Yenidoğan çetesinin yargılandığı davada bugün bebeklerini kaybeden aileler konuştu. Bir aile, "Morga indim, çocuğu bana bir bisküvi kutusu içinde verdiler" ifadelerini kullandı.
Bakırköy 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde Yenidoğan çetesinin yargılandığı davada bugün ölen bebeklerin aileleri yaşadıklarını anlattı. Müşteki ve avukatlarının dinlendiği duruşmada, ölen bebeklerle ilgili ailelere bilgi verilmediği, aileler hastaneye gittiğinde bebeklerinin öldüğünü öğrendiğini ifade edildi.
Aileler kamu hastaneleri hakkında da suç duyurusunda bulunacaklarını söyleyerek tutuksuz yargılanan sanıkların da tutuklanmasını talep etti.
‘TEDAVİ İÇİN 60 BİN DOLAR İSTENDİ’
Duvar'dan Osman Çaklı'nın haberine göre bebekleri ölen aileler, sanık doktor ve hemşirelerle ilgili diyaloglarını, kendilerinden talep edilen ücretleri anlattı. Opera bebeğin annesi çocuğunun tedavisi için kendisinden 60 bin dolar istendiğini ifade etti. 20 bin dolar verebileceğini, bunun karşılığında da tedaviye başlanmasını istediğini anlatan müşteki, doktorun Birinci Hastanesi’ni tavsiye ettiğini anlattı:
“Hastanede bir gece kaldıktan sonra doktor, başka hastaneye gitmesi gerektiğini söyledi. Medilife’tan biri eşimi aradı eğer ‘çocuğunuzu başka hastaneye götürmek istiyorsanız 500 dolar vermeniz gerekiyor’ dediler. Sadece bir hemşire kontrol ediyordu. Doktor yoktu, benim çocuğum daha da zorlanıyordu nefes almakta.”
Aileler, duruşma salonunda sanıklarla da yüzleşti. Hemşire Hakan Doğukan Taşçı’nın kendisini doktor olarak tanıttığını aileler tarafından da ifade edildi.
‘BİSKÜVİ KUTUSUNDA VERDİLER’
Esenler Güney Hastanesi’ne yönlendirildiğini anlatan bir başka aileyse şunları anlattı:
“Güney Hastanesi’nde yer olduğu söylendi. Bebek ambulansla yola çıktı. Bize de araçla ambulansı takip edin dediler. Para ödemesi çıkardılar. Kartla ödemeyi kabul etmediler. ‘4 bin kartla 4 bin nakit verin’ dediler. Kadın Doğum Dr. Songül Hanım geldi eşimin durumunun kritik olduğunu söyledi. Çocuk doktoru hiç gelmedi. Hemşireler Damla Atak ve Batuhan Çetin bilgi verdi bana. Hiç doktor görmedim. Songül Hoca çocuğun durumu iyi dedi. Ama aniden bebeğimin vefat ettiğini söylediler. Batuhan Çetin haberi verdi. Saat 02.00 idi. Ölüm belgesinde iki saat sonrası yazılıydı. Morga indim çocuğu bana bir bisküvi kutusu içinde verdiler. Ölüm belgesini alıp defin işlemleri için yola çıktım. Damla Atak aradı. Belgede eksik olduğunu söyledi geri gittim imza atıp çıktım hastaneden. Songül Hanım beni aradı mahkemenin yaklaşmasına bir ay kala ifademin içeriğini istedi.”
Müşteki avukatı mahkemede, bebeğin vefatından sonra yapılanların da insanlık dışı olduğunu, bebeğin cansız bedeninin bisküvi kutusunda verilemeyeceğini ifade etti:
"Ölüm belgesini sunduk. 2 imza var biri boş, Rıza Keykubat e-imzalı. Sorumlu doktor olarak Rıza Keykubat gözüküyor. Bu durumda kendisiyle ilgili bu dosyanın asli faillerinden olduğunu düşünüyoruz. Güney Hastanesi Başhekimi Ali Dirik, Birinci Hastanesi başhekimi, TRG Hospital başhekimlerinin tutuklanmasını talep ediyoruz.”
‘SABAHA KARŞI ÖLDÜ’ DEDİLER
Ayaz bebeğin babası Erhan Karaduman da konuşmasında şunları söyledi:
“Eşimin hamilelik süresince sıkıntısı yoktu. Kasımın 26'sında sancısı tuttu Kanuni’ye gittik. Sabaha karşı doğum yaptı. Normal odaya alındı, bebeğimin kontrolü yapıldı hiçbir problem yok denildi. Gece 2-3 gibi kardeşim aradı ‘hemen hastaneye gel bebek fenalaştı’ dedi. Yoğun bakıma alındı bebeğim, çocuğu kuvöze koydular, yer yok. Son olarak Bağcılar Medilife’a sevk edildi. Onlar da yoğun bakıma aldılar. Dursun Eryılmaz, ‘kalp yetmezliği var ameliyat olması gerek’ dedi. Doktor ‘bebeğin metabolik hastalığı var yüzde 10 yaşama şansı var, yaşarsa da engelli olur’ dedi. Sabaha karşı da öldüğünü söylediler. Çocuğu kuvözde gördüm göğsünde morluk vardı, şikayetçiyim.”