Yılmaz: Merkez Bankası güvenilir, öngörülebilir ve saygın olmalı

İYİ Parti Ekonomi Politikaları Başkanı Prof. Dr. Bilge Yılmaz KARAR TV'de Elif Çakır ve Yıldıray Oğur'un konuğu oldu. İktidarın ekonomi politikalarının sonuçlarını ve ekonomik krizden çıkış yöntemlerini değerlendirdi.

BİRGÜL TEKÇE | KARAR

İYİ Parti Ekonomi Politikaları Başkanı Prof. Dr. Bilge Yılmaz KARAR TV'de Elif Çakır ve Yıldıray Oğur'un sorularını yanıtladı. İktidarın ekonomi politikasını ve krizden çıkış yollarını değerlendiren Yılmaz, ''Türkiye'de para politikasının hızlı bir şekilde düzeltiliyor olması gerekir, bunu çok çabuk düzeltilebiliriz. Merkez Bankası'nın güvenilir, öngörülebilir ve saygın olması gerekir. Türkiye'de bunların hiçbiri olmadığı gibi bağımsız da değil. Saygınlığı da kayboldu. Merkez Bankası'nın ilk görevi fiyat istikrarıdır'' ifadelerini kullandı.

HUKUK EKONOMİ İLİŞKİSİ

Hukuk ekonomi ilişkisine vurgu yapan Yılmaz, ''Hukukun üstünlüğünün olması demek kanunlar var ve kanunlara uyuluyor bir belirsiz yok demektir. Hukuk sistemi rant toplamıyor hukuk sistemi adalet dağıtıyor ve bu gerekli. Tek başına yeterli değil ama gerekli. Demokrasi ekonomiden bağımsız olarak da gerekli çünkü insanların mutluluğu, refahı için de önem arz ediyor. Demokrasiyi demokrasi içinde istemek lazım. Hukuk ekonomide olumlu bir etki sağlar, demokrasi de sağlar ama şart değil Güney Kore örneği gibi. Biz şuan demokrasinin gerekliliğine inanıyoruz. Hukuk şart demokrasi gerekli'' dedi.


MERKEZ BANKASI GÜVENİLİR, ÖNGÖRÜLEBİLİR VE SAYGIN OLMALIDIR

Türkiye'de para politikasının hızlı bir şekilde düzeltilmesi gerektiğini belirten Yılmaz, ''Biz bunu çok çabuk düzeltebiliriz. Merkez Bankası'nın güvenilir, öngörülebilir ve saygın olması gerekir. Türkiye'de bunların hiçbiri olmadığı gibi bağımsız da değil. Saygınlığı da kayboldu. Merkez Bankası'nın ilk görevi fiyat istikrarıdır. Merkez Bankası şuanda fiyat istikrarını bırakmış durumda isterse yapabilir mi ondan da emin değilim. Onun yerine cari açığı kapatacağız diyorlar, elindeki araçlarla yapamayacağın şeyleri taahhüt edersen rezil olursun. O zaman saygınlığın ve güvenirliliğin kalmaz. Merkez Bankası'nın piyasaya müdahale etmeden, ''müdahale ederim ha'' demesi bile yeterli olmalıdır. Çünkü saygındır ve piyasaya siz buraya fazla yüklendiniz, bu buraya giderse biz müdahale ederiz dediğinde fiyatın durması lazım. Türkiye'de böyle bir şey yok. Sabah 2 milyar dolar satıyor, sonra yine geliyor.'' şeklinde konuştu.

Yılmaz sözlerine şöyle devam etti:

''Merkez Bankası Başkanı'nın sürekli değiştirilmesi, para üstü yönetimde çalışanların değiştirilmesi ve zaten Cumhurbaşkanı'nın kendisi söylüyor bunu "yapmadı değiştirdik" diyebiliyor. Bu durumda nasıl bağımsız olabilirsiniz. Esasen Merkez Bankası'nın bağımsızlığı 2010 yılı civarı zedelenmeye başlamıştı. Bu çok yeni değil o zamandan zedelenmeye başladı. 2010 yılında kötü giden liyakatten ziyade Başbakanın talepleri doğrultusunda yanlış politikalara girilmeye başlamıştır. Merkez Bankası, Başbakan faiz artırılmasını istemiyor diye biz arttıralım ama arttırmıyormuş gibi yapalım dedi. Aralık koydular. Bunlar yanlış işler. Bir kez o yola girerseniz kayarsınız. Siyasilerin kısa dönemli etkisinden halkı korumak için Merkez Bankası bağımsızdır.''

TÜRKİYE'DE 2018'DEN SONRA ÇOK BÜYÜK HATALAR YAPILDI

Yılmaz, Türkiye'de 2018'den sonra büyük hatalar yapıldığına vurgu yaparak ''Şimdi o dönemlere bakıp ne güzelmiş deniliyor. Merkez Bankası'nın politika faizi var. Esasen Merkez Bankası'nın direk kontrol ettiği faiz piyasanın çok küçük bir kısmı. İnsanlara direk temas etmiyor. Mevduatta yatırdığınız para ya da kredi aldığınızda ödediğiniz o faizle bu faiz aynı değil. Alakalı mı alakalı, alakası Merkez Bankası'nın saygınlığı kadar. Merkez Bankası saygınlığını ve güvenirliğini kaybederse pek bir anlamı kalmıyor. Merkez Bankası bu tavrıyla ticari kredi, tüketici kredi faizi belirleyebilirse faizi düşürdüğü zaman ucuza kredi olur piyasada, ticari bankalar iş adamlarına kredi verir ekonomi hareketlenir. Ekonomi fazla ısındı soğutalım dediklerinde o faiz artırılır. Ama o bağ Türkiye Merkez Bankası'nın yanlış politikalarıyla koptu'' dedi.


EKONOMİ BİR BİLİM, BİLİMLE KAVGA EDERSENİZ BUNUN SONU İYİ BİTMEZ

Ekonomin bir bilim olduğunu belirten Yılmaz, ''Siz bilimle kavga ederseniz onun sonu iyi bitmez. Bilimde tezler hipotezler olur. Birçok hipotezin yanlış olduğu ispatlanır. Bir şeyin olasılığı yüzde 10 olsa bile insanlar düşünürler, yüzlerce akademisyen çalışır, yazılar yazarlar, bir grup aksini iddia eder vs burada kimse çalışmıyor bile böyle bir şeye kimse inanmıyor. Cumhurbaşkanımız böyle bir şeyde iddia etmesi açıklı, ben Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak içim acıyor. Bunu çokta fazla dışarıda anlatmakta hoş değil. Böyle bir yanılgı var buradan çok çabuk uzaklaşalım noktasındayım ben, burada çok tartışılacak bir şey de yok bu bilime de hakaret olur'' ifadelerini kullandı.

VATANDAŞ BU PROGRAMA GÜVENMEDİ

Dövize endeksli mevduat sistemine güven olmadığını belirten Yılmaz, ''Şu aşamada kamu bankaları dolar satmasa ve iş adamlarına, vatandaşa dolar almayın satın diye baskı yapılmasa dolar gider. Çünkü piyasada doların fazla satıcısı yok. Vatandaş bu programa çok güvenmedi. Dolardan Türk Lirası'na geçmedi. Zaten geçmediği için şimdi artık şirketlere de müsaade ediyorlar, çünkü beklenen dönüş olmadı. Şimdi bu şartlarda bırakılırsa bu gidecek ve gitmemesi için önlemler alınıyor. Taşıma suyuyla değirmen dönmez. Biz eksi 65 milyar dolar rezervdeyiz. Daha eksi olabiliriz. Şuan Merkez Bankası'nın satabileceği 50 milyar kadar dolar var. Sayıları yuvarlıyorum. Bunu satmaya devam ederek belli bir süre daha kontrol edebilirler. Bitme olasılığı belirdiğinde insanlar rahatsız olmaya başladıklarında artık çok kırgın bir hale gelinecek. Bu durumda spekülatif saldırılar olabilir. Burada yurtdışından bahsetmiyorum içeride ki insanlar iyi gitmiyor diyebilir. İnsanlar tedirgin olur mali sisteme, bankacılık sistemine güvenleri kırılırsa o çok kötü yerlere gidebilir. Bizim kurun yükselmesinden daha büyük dertlerimiz olabilir o yüzden çok dikkat etmek gerekir'' dedi. Yılmaz sözlerine şunları ekledi:

''Yarın sabah çok saygın güvenilir bir Merkez Bankası Başkanı ve üst yönetimi gelir ve insanlar inanırsa 4-5 yıl kimse karışmazsa ki şuan ki yönetimle mümkün değil olsa diyelim yarın sabah ya da hafta sonuna kadar doların 10-11 aralığına düştüğünü görürüz. Tabi bu dediğim bilim değil, bir çok şarta bağlı ama düşer. Aksi halde doların buradan artma ihtimali buradan düşme ihtimalinden çok daha fazladır.''

MALİYE POLİTİKALARI DÜZELTİLMELİ

Enflasyon ne zaman düşer? Sorusuna cevap veren Yılmaz ''Merkez Bankası çok hızlı düzeltilir, Türk Lirası istikrara kavuşur, enflasyonun düşmesi şuan itibariyle bir iki yılı bulacaktır. Benim tahminime göre enflasyonun tekrar tek haneye düşmesi 24 ila 30 ayı bulacaktır. Bunlar tam bilim değil. Doğru gruplara görev verilirse iki yıl içinde enflasyon kontrol altına alınır. Önümüzdeki bir kaç ayda artacağına eminim. Türk Lirası'nın doların enflasyona büyük bir geçişgenliği var. Doların artma eğilimi olduğu için o büyük bir enflasyon getirecektir. Sonrasında doğru insanların göreve gelmesiyle o kontrol altına alınır. Enflasyon sadece dar gelirlinin ücretini azaltmakla kalmıyor. Ülkede bir belirsizlik yarattığı için yatırımı ve büyümeyi de baltalıyor o yüzden çok önemli. 6-8 ay içinde Türkiye'nin para politikası bir istikrara kavuşur ve 2 yıl içinde de enflasyon tekrar tek haneyi görür. Ondan sonra Merkez Bankası'nın koyduğu yüzde 5 hedef inandırıcı olur'' dedi.

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR (1)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
1 Yorum
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN