“Sema kendindeki varlıktan geçmek, mutlak yoklukta devamlı varlık tadı almaktır.”
ÖMER SARUHANLIOĞLU
Hz. Mevlana’ya izafe edilen bu soru ve soruya cevapların verildiği gazelin bir beytinde Sema böyle tarif ediliyor. Bir başka yerde, Mesnevi’de ise insanın içindeki kat kat âlemlerden bahsediyor: “Aziz dost, sen tek bir kişi değilsin; sen bir âlemsin! Sen derin ve büyük bir deryasın … o senin muazzam varlığın belki dokuz yüz kattır. O ucu bucağı olmayan bir deryadır, yüzlerce âlem o deryaya gark olup gitmiştir.” İnsanın dış âlemdeki-makrokozmos-uzak yıldızlara doğru, oraları keşfetmek ve ele geçirmek için büyük bir ihtirasla çıkmayı arzu ettiği yolculuk kadar hatta belki de ondan daha da zor fakat önemli olarak kendi içine doğru -mikrokozmos- çıkması şart olan bir yolculuk da var ve her türlü spekülasyona rağmen Sema ayini zikir olarak insanın bu iç âlemlere yolculuğu gerçekleştirme imkânı ve potansiyelini taşıyor. Sema eden bir derviş işin başında başka, ortasında başka, sonunda bambaşka bir hale dönebiliyor."