Pandemi ile mücadelede 'toplumsal bağışıklık' stratejini benimseyen Türkiye'de, 9 milyon 600 bin kişinin ikinci doz aşısını yaptırması ve 5 milyona yakın kişinin ise hastalığı geçirmesi ile yüzde 25 hedefine yaklaşıldı. Toplum Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan "Toplumsal bağışıklığın kazanılması için gerekli olan yüzde 60-70 hedefi güz döneminde gerçekleşebilir" dedi.
Toplum Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, aşılama sonrasında yürütülen salgın süreci ile ilgili açıklamalarda bulundu.
Dünya Sağlık Örgütü'ne (DSÖ) göre, salgın söz konu olduğunda bulaş yollarını engellemek ve aynı zamanda bağışıklık oluşturulması gerektiğini vurgulayan İlhan, salgınla mücadelede aşısı olan her virüs için de aşılama programının hayata geçirilmesi gerektiğini söyledi.
İlhan, şunları kaydetti: "DSÖ, mücadelenin hastalığın kontrol altına alınarak kazanılabilmesi için özellikle solunum yolu ile bulaşan koronavirüslerde yüzde 60-70 oranındaki grubunun aşılanması ya da hastalık geçirerek bağışık olmasının gerektiğini söylüyor. Bu nedenle aşı olmadan koronavirüsle mücadele etme şansı söz konusu değil."
'SÜRÜ' İLE 'TOPLUMSAL' ARASINDA FARK NE?
Salgının kontrol altına alınabilmesinde 'sürü bağışıklığı' ve 'toplumsal bağışıklık' stratejilerinin uygulanabildiğini dile getiren İlhan, şunları kaydetti:
"Sürü bağışıklığı, sürecin başında İngiltere ve İsveç'in denediği bir yöntemdi. Sürü bağışıklığı, toplumun kendi haline bırakılarak virüsün toplum içinde yüzde 60-70 oranında bulaşmasıyla kişilerin virüsle tanışması şeklindedir; toplumun serbest bırakılmasıdır. Toplumsal bağışıklık ise bu sürecin yani yüzde 60-70 oranında toplumun bağışık olma halinin belirli bir plan dahilinde aşılanma ile sağlanması şeklindedir."
Salgının başından beri Türkiye'nin bu konudaki stratejisinin net olduğunu belirten İlhan, "Başından bu yana Türkiye'de 'toplumsal bağışıklık' stratejisi uygulanıyor" diye konuştu.
"YÜZDE 25'E YAKLAŞILDIĞINI SÖYLEMEK MÜMKÜN"
Toplumsal bağışıklığın oluşturulabilmesi için hedef grubun yüzde 60-70'inin aşılanması gerektiğinin altını çizen İlhan, sözlerine şöyle devam etti:
"Türkiye'de 18 yaş üzeri vatandaşlara bakıldığında yaklaşık yaklaşık 60 milyon kişiden bahsetmek mümkün. Çünkü, 23 milyon 18 yaş altı gencimiz var. Bu doğrultuda Türkiye'de, 60 milyonun bağışıklanması gerekiyor. Şu an baktığımızda ülkemizde ikinci doz aşısı yapılan 9 milyon 600 bin kadar vatandaşımız var. Aynı zamanda şu an için koronavirüsü geçiren de yaklaşık 5 milyon vatandaşımız bulunuyor. Bu doğrultuda 15 milyon seviyesine gelindiği düşünülürse, yüzde 25 hedefine yaklaşıldığını söylemek mümkün."
Toplumsal bağışıklığın kazanılmasında aşı teminin de büyük önem taşıdığını dile getiren İlhan, "Türkiye, dünyada farklı aşıları yapan nadir ülkelerden biri. Aşı çeşitliliği, aşı temininde elde edilen önemli bir kazanımdır" diye konuştu.
ÖLÜM RİSKİ NE ZAMAN AZALACAK?
Prof. Dr. İlhan, toplumsal bağışıklığın kazanılması için uygulanan strateji kapsamında yüksek risk gruplarından başlanarak aşının uygulandığını hatırlattı.
İlhan, 40 yaş üzeri vatandaşların aşılanmasıyla hastalığa bağlı ölüm oranlarının önemli oranda düşmesinin öngörüldüğünü anlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Çünkü, kronik hastalıklar genellikle 40 yaşlarında başlıyor ve koronavirüs ölümlerine bakıldığında da en az bir kronik hastalığı olanların ölüm riskinin olmayanlara göre daha yüksek olduğuna şahit oluyoruz. Bu nedenle 40 yaş üzeri aşılandığında, ölüm riski toplumda daha da azalacak."
HEDEFE NE ZAMAN ULAŞIR?
İlhan, toplumsal bağışıklığın kazanılmasının 18 yaş üstündekilerin aşılanmasıyla mümkün olacağını belirterek "Aşı temininde sıkıntı olmaması halinde 18 yaş üstüne aşı yapılmasıyla birlikte, toplumsal bağışıklığın kazanılması için gerekli olan yüzde 60-70 hedefi güz döneminde gerçekleşebilir" diye konuştu.