Gazeteci/Yazar Etyen Mahçupyan, Elif Çakır ve Yıldıray Oğur’a açıklamalarda bulundu. Suriye’de gelişen yeni dönemi değerlendiren Mahçupyan, “Diasporadan gelen insanlara göre ‘Dönüşen bir HTŞ’ daha iyi bir ortak onlara. Colani’de demokratik bir düzene yaklaştığı kadar meşrulaşabilecek. Ayrıca Suriye Diasporasının Avrupa Birliği ile yakından ilişkileri var. Ben Avrupa Birliği’nin Suriye’nin demokratikleşmesi konusunda diğer aktörlere göre daha etkili olacağını düşünüyorum” Dedi.
UMUT GÖR
Elif Çakır ve Yıldıray Oğur’un sunumuyla ekranlara gelen ‘Bi' Karar Ver’ programına Gazeteci/Yazar Etyen Mahçupyan konuk oldu. Mahçupyan, Esad’ın yıkılışı sonrasında ortaya çıkan yeni düzeni değerlendirdi, HTŞ’nin Colani eliyle sivilleşen siyasi bir partiye dönüşebileceğini ifade etti. Suriye Diasporasının Avrupa Birliği üzerindeki etkisine dikkat çeken Mahçupyan, yeni süreçte AB’nin bölgede etkili olacağının altını çizdi.
‘ASKERİ GÜÇLERİN SİYASİ AKTÖR OLMA İHTİMALLERİ AZALIYOR’
ABD’de göreve başlamaya hazırlanan Donald Trump’ın Erdoğan ve Türkiye sözlerini değerlendiren Gazeteci/Yazar Etyen Mahçupyan, Washington ile Ankara’nın Suriye politikasını karşılaştırdı, “Amerika’nın Suriye bakışı ile Türkiye’nin Suriye perspektifi bu zamana kadar hemen hemen aynı oldu. YPG dışında baştan beri aynıydı. Sadece Esad konusunda Türkiye biraz daha ısrarcı oldu, Amerika biraz daha önce vazgeçti. Rusya zayıf, belki kuvvetli olsaydı Trump başka düşünceler içerisinde olabilirdi. Ama şu anda Rusya’nın sistem dışına çıktığı denklemde Suriye’nin şekillenmesi konusu var. Suriye’nin yeniden şekillenmesinde HTŞ’nin ağızından çıkan laflar Türkiye’nin beğenisiyle karşılanıyorsa bu durumda ABD için çok önemli. Çünkü şimdiye kadar askeri güçler üzerinden siyaset çerçevesi çiziliyordu ama artık sosyolojik tabandan hareketle siyaset çerçevesi çizilecek. Yani askeri güçlerin siyasi aktör olma ihtimalleri azalıyor. O yüzden HTŞ silah bırakmayı teşvik ediyor. İlerleyen zamanda daha demokrasiye yatkın bir ortam oluşacak. Amerika’nın bakışıyla Türkiye’de demokrasiye yakın ortamı destekleyecekse arada sadece YPG farkı kalıyor. Oda ayrıca bir pazarlık konusu olacak.” Dedi.
‘AB, SURİYE’NİN DEMOKRATİKLEŞMESİNDE ETKİLİ OLACAK’
Suriye’de Colani eliyle başlayan yeni dönemi değerlendiren Mahçupyan, Suriye Diasporasının Avrupa Birliği ile olan bağlantısına dikkat çekti, “Suriye’de askeri aktörlerle siyaset oluşturma dönemi bitiyor. HTŞ askeri açıdan kuvvetli ama sosyolojisi çok zayıf. Colani yeni dönemin sosyoloji ile inşa edileceğini fark etmiş durumda. Yani kendisini sivil-siyasi bir partiye doğru dönüştürmeye çalışacak, bu durum olabilir mi, bunu zaman gösterecek. Ama en büyük paydaş olan HTŞ eğer sivilleşiyorsa, HTŞ’nin daha ufağı olan askeri güçlerin sivilleşmemesi çok mümkün değil. YPG askeri bir güç kalarak anlaşma masasına oturamaz büyük bir ihtimalle. Çünkü masa, askeri güçlerden oluşmayacak. HTŞ şimdi ABD’nin de rızasını alırsa o zaman ABD’de YPG’ye bu konuda tavsiyede bulunacak. Çünkü böyle devam etmesi mümkün değil. Tabii burada Türkiye’nin de SMO’yu silahsız hale getirmesi gerekecek. Şu durum da önemli, diğerleri silah bırakma konusunda ‘ayak sürterse’ HTŞ sivil olarak çok güçlenir. Çünkü toplum hazır ve uyanık bir toplum. Diasporadan gelen insanlara göre(Bazılarını tanıdığım kadarıyla) ‘Dönüşen bir HTŞ’ daha iyi bir ortak onlara. Colani’de demokratik bir düzene yaklaştığı kadar meşrulaşabilecek. Ayrıca Suriye Diasporasının Avrupa Birliği ile yakından ilişkileri var. Ben Avrupa Birliği’nin Suriye’nin demokratikleşmesi konusunda diğer aktörlere göre daha etkili olacağını düşünüyorum.” Diye konuştu.
‘YPG’NİN SİLAH BIRAKMAYI İÇERECEK BİR ALTERNATİF KOYMASI GEREKİYOR’
Mahpçupyan, Suriye’nin kuzeyinde bulunan YPG varlığının statüsünü yorumladı, ‘Kürtlerin tercih yelpazesi gittikçe daralıyor’ ifadelerini kullandı, “Suriye’de yeni yönetim gittikçe merkezîleşiyor. Bu sebeple bütün silahlı gücün merkezde olmasını isteyecektir. ‘Benim elimde silah olmalı’ diyen insanlarla çatışma çıkacaktır en sonunda. Eğer YPG böyle bir çatışma ortamı istemiyorsa Kürtlerin önünde giderek daralan bir tercihler yelpazesi var. 3 sene önce daha geniş bir yelpaze vardı ama şimdi daralıyor ve Türkiye ‘daha da daralsın’ istiyor. Aslında İsrail’in Suriye’ye yaptığını Türkiye YPG’ye yapıyor. ‘Ne kadar zayıflarsa o kadar iyi’ diye düşünüyor. İşin sonunda Kürtler açısından gelinecek nokta şu; bir an önce silahı bırakmayı da içerecek bir alternatifi ortaya koymaları gerekiyor. Eğer ‘tamamen silahsızlanmayı kabul etmiyorum’ diyorsa o zaman muhatap olmaktan çıkıyor. Fark ederseniz Türkiye’de YPG’yi muhatap almıyor.” İfadelerini kullandı.
‘DAVUTOĞLU’NUN VİZYONU REALİTE KAZANMIŞ OLDU’
Gelecek Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu’nun ‘AK Parti’den ruhen kopmadım’ sözlerini değerlendiren Mahçupyan, Davutoğlu’nun Suriye politikasının doğrulandığını kayda geçirdi,” Davutoğlu, ‘Erdoğan’dan değil, AK Parti’den ruhen kopmadım’ diyor. AK Parti’nin ruhu denen şey, 2002-2012 arasındaki dönem. ‘Fabrika ayarlarına dönülsün’ derken de bu dönem kastediliyor. Suriye meselesinde Davutoğlu’na yapılan eleştiriler çok saçma sapandı. Suriye meselesinde Davutoğlu ve AK Parti’nin vizyoner bir politikası vardı. Bu vizyona insanlar katılmayabilir ama politika vizyonluydu. Sonuçta bölgesel dengelerin değişmesiyle Davutoğlu’nun vizyonu realite kazanmış oldu.” Diye belirtti.