Rawest Araştırma Direkötür Roj Girasun KARAR TV ekranlarında yayınlanan Bi’ Karar Ver programında, ‘DEM Parti ile Demirtaş arasında bir gerilim olduğu, saklanabilecek bir şey değil' dedi.
Elif Çakır ve Yıldıray Oğur’un yorumuyla KARAR TV’de yayınlanan Bi’ Karar Ver gündemin nabzını tutmaya devam ediyor. Programın 30 Ocak 2024 Salı günü ekranlara gelen bölümünün konuğu, Rawest Araştırma Direktörü Roj Girasun oldu.
Yerel seçim ve DEM Parti’nin adaylık düğümüne ilişkin kritik değerlendirmelerde bulunan Girasun, ‘DEM Parti ile Demirtaş arasında bir gerilim olduğu, saklanabilecek bir şey değil. Yani böyle çok üstünü örtmeye falan gerek yok ama bir DEM Partili yönetici olsaydım tabi başka bir cevap verirdim. Ama bir kamuoyu araştırmacısı ve buralardaki dengeleri biraz bilen birisi olarak ortada bir gerilim olduğunun üstünü örtmeye lüzum yok’ şeklinde konuştu.
İşte, Roj Girasun'un birbirinden kritik diğer değerlendirmeleri...
YEREL SEÇİMLERDE YRP DENKLEMİ
'Eğer Yeniden Refah Partisi aday çıkarmazsa ve Cumhur İttifakı’na destek olursa, diğer taraftan da DEM Parti zayıf bir aday çıkartırsa veya İmamoğlu’nun lehine hiç aday çıkarmazsa İmamoğlu’nun seçimleri kazanma ihtimalinin son derece yüksek olduğundan bahsedebiliriz. Ama YRP Cumhur İttifakı’na dahil olursa ve DEM Partisi de Başak Demirtaş gibi güçlü bir ismi aday gösterirse bu defa ibre büyük oranda Murat Kurum’dan yana görülecek.'
CHP’NİN İZMİR ADAYI VE GELEN TEPKİLER
'Cemil Tugay ismi CHP’nin İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı adayı oldu. Ve Cemil Tugay İzmir’de ‘Değişimci’ tek belediye başkanıydı. Kamuoyu araştırmalarında veya memnuniyet ölçümlerinde en yüksek çıkan isim değildi. İzmir’de ‘Değişimci’ olan tek belediye başkanıydı. Kriter bu mu bilmiyorum ama bu bir tesadüf değil. O yüzden Tunç Soyer’in Cemil Tugay’dan daha başarısız bir belediye başkanı olduğu, Cemil Tugay’ın kamuoyu araştırmalarında öne çıktığı gibi bir anlam çıkarmamız çok doğru değil. Bir ittifak kurulma arzusu var ama bu yapılırken diğer siyasi partilerin büyükşehirler ile alakalı hassasiyetlerine çok riayet edilmiyor.'
‘DEM PARTİ İLE DEMİRTAŞ ARASINDAKİ GERGİNLİK SIR DEĞİL’
'DEM Parti ile Demirtaş arasında bir gerilim olduğu, saklanabilecek bir şey değil. Yani böyle çok üstünü örtmeye falan gerek yok ama bir DEM Partili yönetici olsaydım tabi başka bir cevap verirdim. Ama bir kamuoyu araştırmacısı ve buralardaki dengeleri biraz bilen birisi olarak ortada bir gerilim olduğunun üstünü örtmeye lüzum yok. Ama bununla beraber alışılagelmiş şöyle bir şey vardı, sanki Demirtaş ile yada CHP ile işbirliği gibi şeylere daha açık, DEM Partisi veya başka kanatlar buna daha karşı gibi bir ezber vardı. Demirtaş’ın bu çıkışı ortadaki kafa karışıklığına karşı bir müdahale. DEM Parti’de iki düşünce çarpışıyor, kararsızlık da buradan kaynaklı. Demirtaş aslında bu çelişkileri ortadan kaldırmak için bir hamle yaptı ama henüz bunun ciddi bir karşılığını göremedik. DEM Partisi aday çıkartmaya yönelik bir tasarrufa giderse Başak Demirtaş ismi tekrar gündeme gelebilir. Başak Demirtaş’ı güçlü bir aday olarak tekrar konuşabiliriz. Ama zaten bence bugün itibariyle DEM Partisi’nin aday çıkarıp çıkarmamasından daha büyük siyasi anlamı olan durum Başak Demirtaş’ın DEM Partisi’nin İstanbul adayı olmasıdır. Yani bunun her yer için çok farklı anlamı olacaktır.'
İMAMOĞLU VE RAKİPLERİNİN OLASI SEÇİM PERFORMANSLARI
'Ben, DEM Parti tarafından zayıf bir aday çıkarılmasının İmamoğlu tarafından da arzu edildiği kanaatindeyim. Bu hem DEM Partisi’nin çok yüksek oylar almadığı bir senaryo hem de kendisine DEM Partisi ile ittifak yaptığı için güçlü ithamlar yapılmayacağı için böyle bir ara formülün İmamoğlu tarafından arzu edildiği kanaatindeyim. Ama bir de şöyle bir şey var, YRP’nin Ak Parti lehine seçimlere katılmadığı bir denklemde İmamoğlu birkaç adım önde dedik. Ama bununla beraber bu seçimde birçok Sinan Oğan var. Aday isimlerin her biri DEM Parti ile CHP arasındaki olası bir işbirliğini kaşıyarak buradan kendisine seçmenler açısından bir kaçış rampası bulabilir ve bir miktar seçmen konsüldasyonu sağlayabilir. Buralar daha çok agresif milliyetçi muhaliflerin yönelebileceği adresler noktasına gelebilir. İmamoğlu’na gidecek oylar buralardan minimize olabilir. Seçimlerin İmamoğlu açısından bir de böyle bir riski var.'
MANSUR YAVAŞ’IN ANKARA’DAKİ ZORLU SINAVI
'Belki biraz Ankara’nın önemi çok unutuluyor ve azımsanıyor. Örneğin, geçen seçimlerde İstanbul alınmamış ve Ankara alınmış olunsaydı az bir siyasal anlamı olmayacaktı. Ankara’nın da ciddi önemi olmuş olacaktı. Aslında Mansur Yavaş şu an seçimlere ittifaksız giriyor. Hem DEM Parti’nin orada İstanbul’a göre ittifak kurma ihtimali daha zayıf hem de İYİ Parti orada Cengiz Topel Yıldırım gibi CHP tabanından çok oy alabilecek bir isim transfer etti. Hem de Zafer Partisi aday çıkartıyor, diğer taraftan da Cumhur’un adayı milliyetçi bir isim. Mansur Yavaş aslında milliyetçi bir isim olarak çıktığı Ankara’da şu an kendi oyunu bölebilecek sağdan soldan milliyetçilerden birçok isimle yarışacak. O yüzden bence Ankara’yı da ayrıca konuşmak gerekiyor. Özellikle başka dengeler ve denklemler değişirse, örneğin bütün bu ittifaksız siyasete rağmen İstanbul kaybedilir ve Ankara kazanılırsa, seçimlerden sonra sadece İmamoğlu’nu değil Yavaş’ı da konuşuruz. Cumhurbaşkanlığı seçimleri serüveni açısından söylüyorum. Yani ittifaksız kazanırsa hatta İmamoğlu DEM Parti ile ittifak yaparak kazanırsa İmamoğlu kesin şekilde Cumhurbaşkanı olacak, Yavaş denklem dışı diyemeyiz. 2018’de kazanacak aday tartışmaları varken kazanacak aday Mansur Yavaş’tı. Bu tartışmaların Ekrem İmamoğlu üzerinden yürümesinin Mansur Yavaş’a bir haksızlık olduğu kanaatindeyim.'