artan Fransa-Mısır yakınlaşma-sının önemli bir dönemeci oldu. Macron’un bu ziyareti, daha önce Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah el-Sisi’nin Kasım 2014 ve Ekim 2017 tarihlerinde gerçekleşen Fransa zi-yaretlerine de bir mukabeleydi. Bu ziyarette, Fransız Cumhurbaşkanı’na dört bakan ve geniş bir heyet eşlik etti ve ziyaret esnasında iki ülke arasında 1.8 milyar dolar değerinde çok sayıda anlaşma imzalandı. Kamu diplomasisi yaklaşımının bir parçası olarak, Macron, ziyareti boyunca Kıptı Ortodoks Kilisesi Patriği ve el-Ezher Üniversitesi Şeyhi dahil çok sayıda sivil toplum temsilcisi ile de bir araya geldi. Fransız Cumhurbaş-kanı’nın ziyareti öncesinde, Mısır’da-ki insan hakları ihlalleri konusunda takınacağı tavır merak konusuydu. Zira, 2018 yılı itibarıyla, Mısır, insani özgürlükler alanında dünyadaki 162 ülke arasında 156. sırada (Fransa 32) ve demokrasi alanında 167 ülke arasında 127. sıradaydı (Fransa 29). Macron, el-Sisi ile yaptığı ortak basın toplantısında, ülkesel ve bölgesel istikrar ve barışın, bireysel özgürlük-lere ve hukukun üstünlüğüne saygı ile birlikte ilerleyebileceğini ifade ederek, kendisine yöneltilen eleştiri-lere cevap vermeye çalıştı. Bununla birlikte, el-Sisi’nin aynı basın toplan-tısında iki ülke arasındaki stratejik ortaklığa atıfta bulunmasının işaret etttiği üzere, Fransa ile Mısır arasın-da ortak çıkarlara dayalı pragmatist bir ilişki perspektifi gelişmekte. Macron’un son ziyareti gibi, Fran-sa’nın bu perspektifi güçlendirmeye yönelik çabalarının çeşitli nedenleri bulunmakta.
İlk olarak, Fransız dış politikası-nın stratejik öncelikleri bu nedenlerin başında gelmekte. Fransa, özellikle Macron yönetimi altında, Akdeniz jeopolitiğinde etkinliğini ve etkisini artırmaya matuf ciddi adımlar at-makta. Bu yaklaşım, özellikle Doğu Akdeniz bölgesinde kendini göster-mekte. Bir örnek olarak, Fransa’nın 2007 yılında Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile imzaladığı savunma işbirliği anlaşmasının, 4 Nisan 2017 tarihinde Paris’te atılan imzalar ile güncellenmesini gösterebiliriz. Gün-celleme ile birlikte, iki taraf, karşılıklı operasyonel işbirliği ve lojistik destek temini gibi konularda mutabakata vardılar. Buna ek olarak, Fransız yö-netimi Doğu Akdeniz’deki mevcut ve muhtemel enerji kaynaklarının keşif ve nakil süreçlerinde etkin bir aktör olma amacında. Fransız enerji şirketi Total’in aktif bir şekilde böl-gede doğalgaz arama çalışmalarına katılıyor olması bunun bir göstergesi. Diğer taraftan, Mısır, Doğu Akdeniz jeopolitiğinde coğrafi konumunu stratejik ve ekonomik kazanımlara tahvil edecek adımlar atmakta. Yuna-nistan ve Güney Kıbrıs Rum Yöneti-mi ile müşterek deniz tatbikatları icra etmesi ve yine aynı ülkelere ilaveten İsrail, Filistin, Ürdün ve İtalya ile bir-likte bölgesel doğalgaz pazarı teşkil etmeye yönelik önemli bir anlaşma imzalaması, bu adımlardan öne çıkanlar. Fransa, Mısır’ın Doğu Ak-deniz jeopolitiğinde artan ağırlığının bilincinde olarak, kendi dış politika öncelikleri doğrultusunda, el-Sisi yönetiminin ortaklığına ve işbirliğine daha fazla önem vermeye başlamış görünmekte.
Fransa’nın bölgesel işbirliği arzu-su, elbette Doğu Akdeniz ile sınırlı değil. Orta Doğu ve Kuzey Afrika (ODKA) bölgesindeki gelişmeler bağlamında da Kahire ile yakınlığı önemsemekte. Bölge-dışı ve em-peryal geçmişi olan bir aktör olan Fransa, nüfuzu göreceli olarak yük-sek bir bölge-içi aktör ile işbirliğinin gerekliliğinin farkında görünmekte ve bölgesel etkinliğini artırmaya çalıştığı alanlarda Mısır ile yakınlaş-mayı, maliyeti az ama faydası yüksek bir tedbir addetmekte. Suriye’de yoğunluğu azalmış olsa bile devam etmekte olan iç savaş bu alanlardan biri. Öte yandan, Libya’daki iç savaş, Macron yönetimi tarafından dış poli-tika önceliklerinin başına konulması nedeniyle, Mısır’ın işbirliğinin daha çok önem kazandığı bir alan. Ayrıca, Libya’nın Çad ve Nijer ile olan uzun sınırları boyunca güvenliğin sağlan-ması, Fransız silahlı kuvvetlerinin yürütmekte olduğu Barkhane Hare-katı’nın gidişatı ve başarısı için de bir hayli mühim. Dolayısıyla, Mısır’ın da güvenlik çıkarlarının söz konusu olduğu Libya İç Savaşı’nda el-Sisi yö-netimi ile yakın işbirliği, Fransa için kritik bir etken olmakta.
Mısır’ın göreceli ağırlığından söz edilebilecek bir başka jeopolitik alan, özellikle Kızıldeniz ve Doğu Afrika bağlamında, Afrika. Kahire yönetimi, Şubat itibarıyla Afrika Birliği’nin başkanlığını üstlenmiş durumda. Fransa, kendi dış politikasında özel bir konumda olan Afrika’da, Mısır ile rekabet etmek yerine karşılıklı fay-daya dayalı bir ortaklığı tercih etmiş görünmekte. Suriye, Libya ve Afrika gibi alanlarda kendini belli eden bu stratejik tercihin sebeplerinden bir diğeri de, ilgili bölgelerde Fransa için etkisini tahdit edebilecek ve etkinliği-ni akamete uğratabilecek bölge-dışı rakiplerin mevcudiyeti. Libya mese-lesinde, İtalya ile sürmekte olan gizli açık rekabet bu durumun bir örneği. Libya meselesi ile birlikte başka et-kenlerin de müdahalesiyle Fransa-İ-talya ilişkileri oldukça gerginleşmiş ve Şubat ayında Fransız yönetimi Roma’daki büyükelçisini geri çağır-mıştı. Suriye ve daha genel anlamda Orta Doğu’da ise Fransa, stratejik ra-kibi olarak Rusya’yı görmekte. Hatta, insan hakları ihlalleri ile gündemde olan el-Sisi yönetimi ile ilişkileri ge-liştirmenin ne kadar etik olacağında dair bir soruya, Macron, Batı’nın Mısır’a desteğinin olmaması halinde, Mısır’ın Batı’nın otoriter rakiplerin-den biri olan Rusya’ya yönelebilece-ğini ve Moskova’nın da zaten bunun olmasını beklediğini ifade etmiştir. Son olarak, el-Sisi yönetimi ile yakın ilişkiler, göç sorunu ve uluslararası terörizm ile mücadele açısından da Fransa’nın gündeminde.
"Fransa’nın Mısır ile giderek artan savunma sanayi işbirliği, ortak çıkarlara dayalı pragmatist bir ilişki perspektifini güçlendirme çabalarının bir diğer nedeni. "
İkinci olarak, Fransa’nın Mısır ile giderek artan savunma sanayi işbir-liği, ortak çıkarlara dayalı pragmatist bir ilişki perspektifini güçlendirme çabalarının bir diğer nedeni. 2015 yı-lında, iki ülke arasında 5.2 milyar do-larlık silah sistemleri satışına dair bir anlaşma imzalanmış ve bu çerçevede Mısır Hava Kuvvetleri, Fransa’dan 24 adet Rafale savaş uçağı satın ala-cağını duyurmuştur. Bu anlaşma, Ra-fale savaş uçaklarının o tarihe dek ilk ihracat anlaşması olması nedeniyle Fransız savunma sanayi için oldukça önemli. Macron’un Mısır ziyaretine, Rafale savaş uçaklarını üreten Das-sault firmasının genel müdürünün de katılımı bir tesadüf değil. Ayrıca, 12 adet ilave satış için de iki ülke yetkilileri arasındaki müzakereler devam etmekte. Ek olarak, el-Sisi yönetimi, Mısır Deniz Kuvvetleri için Fransa’dan 2015 yılında bir fırka-teyn ve 2016 yılında iki adet Mistral sınıfı savaş gemisi satın almıştır. Bu gibi oldukça karlı savunma sanayi işbirlikleri, Fransa açısından Mısır ile geliştirilen ilişkilerin önemli bir diğer boyutu. Bu nedenle, örneğin, Macron, Mısır’daki gösterileri bastır-makta Fransız yapımı zırhlı personel taşıyıcıların (ZPT) kullanılmasına yönelik eleştirileri, Mısır’ın egemen-liğine saygı duymak önemli diyerek yanıtlamıştır.
Üçüncü ve son olarak, ikili eko-nomik ilişkiler, Fransız yönetimi açısından, Mısır ile yakın işbirliğinin gerekçelerinden birisi. Macron’un zi-yaretine kalabalık bir işadamı heyeti de eşlik etmiş ve ziyaret esnasında el-Sisi ile birlikte bir iş forumuna baş-kanlık etmişlerdir. Mısır, 100 milyonu aşan nüfusuyla dünyanın en kala-balık 14. ülkesi ve haliyle potansiyel olarak büyük bir pazar. Ne var ki, Fransa’nın Mısır ile arasındaki ticaret hacmi birçok bölgesel ve küresel ak-törün gerisinde. Örneğin, 2017 verile-rine göre, Fransa, Mısır’ın ithalatında Almanya, İtalya, İspanya ve İngiltere gibi Avrupalı devletlerin gerisinde 14. sırada. Fransa’nın Mısır’a yıllık ihracatı 1.5 milyar dolar civarında. Yine de, ikili ticarette, 2017 verilerine göre, Fransa’nın 910 milyon dolarlık bir ticaret fazlası bulunmakta. Ticare-te ilaveten, yatırımların artırılması da iki ülkenin önem verdiği ekonomik bir alan. Fransa’nın Kahire metrosu gibi göze çarpan yatırımları olsa da, son dönemdeki büyük çaplı kamu ihalelerindeki payı diğer aktörlere, özellikle Almanya’ya, nazaran geride kalmakta.
Macron yönetimi idaresinde Fransa, Mısır’ın birçok jeopolitik alanın kesiştiği bir bölgede ko-numlandığını, derecesi değişebilse de her zaman ağırlığı olan bir bölgesel aktör olduğunu, bu aktör ile rekabet etmek yerine ortaklık geliştirmenin kendi dış politika he-deflerine ulaşmasında daha olumlu bir tedbir olabileceği düşüncesiyle, bu ülke ile arasında pragmatist bir perspektif tesis etmeye yönelik adımlar atmakta. Doğu Akdeniz, Suriye, Libya ve Afrika gibi çok sayıda bölgedeki gelişmeleri etkile-yebilecek bu perspektifi yakından takip etmekte fayda var.