DEVA Partisi Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı Mustafa Yeneroğlu, 9. Yargı Paketi görüşmelerinin başlaması nedeniyle düzenlediği basın toplantısında, Türkiye'nin fiilen bir hukuk devleti olmadığını ve mevcut düzenlemelerin acil ihtiyaçlara cevap vermediğini belirtti. Yeneroğlu, iktidarın sistemik sorunları çözmek yerine pansuman tedbirlerle durumu idare ettiğini söyledi.
DEVA Partisi İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, 9. Yargı Paketi'ne ilişkin görüşlerini sundu. Yeneroğlu, paketin diğer sekiz yargı paketi gibi acil ihtiyaç duyulan düzenlemelerden yoksun olduğuna dikkat çekti.
'SORUNLARIMIZI ÇÖZMEYİ BIRAK KONUŞMA KAPASİTEMİZ BİLE ÇOK ZAYIF'
9. Yargı Paketi ile İcra ve İflas Kanunu, Medeni Kanun, Ceza Kanunu, Ceza Muhakemesi Kanunu dahil olmak üzere 20 farklı kanunda değişiklik öngörüldüğünü belirten Yeneroğlu, "Elbette gönül isterdi ki, kuvvetler ayrılığının ve denge-denetim mekanizmalarının kurumsallaşmış olduğu, yargı bağımsızlığının egemen olduğu bir anayasal devlette olalım ve ileri demokrasilerde olduğu gibi uzlaşma kültürüne sahip bir mecliste iyi hazırlanmış önerilerin optimizasyonuna katkıda bulunabilelim. Maalesef böyle bir ülkede yaşamıyoruz. Çok derin sorunlarımız var. Bunları çözmeyi bırakın, konuşma kapasitemiz bile çok zayıf. O sebeple sistemin bizzat kendisinin doğal olarak ürettiği sorunlara pansuman tedbirlerle durumu idare ediyoruz.” dedi.
'TORBA KANUN USULÜNDEN BİR TÜRLÜ VAZGEÇİLMEDİ'
“9. Yargı Paketine bakınca, ne yazık ki, yıllardır eleştirdiğimiz torba kanun usulünden bir türlü vazgeçmedi." diyen Yeneroğlu, birbirinden tamamen alakasız ve birbirinden fazla konunun ve kanunun bir çuvala doldurulmasının “hukuki belirlilik”, “hukuk güvenliği” ve “nitelikli kanun yapımı” bakımından “hukuk devleti” ilkelerine aykırı olduğunu ifade etti.
'İKTİDARIN DİĞER KLASİĞİ: AYM KARARLARINI YOK SAYMAK'
Yeneroğlu, Yargı Paketlerinde iktidarın diğer bir klasiğinin ise Anayasa Mahkemesi kararlarına rağmen, kararların arkasından dolaşılarak iptal edilen maddelerle birebir aynı ya da benzer düzenlemeler yapıp getirmesi olduğunu belirtti.
'ÖNERİYLE AVUKATLARA İKİNCİ BAROYA GEÇİN DİYE RÜŞVET TEKLİF ETMİŞ OLUYOR'
İktidarın, daha önce adli yardım ödeneğinin yüzde 40'ının baro üyelerinin sayısına bakmaksızın çoklu baroların bulunduğu illerde eşit paylaşılmasını öngören kanun çıkarttığını hatırlatan Yeneroğlu, "Anayasa Mahkemesi bu adaletsiz ayrıcalığı ölçüsüzlük sebebiyle reddetmiştir. Bu karar gereğince iktidarın, ilin nüfusuna göre hesaplanacak adli yardım ödeneğinin tamamını baro üye sayısı ile orantılı olarak paylaştıran bir düzenleme yapması gerekirdi. Ancak iktidar bu kararı sözde uyguluyormuş gibi yaparak bu sefer yüzde 40 yerine yüzde 30’luk bir düzenleme getirdi. Bu öneriyle birlikte avukatlara ikinci baroya geçin diye rüşvet teklif etmiş oluyor aslında." ifadelerini kullandı.
'İKTİFAR, SİSTEMİK SORUNLARI PANSUMAN TEDBİRLERLE GEÇİŞTİRİYOR'
İktidara yönelik eleştirilerine devam eden Yeneroğlu, "İktidar, her zamanki gibi sorunlarımızın asıl kaynağına inmek istemiyor. Bunun yerine sistemik sorunlara pansuman tedbirlerle günü geçiştirmeye çalışıyor." dedi.
Yeneroğlu, iktidarın, ülkemizin giderek derinleşen demokrasi, hukuk devleti ve günübirlik yaşadığımız yargı krizlerine tamamıyla kayıtsız kaldığını söyledi.
'İKTİFAR BAŞTA MÜCADELE ETTİĞİ TEKTİPÇİ ANLAYIŞA SARILDI'
Demokrasinin çoğulcu ve çok sesli olduğunu belirten Yeneroğlu, bu nedenle demokrasinin her türden görüşün, inancın ifade edilebilmesiyle ve her türlü yaşam biçiminin birlikte var olabilmesiyle mümkün olacağını ifade etti.
Yeneroğlu sözlerinin devamında, "Ancak bugün Türkiye’nin geldiği noktada iktidar, başta mücadele ettiği tektipçi anlayışa sarıldı. Çözümü herkesi sopa ile kendisine benzetmekte görüyor. Farklılıklarımızın ezildiği, demokrasinin yok sayıldığı bir iklimde paket paket yapılan sözde yasal ‘iyileştirmelerden’ bir beklentiye elbette girmek abesle iştigal olur." diye konuştu.
'RTÜK BİLMEM KAÇINCI ANAYASA’YA AYKIRI ZORBALIĞA İMZA ATMIŞ OLDU'
“Kainatın tüm seslerine, renklerine ve titreşimlerine Açık Radyo” şiarı ile yola çıkan Açık Radyo’nun RTÜK tarafından lisansı iptal edilmesine de değinen Yeneroğlu, "İptal gerekçesi olarak yayın içeriğinde geçirilen ifadeler gösterildi. Hem ifade özgürlüğü göz ardı edildi hem de basın özgürlüğü yok sayıldı. RTÜK bilmem kaçıncı Anayasa’ya aykırı zorbalığa imza atmış oldu." dedi.
'KARANLIK AYDINLATILINCAYA KADAR AYŞE ATEŞ VE KIZLARININ YANINDAYIZ'
Osman Kavala, gezi tutuklulukları ve Sinan Ateş davasına da değinen Yeneroğlu, Kavala hakkında Adalet Bakanlığının Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararına ve Avrupa Konseyi’nin kararın uygulanması davetine rağmen Osman Kavala’nın yeniden yargılama başvurusunu reddetmesini eleştirdi.
Yeneroğlu, Sinan Ateş davası hakkında, "Açık delillere rağmen genişletilmeyen soruşturma ile bizlere adeta 'Bu davadan umudunuzu kesin' deniyor. Fakat biz katillerin arkasındaki karanlık aydınlatılıncaya dek Ayşe Ateş ve kızlarının yanında olacağımızı buradan bir kez daha tüm kamuoyuna ilan ediyoruz." dedi.
'SURİYELİLER İŞE GİTMEYE EVDEN ÇIKMAYA ÇEKİNİYOR'
Kayseri'de yaşananlar hakkında konuşan Yeneroğlu, "Suriyelilerin evleri ve işyerleri kundaklandı. Sokakta insanlar kan revan içinde bırakıldı. Antalya’nın Serik ilçesinde 17 yaşında bir genç Suriyeli diye katledildi. Ve maalesef kimse oralı olmadı; ne kaymakam, ne vali bir açıklama yaptı. Şiddet olaylarına karışan birçok kişi adeta suç makinesi olarak dikkat çekti, içinde yağma, hırsızlık, gasp, cinayet gibi birçok suç işleyen kişilerin olduğu tespit edildi ancak açıklanan bilgiye göre, ülke genelinde gözaltına alınan bin 65 kişiden sadece 28'i tutuklandı. Suriyeliler işlerine gitmeye, çocuklarını evden çıkarmaya çekiniyorlar." şeklinde konuştu.
'TÜRKİYE'DE HER GÜN YABANCILARA YÖNELİK SALDIRILAR DÜZENLENİYOR'
Almanya'da bir Türk'e yönelik ırkçı bir saldırı olduğunda haklı olarak yer yerinden oynayacağını belirten Yeneroğlu, "İktidardan da muhalefetten de aklıselim ve şeffaf açıklamalar yapılır. Kamu idaresi hesap vermek zorunda kalır. Türkiye’de her gün farklı yerlerde ülkemizde yaşayan yabancılara yönelik saldırılar düzenleniyor, insanların can güvenliği dahi korunamıyor. İktidar medyası dahil hiçbir yerde gündem dahi olmuyor." dedi.
'SİZLERİN SOFRASINDAN EKMEĞİNİZİ ÇALIYORLAR'
İktidarın mahkeme kararlarını tanımadığı diğer bir hukuksuzluk örneğinin de TÜİK’in enflasyon verileri olduğuna değinen Yeneroğlu, "TÜİK, kesinleşmiş mahkeme kararına rağmen enflasyonu ölçtüğü madde fiyat listesini kamuoyu ile paylaşmıyor. Enflasyon rakamları, hangi fiyat değişimine bakılarak hesaplanıyor, bilmiyoruz. Sizlerin sofrasından ekmeğini, çocuklarınızın harçlığını çalıyorlar. Milyonca çalışanı düşük maaşa mahkum ediyorlar." dedi.
'KHK ZULMÜNÜ GÖRMEYEN YARGI PAKETİNE YARGI PAKETİ DENMEZ'
Yeneroğlu, "Toplumun kanayan yaralarından KHK dramını görmelerini ve devam eden korkunç adaletsizliklere çözüm de beklemek gerçekçi değil gibi gözükse de er geç bu zulüm bitecek. KHK zulmünü görmeyen yargı paketine yargı paketi denmez. Bu kötülüklere dur denmediği sürece hukuk devleti iddiası boş laftır. Benzer şekilde, AİHM kararlarının tamamının gereklerini yerine getirilmesi gerekiyor ama yapmıyorlar. Yalçınkaya kararı devam eden tüm yargılamalarda ve kesinleştirilmiş kararlarda dahi uygulanması gerekiyor ama erteliyorlar maalesef." ifadelerini kullandı.