Keçi Burcunda açılan ve faili meçhul cinayetleri, kayıplar, Cumartesi anneleri, Uludere Bombardımanı gibi konuların işlendiği ‘Hafıza Odası’ isimli sergiye birçok kesimden tepki gelince, sanatçı Ahmet Güneştekin basın toplantısı düzenleyerek, eleştirilere yanıt verdi.
Türkiye’de yaşanan toplumsal olaylardan esinlenerek yaptığı eserlerin yer aldığı 'Hafıza Odası' isimli sergisi eleştirilerin hedefi olan sanatçı Ahmet Güneştekin, eleştirilere yanıt vermek için kameraların karşısına geçti. Güneştekin, konuşmasında İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya da yanıt verdi.
"GÖRÜNTÜLERDEN RAHATSIZ OLDUK"
VOA News'te yer alan habere göre; Toplantıda ilk sözü serginin ana sponsoru olan Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası’nın başkanı Mehmet Kaya aldı. Kaya kameralara yansıyan bazı görüntülerden rahatsız olduklarını dile getirerek, özür diledi. Amaçlarının hafıza oluşturmak olduğunu vurgulayan Kaya, “Kameraya yansıyan bizim de tasvip etmediğimiz görüntülerden rahatsız olduk. Şunu söyleyebilirim bu bölge önemli travmalar süreci yaşadı. Çok incindi. Bu serginin özünde de bir yüzleşme vardı. Özellikle bölgede bu anlamda travma yaşayan incinen insanları birazcık da olsa üzdüysek, kesinlikle Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası olarak özür diliyoruz. Kesinlikle amacımız bir tek kişinin bile üzülmesi değil, bizim buradaki temel hedefimiz geçmişte yaşananları acıyı topluma göstermek ve buradan bir hafıza oluşturmaktır” dedi.
Bazı kişilerin tabutların önünde gülerek fotoğraf çektirmesi tepkilere neden olmuştu.
"ORADA DA AYNI HASSASİYETİ ISRARLA YAPTIM"
Daha sonra söz alan sanatçı Ahmet Güneştekin eleştirilere tek tek yanıt verdi. Güneştekin konuşmasına, tabutların arasında fotoğraf çektirenlerle ilgili tartışmalarla başladı. Tabutların daha önce de sergilendiğini ve birçok kişinin fotoğraf çektirdiğini hatırlatan Güneştekin, Diyarbakır’daki hassasiyetin farkında olmadığını söyledi. Herkesten aynı hassasiyetin beklenemeyeceğini savunan Güneştekin, şunları söyledi:
"Üst taraftaki tabutlardan olan çürüme enstalasyonunu 2017'de yaptım. Daha önce de fiziki olarak sergilemiştim. Buraya gelen cemiyet insanlarının 50 katı o tabutlar arasında daha önce de fotoğraf çekmişti. Ama burada fırtına koparılması enteresan. Belki de fotoğraf çekilmesi o gün de doğru değildi. Ben orada benimle onların arasında fotoğraf çekilmek isteyenlere, çok sessiz olmalarını rica ediyordum, dikkat etmelerini istiyordum, fotoğraf çekerken elini omuzuma atmak isteyenler oluyordu, mümkünse daha sakin durmalarını rica ediyordum.
Orada da aynı hassasiyeti ısrarla yaptım. Herkesin sizinle aynı şeyi görmesini, aynı şeyi düşünmesini bekleyemezsiniz. Hadi diyelim cemiyet insanları bu şekilde çekti. Buraya gelen yerel halk da burada orada fotoğraf çekti tabutların önünde. Ben insanların orada fotoğraf çekip çekmemelerine müdahale edemem ama bu hassasiyeti bilseydim önceden hepsini uyanırdım, buradaki halkın böyle bir hassasiyeti var derdim."
Güneştekin, tabutların renkli olmasına yapılan eleştirilere ise tepki gösterdi. 50 yıldır aynı renkleri kullandığını ifade eden Güneştekin, “50 yıldır aynı renkleri kullanıyorum ben renklerimi değiştirmedim ki. ‘Tabutlar siyah olur’ buna siz mi karar vereceksiniz? Nasıl bir hadsizlik bu? Ben sanat yapıyorum istediğim rengi kullanırım. Ayrıca hangimiz ölüsünü toprağa defnettikten sonra kaderine bırakır? Hangimiz onu toprağına çiçek ekmiyor, bitki ekmiyoruz, cennet bahçesinde döndermiyoruz” diye konuştu.
SÜLEYMAN SOYLU'YA DA CEVAP VERDİ
Sergiye tepki gösterenler arasında İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da vardı. Diyarbakır’da muhtarlar günü nedeniyle muhtarlarla bir araya gelen Soylu, sergide PKK saldırılarında hayatını kaybedenlerin olmamasını eleştirmişti.
Soylu’ya yanıt veren Güneştekin, sergide İçişleri Bakanı’nın olmadığını söylediği isimlerle ilgili eserlerin de olduğunu söyledi. Soylu’nun sergiyi görmeden eleştirdiğini savunan Güneştekin, “İçişleri Bakanı görmediği sergide bir sürü isim sayıyor. 'Bunlar hafıza odasına var mı?' diyor. Evet var, saydığı isimler var. 5 no'lu koridorun dibinde bellek videosu var. Orada Aybüke öğretmen de var, Yasin Börü de var, Eren Bülbül de var. Bunlar bizim evlatlarımız değil mi? Ceylan'ın parçalanan vücudu benim canımı acıtmışsa, Aybüke öğretmen benim doğduğum Batman'ın Kozluk ilçesinde bir kaza ya da seken serseri bir kurşunla ölmesi, 16 yaşında bir çocuğun, Yasin'in ve ona eş yaşta olan Eren’in acısı benim için aynıdır. O buzdolabında 9 gün boyunca cesedi çürümesin diye bekletilen evlat benim kardeşim, o çocuklar da benim evladımdır. Ben zaten Türkiye'nin 100 yılını sorguluyorum” şeklinde konuştu.
"DAVET SON DERECE DOĞALDIR"
Güneştekin, HDP ve CHPlilerin sergiye davet edilmesine ilişkin de şu açıklamayı yaptı ; “HDP'nin davet edilmesi son derece doğaldır, hiç bundan rahatsızlık duymam, mutluluk duyarım. Bir sürü dostum var. CHP neden davet edildi ? Neden edilmesin bir sürü dostum var. Ülkenin yönetiminde söz sahibi insanlardır. Ekrem İmamoğlu'na gelince, Ekrem İmamoğlu benim kardeşim, benim sergime sanki ilk defa mı geliyor? AK Partili de davet ettim. İhsan Aslan geldi, diğerleri belki tepkiden bir şey olur diye gelmediler.”
Güneştekin daha sonra sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle birlikte sergiyi gezerek, eserleri hakkında bilgi verdi. Sergiyi, bölgedeki çatışmalarda yakınlarını kaybeden ve kendilerine ‘Barış Anneleri’ adını veren kadınlar da ziyaret etti. Güneştekin’le birlikte sergiyi gezen kadınlardan bazıları gözyaşlarını tutamadı.
Bu arada sergiye ilginin oldukça yoğun olduğu görülüyor. Sergi salonu önünde uzun kuyruklar oluştu. Birçok kişi sergiyi gezebilmek için saatlerce sırada bekledi.