Araştırmacılar, Şanlıurfa'da "tarihin sıfır noktası" olarak nitelendirilen Göbeklitepe'de bulunan taş sütun üzerindeki işaretlerin, dünyanın en eski güneş takvimine ait olabileceğini ortaya çıkardı. Araştırmaya göre, Göbeklitepe sakinlerinin 12 bin yıl önce kullandıkları bu takvim 365 günlük ve takvime, ilk medeniyetin doğuşuna sebep olan kuyrukluyıldız çarpmasının tarihinin oyulduğu düşünülüyor.
Şanlıurfa'da 12 bin yıllık geçmişiyle en eski inanç merkezi olma özelliğine sahip olan Göbeklitepe'deki son araştırmalar, taş sütun üzerindeki işaretlerin, dünyanın en eski güneş takvimi olabileceğini gösterdi.
Edinburg Üniversitesi’nden araştırmacılar tarafından bulunan oymalarda, medeniyetin en eski astrolojik olayının kaydedilmiş olabileceğini belirtiyor.
Buna göre, Göbeklitepe'deki bu oymalar, yaklaşık 13.000 yıl önce kuyruklu yıldızın Dünya'ya çarptığı tarihi kaydetmek için yapılmış olabilir.
Kuyruklu yıldız çarpmasının 1,200 yılı aşkın süren bir mini buzul çağına yol açtığı ve birçok büyük hayvan türünü yok ettiği öne sürülüyor. Ayrıca, kısa bir süre sonra Batı Asya'da medeniyetin doğuşuyla ilişkilendirilen yaşam tarzı ve tarımdaki değişiklikleri de tetiklemiş olabileceği düşünülüyor.
GÖBEKLİTEPE SAKİNLERİ 365 GÜNLÜK TAKVİM KULLANMIŞ
Sütunlara oyulmuş V şekilli semboller üzerinde yapılan yeni bir analiz, her bir V’nin tek bir günü temsil edebileceğini ortaya koydu. Bu yorum, araştırmacıların 12 ay ve 11 ek gün içeren 365 günlük bir güneş takvimini bir sütun üzerinde saymalarına olanak tanıdı.
Hem ayın hem de güneşin döngüleri tasvir edildiği için, bu oymalar, ayın evreleri ve güneşin konumuna dayanan dünyanın bilinen en eski lunisolar takvimi olabileceği belirtildi.
'GÖBEKLİTEPE'NİN SAKİNLERİ GÖKYÜZÜNÜ DİKKATLE GÖZLEMLEMİŞ'
Araştırmayı yürüten bilim insanı Dr. Martin Sweatman şunları söyledi:
"Göbeklitepe'nin sakinlerinin gökyüzünü dikkatle gözlemledikleri görülüyor; bu, dünyalarının bir kuyrukluyıldız çarpmasıyla yok edilmesi göz önüne alındığında beklenebilir bir durum.
Bu olay, yeni bir dinin ortaya çıkmasına ve soğuk iklimle başa çıkmak için tarımda gelişmelere yol açarak medeniyeti tetiklemiş olabilir. Muhtemelen, gördüklerini kaydetme girişimleri, binlerce yıl sonra yazının gelişimine yönelik ilk adımlar olabilir."