Hem fiziksel, hem de zihinsel anlamda sağlıklı olup uzun yaşamak, herkesin hayali. Yaşlandıkça ortaya çıkan zihinsel hastalıkları önlemek için çalışan ünlü nörolog, beyin sağlığı için altın değerinde önerilerde bulundu. İşte detaylar...
Yaş ilerledikçe demans (bunama) gibi hastalıkları da beraberinde geliyor. Araştırmacılar, bir yandan insan ömrünü uzatıp bir yandan beynin genç kalmasını sağlamanın yollarını arıyor.
ABD'li nöroloji uzmanı Dr. Dean Sherzai, eşi Dr. Ayesha Sherzai ile birlikte nörodejeneratif hastalıkların önüne geçmek için çalışmalar yapıyor. Business Insider'a konuşan Dr. Dean Sherzai, "Beynimizin yaşlanmasını önlemek için yapabileceğimiz en temel şey nedir?" sorusunu, bu alandaki favori araştırmasını anlatarak yanıtladı.
"SADECE YEŞİL EKLEYİN"
Mynet'te yer alan habere göre, Dr. Dean Sherzai'nin bahsettiği araştırma, 2018 yılında ABD Ulusal Yaşlanma Enstitüsü tarafından gerçekleştirildi. Araştırma kapsamında Chicago ve çevresinde yaşayan 900'ün üzerinde ileri yaştaki yetişkinin beslenme düzenleri incelendi ve çok çarpıcı sonuçlar elde edildi.
Buna göre ıspanak, karalahana, pazı, marul gibi yeşil yapraklı sebzelerden günde bir-iki su bardağı kadar tüketenlerin beyinleri, aynı yaşta olup bu sebzeleri tüketmeyenlere kıyasla 11 yaş daha gençti. Dr. Dean Sherzai, beyni genç tutmak için yapılabilecek şeyi, "Sadece beslenmenize yeşil ekleyin" sözleriyle özetledi ve ekledi:
"Bir yerden başlamak istiyorsanız, midenizde çok fazla yer olmadığını da düşünürsek beslenmenize iki porsiyon yeşillik ekleyebilirsiniz. Bu sayede yaşlanmayla alakalı hastalıkların birçoğunun belirtisi olan inflamasyonu, oksidasyonu, glikoz disregülasyonunu ve lipit disregülasyonunu kayda değer oranda azaltabilirsiniz."
Beyin sağlığını iyileştirdiği iddia edilen takviyelerden medet ummanın çok kolay ve çekici göründüğünü de sözlerine ekleyen Dr. Dean Sherzai, "Ancak uzun yıllardır yaptığım çalışmalarda şunu gördüm: Bilişsel sağlığımızı düzeltmenin en etkili yolu geleneksel çözümler" dedi.
Yenilik merakının insanları yanlış yönlendirebildiğini, yeşil yapraklı sebzelerin mucizevi faydalarını görmemize engel olduğunu da sözlerine ekleyen Dr. Dean Sherzai, "Beyniniz için aradığınız sihirli değnek, muhtemelen parlak yeşil yapraklı sebzelerin büyümesini sağlayan besin maddeleridir" diye konuştu.
KLOROFİLİN GÜCÜ ADINA...
Yeşil yapraklı sebzeleri yediğimiz zaman, klorofil adı verilen bir yeşil pigment molekülünü de vücudumuza almış oluyoruz. Bitkilerin fotosentez sürecinde önemli rol oynayan klorofil, en basit ifadeyle güneş ışınlarını yakalayıp bitkinin büyümek için ihtiyaç duyduğu enerjiye dönüştürüyor.
Klorofilin renginin yeşil olmasının sebebi, güneşten gelen kırmızı ve mavi ışığın bitkiler tarafından emiliyor olması. Geriye kalan yeşil ışık ise yansıtılıyor ve insan gözü bunu yeşil renk olarak görüyor.
Yeşil klorofil molekülleri, demir, magnezyum, azot gibi besin maddeleri açısından çok zengin. Bu maddeler hem bitki sağlığı için hem de insan sağlığı için büyük önem taşıyor.
Sağlıklı yaşam ürünleri satan birçok marka, bu kombinasyonu çeşitli takviyelerle ve klorofilli su gibi ürünlerle piyasaya sürmek için çalışmalar yürütüyor. Ancak klorofil, yapısını uzun süre koruyabilen bir madde değil. Bu nedenle söz konusu ürünlerin imalat sürecinde magnezyumun azaltılması, yerine bakır ya da çinko gibi başka metallerin eklenmesi gerekiyor. Bu da uzmanların, klorofilli ürünlerin, doğal klorofille aynı faydaları sağlayıp sağlamadığı sorusuna şüpheyle yaklaşmasına neden oluyor.
Şüpheye yer bırakmayan bir şey varsa o da klorofili doğal yollarla almanın yani yeşil yapraklı sebzeler tüketmenin tüm takviyelerden daha faydalı olması...
KLOROFİLİN KENDİSİ DEĞİL YAPI TAŞLARI
Öte yandan California Üniversitesi'nden araştırmacı Troy Magney, Business Insider'a yaptığı açıklamada, "Klorofil kendi başına o kadar faydalı olmayabilir" derken, klorofil takviyelerinin etkisine dair çok fazla güvenilir araştırma bulunmadığını belirtti.
Troy Magney, insanlara fayda sağlayan asıl şeyin, yediğimiz yeşil yapraklı sebzelerde bulunan klorofil moleküllerinin kimyasal 'yapı taşları' olduğunu belirtti.
Gerçekten de klorofil molekülünü oluşturan çeşitli maddelerin birçoğu insan sağlığına önemli faydalar sağlıyor. Troy Magney, "Demir, magnezyum, azot, besin maddeleri gibi şeylerin hepsi, klorofil için gerekli" diye konuştu.
Magnezyum; kaslarımız, sinirlerimiz, kemiklerimiz ve kan şekerimiz için çok kritik bir element. Buna rağmen araştırmalar, her iki kişiden birinin yeterince magnezyum almadığına işaret ediyor. Demir, solunumla aldığımız oksijenin tüm vücudumuza ulaşmasında önemli rol oynuyor. Azot ise büyümemize yardımcı oluyor; beynimizin ve bağışıklık sistemimizin güçlü kalmasını sağlıyor.
Yeşil yapraklı sebzeler; K vitamini, folat, lütein, betakaroten gibi önemli besin maddeleri açısından da çok zengin. Araştırmacılar tamamı klorofil moleküllerinde bulunabilen bu besin maddelerinin, bir araya geldiğinde beynimizi koruyucu etkileri olduğunu düşünüyor. Dahası bu besin maddeleri, inflamasyonun önlenmesi, gözlerin daha iyi görmesi ve DNA'nın korunmasında da kritik role sahip.
NE KADAR KOYU O KADAR İYİ
Dr. Dean Sherzai, ıspanak, karalahana gibi koyu yeşil yapraklı sebzeleri her fırsatta bol bol tüketmek gerektiğini belirterek, "Yeşilin rengi ne kadar koyu olursa o kadar iyi" dedi. Bunun sebebi yeşil koyulaştıkça bitkinin içeriğinde bulunan klorofil miktarının da artıyor olması... Bu da her lokmada daha fazla besin maddesi alımı anlamına geliyor.
Troy Magney, "Daha fazla klorofil üretmek için daha fazla besin maddesine ihtiyaç var. Bu da bu bileşiklerin yapraktaki yoğunluğunun artması anlamına geliyor" diye konuştu.
Öte yandan bitkileri mümkün olduğunca taze tüketmek de çok önemli. Yeşil yapraklı sebzelerin sararıp solması, büyüme aşamasında ürettikleri yeşil klorofilin en azından bir kısmını kaybettiklerini gösteriyor.
California Üniversitesinde bitki biyolojisi alanında çalışan Dr. Amber Flores, "Aslında o sarı pigmentler bitkinin yapısında hep var ancak klorofillerin yoğunluğundan dolayı sarıları göremiyoruz. Yaprak ölmeye başladığında klorofil de ayrışmaya başlıyor. O noktada sarıların öne çıktığını görüyoruz" ifadelerini kullandı.
"NASIL SEVİYORSANIZ ÖYLE YİYİN AMA YEMEYE DEVAM EDİN"
Aslında sararan yapraklar da gözlere çok fayda sağlayan karotenoid pigmentleri içeriyor. Ancak genel anlamda, solan yaprağın besin değerinin gittikçe azaldığını söylemek mümkün. Bu nedenle yeşil yapraklı sebzeleri taze taze tüketmek çok gerekiyor.
Yeşil yapraklı sebzelerden daha fazla faydalanabilmek için zeytinyağı da önemli bir yardımcı. Zeytinyağında bulunan yağ asitleri, bitkinin içinde bulunan besin maddelerinin emilimini artırıyor.
"Ne kadar koyu o kadar iyi" dense de göbek marul gibi daha açık renkli yeşil yaprakların faydasını da yok saymamak gerekiyor. Dr. Amber Flores, "Birçok kişinin özellikle göbek marula, su muamelesi yaptığının farkındayım. Ancak bunun marulun hakkını yemek olduğunu net bir biçimde söyleyebilirim" dedi.
Marul katmanlı bir top halinde büyüdüğünden özellikle iç kısımlarının ıspanak ya da karalahana kadar güneş görmediğini, bu nedenle klorofil miktarının düşük olduğunu vurgulayan Dr. Amber Flores, "Yine de hatırı sayılır miktarda mineral ve lif içeriyor. Evet, diğer yeşil yapraklılar kadar pigment içermiyor ama bir kez daha söylüyorum: Marul yemek de çok değerli ve marulu birçok öğüne kolayca dahil edebilirsiniz. Nasıl seviyorsanız öyle yiyin ama sebze yemeye devam edin" ifadelerini kullandı.