ABD’nin Rakka’da IŞİD’le yaptığı anlaşmanın detayları deprem etkisi yarattı. Ancak en sert tepkiyi gösteren Rusya da birkaç ay önce örgütle benzer bir anlaşma yapmıştı. Bu son polemik, iki gücün de işlerine geldiğinde IŞİD’le görüşmekten çekinmediğini ortaya koydu. Serbest kalan teröristlerse çeşitli ülkelere dağıldı.
ABD ve ana omurgasını PKK-PYD’nin oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri (SDG) tarafından düzenlenen Rakka operasyonunda, IŞİD militanlarının şehirden ayrılması konusunda taraflar arasında yapılan anlaşmaya dair ortaya çıkanlar büyük yankı uyandırdı. Böyle bir anlaşmanın yapıldığı zaten biliniyordu, ancak İngiliz kamu yayın kuruluşu BBC’nin haberi, anlaşmanın söylenenden farklı şartlar içerdiğini gösterdi. Rakka’dan tahliye edilen militanların arasında, söylenenin aksine çok sayıda yabancı savaşçı bulunduğu ve kentten ayrılan IŞİD konvoyunun sanılandan çok daha büyük olduğu belirlendi.
BBC, ‘Rakka’nın Kirli Sırları’ başlıklı, gizli görüntülerin de yer aldığı özel araştırmasında, konvoyda silah ve cephane yüklü 10 kamyonun da aralarında bulunduğu çok sayıda araç ve dört bin kişinin yer aldığını açıkladı. Konvoydaki IŞİD militanları, Deyrizor vilayetine taşınarak Suriye ordusuna karşı çatışmaya devam etti. Bu ortaya çıkanlar, özellike Moskova’nın büyük tepkisini çekti. Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu, “ABD’nin Ortadoğu’da terörle mücadele edermiş gibi yaparken fiilen IŞİD’in üstünü örttüğünü” söyledi. Şoygu, ayrıca söz konusu konvoya hava saldırısı düzenlemelerinin de ABD tarafından engellendini belirtti. Ancak aynı hikaye, birkaç ay önce ABD ve Rusya arasında farklı rollerle yaşanmıştı.
Suriye ordusu ve Hizbullah, temmuz-ağustos aylarında Lübnan ve Suriye arasındaki dağlık Kalemun bölgesine operasyon düzenlemişti. Rejim ve müttefiklerinin zaferiyle sonuçlanan operasyonun ardından bir tahliye anlaşması yapılmış, Kalemun’daki el-Kaide militanları İdlib’e, IŞİD’lilerse Deyrizor’a nakledilmişti.
IŞİD’le yapılan anlaşma, ABD’nin büyük tepkisini çekmişti. Suriye’nin en batısından en doğusuna giden konvoyu, Amerikan uçak ve insansız hava araçları 7/24 izlemiş, hatta ilerleyişlerini engellemek için araçların gideceği yolları bombalamış, ancak sivillerin bulunması nedeniyle araçları hedef almamıştı. ABD askerleri, medyaya yaptıkları açıklamada tuvalet ihtiyacını gidermek için konvoydan uzaklaşan militanları insansız hava araçlarıyla avladıklarını söylemişti.
Sonuç olarak, hem ABD, hem de Rusya, IŞİD’in elinde tuttuğu bazı toprakları almak için anlaşma yoluna gitti. Böylece söz konusu bölgelerde yerel düzenin sağlanması ve daha fazla sivil ölümünün yaşanması önlenmiş olsa da yüzlerce terörist de serbest kaldı. Bu teröristlerin nereye gittiği ise belirsiz. Bazılarının, örgütün topraklarını kaybettikten sonra sürdüreceği gerilla savaşına hazırlık için Irak-Suriye sınırındaki çöl bölgesine gittiği değerlendiriliyor. Ancak yabancı savaşçıların, Türkiye dahil olmak üzere ülkelerine dönmesi endişe yaratıyor.
PENTAGON’DAN ‘KALICIYIZ’ MESAJI
IŞİD, Suriye’de alan hakimiyeti açısından bitme noktasına gelirken, ABD Savunma Bakanı Jim Mattis’ten “Şimdiki hedefimiz, IŞİD hilafet olarak yok oluncaya kadar operasyonlarımıza devam etmek ve Cenevre’de diplomatik bir çözüme varıncaya kadar onların geri gelmeyecekleri şekilde pozisyonumuzu korumaktır. Dolayısıyla Cenevre süreci bir sonuca varmadan Suriye’den ayrılmayacağız” açıklamasını yaptı. PKK-PYD’yi destekleyen ABD, IŞİD’le mücadele sürecinde Suriye’de 10 adet üs kurmuş, ancak IŞİD bittikten sonra ülkeden ayrılacağını belirtmişti.
RUSYA: İRAN DA SURİYE’DE KALICI
ABD Başkanı Trump ile Rusya Devlet Başkanı Putin arasında yapılan görüşmede, Rusya’nın, İran destekli grupların Golan Tepeleri’nden uzaklaşmasını kabul ettiği öne sürüldü. İddianın sahibi, Reuters’e konuşan bir Amerikalı yetkili. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ise iddiayı net ifadelerle yalanladı. Lavrov, gazetecilerin konuya ilişkin sorusuna “Görüşmede İran’dan bahsetmedik. Bahsedecek olursak, Suriye ordusu da İran destekli güç olarak tanımlanabilir. O halde ne yapsınlar, teslim mi olsunlar? Bu sadece hüsnükuruntu” yanıtını verdi, İran’ın Suriye’deki varlığının meşru olduğunu söyledi.