Karabük' ün Şirinevler Mahallesinde yaşayan emekli imam yabani ağaçlara öyle bir şey yaptı ki görenler gözlerini ondan alamıyor. Emekliyim diyerek köşeye çekilmeyen emekli imam herkesin takdirini de kazandı...
Karabük, doğasıyla ve tarihi mirasıyla ünlü bir şehir. Ancak, bu şehirde yaşayan emekli imam Dursun Başkaya, şehrin güzelliklerini daha da artırmak için olağanüstü bir misyon üstlendi. Son on iki yıldır, yabani ağaçları meyve vermesi için aşılama çalışmalarıyla dikkat çeken Başkaya, sadece çevresine değil, gelecek nesillere de ilham kaynağı oluyor.
EMEKLİYİM DİYEREK KÖŞEYE ÇEKİLMEDİ! YABANİ AĞAÇLARA ÖYLE BİR ŞEY YAPTI Kİ... MAHALLELİ ŞİMDİ ELİNİ ÖPÜYOR, HER ÇEŞİTTEN KİLOYLA
On iki yıl önce, Karabük'ün yeşil dokusunu güzelleştirmek ve bereketlendirmek için bir misyon belirleyen Başkaya, yabani ağaçların meyve vermesi için çabalıyor. Bu amaca ulaşmanın en etkili yolu olarak gördüğü şey ise aşılama tekniği.
Başkaya'nın tutkusu, yabanileşmiş ağaçların verimliliğini artırmak ve onları meyve veren sağlıklı ağaçlara dönüştürmek üzerine odaklanıyor. Ona göre, bu sadece bir tarımsal girişim değil, aynı zamanda doğaya olan bir saygının ifadesi. Kendi ifadesiyle, "2012'den bu yana hobi olarak aşılama yapıyorum. Emekli olmadan da kırsal bölgede görev yaptığım için umumi alandaki meyve ağaçlarını aşıladım. Acı olan meyveler vardı. Orada başladım bu işe. Orada da yaklaşık 200'ün üzerinde meyve ağacı aşıladım. Oradaki elmalar, armutlar kirazlar büyüdüler. Meyve veriyorlar. Meyvelerini oradaki halk, mahalle sakinleri yiyor. Bazen bana telefon ediyorlar. Seviniyorum, bu güzel bir duygu benim için."
Karabük Kent Ormanı'ndaki 270 dönüm alanda yabani ağaçları tespit edip aşıladığını söyleyen emekli imam Dursun Başkaya, "Her türlü meyvemiz var; elma, kayısı, erik, kiraz, vişne hatta hünnaba kadar var burada. Limon ağacım bile var. Zeytin ağacımız var. Küçük bazı yerdekiler ama neticede bugün dikmezsen yarın büyümezler. Yani bugün dikeceğiz, yarın büyüyecekler ve gelecek nesiller bunlardan istifade edecek" açıklamalarına yer verdi.