KARAR, Türkiye’nin gündemine oturan yenidoğan çetesine dair yeni detayları ortaya çıkarmaya devam ediyor. SGK’yı dolandıran, bebeklerin ölümüne sebep olan çetenin yapılandığı hastanelerden birinin, ağaç katliamı yapan ve “Avrupa’nın en büyük akaryakıt istasyonu” iddiasıyla açılan otoyol işletmesinin sahiplerine ait olduğu ortaya çıktı. AK Parti Eski İl Başkan Yardımcısı olan şirket ortağı, araziyi KGM’den rekor bedelle kiralamalarına dair “Bu devletimiz için yaptığımız fedakarlıktır” demişti.
BÜŞRA CEBECİ
Kazanç elde etmek için ölümüne sebep oldukları bebeklerle Türkiye gündemine oturan ve günlerdir konuşulan yenidoğan çetesine dair yürütülen soruşturma tamamlandı. Çeteye yönelik hazırlanan fezlekenin detayları örgütün korkunç faaliyetlerini, işbirliği yaptığı hastaneler ise ne kadar fazla kişinin bu çetenin kurbanı olabileceğini gözler önüne serdi.
Çete ile işbirliği yaptığı belirlenen hastanelerden biri de TRG Uluslararası Sağlık Turizmi A.Ş.’ye ait TRG Hospitalist Hastanesi…
TRG Hospitalist’in adı, çeteye yönelik hazırlanan fezlekede sıkça geçiyor. Bu hastanede de diğerlerinde olduğu gibi yenidoğan yoğun bakımına olması gerekenden fazla bebek alınıyor, bu bebekler başka hastanelerden, çete üyeleri tarafından toplanarak bu hastaneye getiriliyor ve yine olması gerekenden daha fazla hastanede tutularak, yapılmamış tedaviler uygulanmış gibi gösterilerek hem ailelerden hem de SGK’dan kazanç elde ediliyor.
Soruşturmada adı geçen kimi hastanelerin yöneticileri, yetkilileri ya da sahiplerinin adı fezlekede “şüpheli” olarak yer alıyor. Çete, TRG Hospitalist’te bu kadar yoğun faaliyet göstermesine rağmen bu hastanenin sahip ya da sahiplerine fezlekede rastlamıyoruz. Fezlekede sadece hastanede müdürlük yapan Murat G. şüpheli olarak yer alsa da Murat G’nin yürüttüğü faaliyetten hastanenin yönetim kurulu pek de habersiz değil… Bunu da çete üyesi doktor Mehmet G. ile çete lideri Fırat S. arasında geçen kısa bir telefon konuşmasıyla anlamak mümkün…
ŞİRKET YÖNETİMİ, HASTANEDE DÖNEN TEZGAHI BİLİYOR
İkili arasında geçen telefon görüşmesinde Mehmet G., Ekrem adından biriyle tanıştığını anlatıyor ve konuşmalardan bu kişinin adı geçen hastanelerden birinin yetkilisi olduğunu anlayabiliyoruz. Zira Ekrem adlı kişi, 25 Eylül 2023’te Sağlık Bakanlığı’nın bu çetelerin işlettiği hastanelere yönelik eş zamanlı olarak gerçekleştirdiği denetimlerden rahatsız…
Mehmet G. ile görüşerek bu rahatsızlığı dile getiren bu kişi, çeteyi daha dikkatli olmaları konusunda uyarıyor. Ekrem adındaki yetkili bu uyarının sebebini ve ciddiyetini “biliyorsunuz bizim siyasi yönümüz de var” şeklinde açıklarken, “Ak Parti içinde de bizim Recep Tayyip ile yakınlığımızı kıskanan ekip olduğu için hani bizi oradan da zor durumda bırakabilirler özellikle dikkatli olun” diyor:
Mehmet G.: Müsait misin?
Fırat S.: Yalnızca müsaitim hehehe
Mehmet G.: Yalnızca müsaitsin hehehe tamam şey ıı Ekrem beyle tanıştım
Fırat S.: Hıı
Mehmet G.: Aslında ... benle tanışmak değil şey ıı hassasiyetlerini belirtmek aslında seninle konuşmasını gerekenleri benimle konuştu öyle söyleyeyim
Fırat S.: hıhı
Mehmet G.: ıı şu şey ben denetlemeden son derece rahatsız şey iyo hani bizimki hani dedi ki rakamları yanlış olmasın ama buranın on sekiz bin milyon şey ıı cirosu on sekiz milyon cirosu varsa bizim şeylerin hani genel şirketin aylık yüz elli milyon cirosu var hani ben buranın adının lekelenmesiyle diğer şirketlerin ıı lekelenmesini istemiyorum o yüzden yavaş olun dedi şeylere dikkat edin dedi hani dosyaların içi dışı önü arkası hani bizim siyasi yönümüz de var
Fırat S.: Dikkat edin
Mehmet G.: AK Parti içinde de bizim Recep Tayyip ile yakınlığımızı kıskanan ekip olduğu için hani bizi oradan da zor durumda bırakabilirler özellikle dikkatli olun dedi ben şimdi yarın Murat M. ile ya da bir sonraki gün onun olmadığı bi gün tekrar konuşucam abi diyeceğim sen bize devam et dedin ama hıhı şey ekrem bey yavaş ol dedi n'apalım diye
Fırat S : heh
Mehmet G.: Ben zaten Murat M.’ye “yavaş olacağız” demiştim ama bakalım o ne diyecek?
Fırat S.: O gün görmedin mi Murat hiçbir şeyi kabul etmiyordu.
Mehmet G.: Ya şimdi
FIRAT S.: ciroyu gün altına düşürdü ya ağzımıza s...
Mehmet G.: Murat Murat da Murat da Ekrem’e mahçup olmamak için tamam mı?
Fırat S.: Tabi ciroda
Mehmet G.: Ciroyu yüksek istiyor ama tabi Ekrem, “Benim için cirodan çok imaj önemli, benim imajımı şeyimi bozacak bir hareket, bozacak bir hamle olmasın” derdinde. Şeyi sordu “Bütün İstanbul’a bu denetleme gitti mi?” dedi, “yok” dedim. “Ağırlıklı olarak bize gitti, bi kaç yere daha gitmiş ama aynı şeylere bakılmamış” dedim. Hani yarın öbür gün Murat M. sana sorarsa aynı ağızdan konuşalım değişik bir şey ya da farklı bi şey söyleme diye söylüyorum.
Fırat S.: Ben de öyle söyledim ya Murat’a tam hani bizim dışımızda gittiği yerler de var dedim.
Mehmet G.: Hani bi kaç bi kaç tane yere gitmiş ama dedim onları da hani bize baktığı şeyleri bakmamışlar dolayısıyla bizimki bizim şikayetimize bağlı bi denetleme ama tedbirimizi aldık dedim. Tedbir almadım farkındasın di mi
Fırat S.: Nasıl?
Mehmet G.: ben daha hiçbir tedbir almadım farkındasın di mi?
Fırat S.: Evet
Mehmet G.: İşte o patlayacak yarın öbürsü gün diyecekler ki bir hafta içinde iki yıllık üç yıllık dosyaları getirin onları kim dolduracak bi hafta içinde?
FIRAT S: Ya şimdi, yani Mehmet abi dur seni şeyden arayayım Whatsapp’tan arayayım mı? Mehmet G.: tamam okey tamam bekliyorum.
ÖNCE AĞAÇLARI KATLETTİLER SONRA BEBEKLERİ ÖLDÜRDÜLER
Bu diyalogda adı geçen Ekrem adlı kişinin, TRG Hospitalist’i de bünyesinde barındıran TRG Uluslararası Sağlık Turizmi A.Ş.’nin yönetim kurulunda bulunan Ekrem Çiftçi olduğunu, aynı konuşmada adı geçen hastane müdürü Murat G.’den anlıyoruz.
Çiftçi’nin “Siyasi yönümüz var”, “AK Parti’de Tayyip Erdoğan’ın bize yakınlığını kıskananlar var” iddiaları neye dayanıyor?
Tam burada karşımıza şirketin iki ortağı çıkıyor. Güven Holding’in de Güven Holding bünyesindeki TRG Uluslararası Sağlık Turizmi A.Ş’nin de iki sahibi var: Gürkan Dölekli ve Hayrettin Coşkun… Coşkun’un AK Parti Ankara Eski İl Başkan Yardımcısı olduğu biliniyor.
Bu ikili karşımıza ilk kez çıkmıyor. Örneğin geçtiğimiz haziran ayında yine KARAR gazetesi, TEM Otoyolu’nda kesilen ağaçların ve yükselen inşaatın peşine düşmüş, 27 dönüm olan bu arazinin Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından ihaleye çıkarıldığını ve 17 yıllığına Güven Asfalt’a kiralandığını ortaya çıkarmıştı. Dölekli ve Coşkun’un ortaklığındaki bu şirket ihaleyi, teklif verdiği 125 Milyon 245 bin lira ile kazanmıştı ve kendisine en yakın teklif veren şirketle arasında yaklaşık 52 milyon lira vardı…
KARAR Gazetesi Merve Şişman, bizzat şirketin ortaklarından olan Hayrettin Coşkun ile görüştü. Coşkun, görüşmede sık sık “Biz devletimize, milletimize bağlıyız” vurgusunu yaptı ve Şişman’ın ihale bedelinin neden bu kadar yüksek olduğuna dair sorusuna “Biz rekor bir ihale teklifi verdik, risk aldık. bu devletimiz için yaptığımız bir fedakarlık” cevabını verdi…
Bundan yaklaşık iki hafta önce de Güven Holding, bu arazi üzerinde bir akaryakıt istasyonu açtı. İstasyon medyada “Avrupa’nın en büyük akaryakıt istasyonu” olarak haberleştirildi.
Devlete millete bağlılığını her fırsatta dile getiren Coşkun’un, 2009 yılında eski Çorlu Cumhuriyet Savcısı Engin Şimşek tarafından ‘ihaleye fesat karıştırmak ve rüşvet’ suçlamasıyla tutuklandığını da hatırlatmakta fayda var.
DEVLETE MİLLETE BAĞLI PATRONUN, SUÇ MAKİNASI MÜDÜRÜ
Yenidoğan çetesinin üyesi olduğu bilinen, TRG Hospitalist’in müdürü Murat M.’nin hastanede patronlarından habersiz olarak faaliyet göstermediği fezlekedeki telefon tapeleriyle sabit. Murat M.’nin örgütle birlikte işlediği suçların listesiyse oldukça uzun…
Eski polis olan Murat M. 2020 yılında Bağcılar’da bulunan TRG Hospitalist hastanesinde çalışmaya başlamış.
Soruşturmada sık sık karşımıza çıkan Curosurf adlı ilacın, tedavide kullanılmış gibi gösterilerek sayısının düşürülmesi ve satılmasından Murat G.’nin haberdar olduğu, kendi hastanesinde çalışan personelin telefon tapelerinden anlaşılıyor. Fezlekede de “Murat M.’nin yenidoğan yoğun bakımı tam kapasite doldurma konusunda ve ciro artırma konusunda Fırat S’ye baskı yaptığı, cironun artmasının ise uzun yatışlar, epikriz usulsüzlüğü, ilaç düşümü gibi işlemlerle SGK dolandırıcılığı yapmak sureti ile olabileceği bu kapsamda Murat M.’nin dolandırıcılık eyleminden haberdar olduğu ve eylem yapılması konusunda talimat verdiğini anlaşılmıştır” ifadeleri yer alıyor.
Murat M., TRG Hospitalist hastanesinde ölen Kadan bebeğin ölümünden de sorumlu tutuluyor. Kadan bebeğin ölümünde doktorların ihmali davranışlarının etkili olduğu gibi tape kayıtlarında "yaklaşık Hospitalistin doktorsuz olduğu döneme denk geliyor, ben sana söyleyeyim" şeklindeki ifadeleri, o dönem hastanenin genel müdürü olması ve yoğun bakımı doktorsuz olarak çalıştırdığı için Murat M., “İhmalli Davranışla Kasten Adam Öldürmek” ile suçlanıyor.
11 hastanenin takibini yapmakla görevli H.B.G. etkin pişmanlıktan faydanlanmak isteyerek itirafçı oluyor. H.B.G emniyette verdiği ifadesinde SGK'dan TRG Hospitalisti görevliler denetlemeye geldiğinde Murat M.’nin talimatıyla hastanede çalışanların hastalara ait tedavi evraklarını usulsüz şekilde doldurduklarını, yenidoğan ünitesinde tedavi gören bebeklere ait akciğer grafileri üzerinde oynama yaparak SGK'ya daha fazla maliyet gösterip para alabilmek adına entübe grafiklerini normal hastaların grafikleri olarak eklediklerini, bunun talimatını da çalışanlara Murat M’nin ve Fırat S.’nin verdiğini, denetimler yüzünden Murat M.’nin Fırat S.’ye senet imzalattığını söylüyor. Personelin tape kayıtları, Murat M’nin usulsüzlüklerden haber olduğunu hatta talimat veren kişi olduğunu gösterse de tek bir diyalog da Murat M.’nin bu faaliyetlerinden patronların habersiz olmadığını, aksine örgütle en az Murat M. kadar temasta olduklarını gösteriyor.