Sinan Ateş Davası’nın 3. duruşmasında avukatlar savunma yaptı: ‘Karizmanı çizerim’ eylemi

Sinan Ateş Davası’nın 3. duruşmasında avukatlar savunma yaptı: ‘Karizmanı çizerim’ eylemi

Sinan Ateş'in öldürülmesine yönelik soruşturma kapsamında davanın üçüncü celsesi bugün görüldü. Sanık avukatları savunmalarını gerçekleştirirken, DEVA Partisi lideri Babacan da duruşmayı takip eden isimler arasında yerini aldı. Tetikçisi Özyağcı’nın avukatı, “Özyağcı değil, Selman Bozkurt maktule doğru ateş etmektedir” şeklinde iddiada bulundu. Çep’in avukatı Tosun ise, "Bu eylemin ‘Paramı getir yoksa senin ayağından yargılayarak karizmanı çizerim’ saikiyle gerçekleştirilmiş bir eylemdir" dedi.

Ankara’da 30 Aralık 2022'de gerçekleşen ve eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş'in tetikçi Eray Özyağcı tarafından silahla öldürülmesiyle ilgili başlatılan soruşturma kapsamında açılan dava, 1 Temmuz'da görülmeye başlandı. Sanıklar ilk kez hakim karşısına çıkarken, duruşma bugün sanık avukatlarının savunmalarıyla devam etti.

BABACAN VE KILIÇDAROĞLU DURUŞMAYI TAKİP EDİYOR

Eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan da duruşmayı takip edenler arasında bulundu. Babacan ile birlikte partisinin genel başkan yardımcıları Mustafa Yeneroğlu, Mehmet Emin Ekmen ile parti sözcüsü İdris Şahin de duruşmada yerini aldı.

AZMETTİRİCİ ÇEP'TEN, KILIÇDAROĞLU TAKLİTİ

Azmettirici olduğu iddiasıyla suçlanan Doğukan Çep, yoklama sırasında eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Cumhurbaşkanlığı seçiminin ardından paylaştığı “bur-da-yım” mesajını taklit etti.

Savunma yapacak olan sanıklar, dün Ayşe Ateş ve avukatlarının bulunduğu bölümdekilerle sözlü sataşmaya girdiği için bugün duruşma salonunda jandarma tarafından geniş güvenlik önlemleri alındı.

Davanın ilk celsesinde 8, ikinci celsesinde ise 13 sanığın savunması dinlendi. Duruşmaya, sanık savunmalarının alınmasıyla devam edilecekti ancak davanın son sanığı Umut Ersoy'un avukatının duruşmada olmaması nedeniyle avukat beyanlarının alınmasına geçildi.

ÇEP'İN AVUKATI: İNSAN HAKLARI İHLALİ VAR

Sinan Ateş'e yönelik “toplu halde, iştirak halinde tasarlayarak kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla yargılanan azmettirici Doğukan Çep’in avukatı Emine Tosun, "Müvekkilime darp ve cebir izine rastlanmadığına dair bir rapor tanzim edilmiş ancak medyada bile boy boy yaralı fotoğrafları yer almaktadır. Bu yüzden bu raporun altında imzası bulunan doktorlar hakkında suç duyurusunda bulunuyoruz. Bu dosyada ağır insan hakları ihlali vardır" ifadelerini kullandı.

"İşin aslında baktığınızda Sinan Ateş bir çatışmanın ortasında kalıyor" diyen avukat Tosun şunları söyledi:

"Sinan Ateş’in vücudundan çıkan mermi parçalarının Eray Özyağcı’dan çıkıp çıkmadığının tespiti yapılamamıştır. Bu yüzden kamera kayıtlarına baktığımızda Ahmet Keçik olay yerinden dakikalar içerisinde silahları alıp olay yerinden kaçıyor. Ahmet Keçik ile Sinan Ateş’in hoca öğrenci ilişkisinden daha fazla bir manevi bağ olduğunu açık görüyoruz. Buna rağmen Sinan Ateş yere yığılırken nasıl kaçabilir? Bir tampon yapmaz mısınız? Bir yardım istemez misiniz? Bu davranış şu soruları akla getiriyor: Acaba Sinan Ateş’in vücudundan çıkan mermiler başka silaha ait de o yüzden mi kaçırılıyor?

'ATIŞ AÇILARINA GÖRE ÖZYAĞCI'DAN ÇIKMASI İMKANSIZ'

“Sinan Ateş’in kafasından girip çenesinden çıkan merminin atış açılarına göre Eray Özyağcı’dan çıkmasının imkansız olduğunu görüyoruz. Bu atış ancak Sinan Ateş’e yüzü dönük bir kişi tarafından gerçekleşebilir. Olay yerine baktığımızda yüzü Sinan Ateş’e dönük Eray Özyağcı dışında bir kişi daha bulunmaktadır. Bu da Selman Bozkurt’tur.

Sinan Ateş’in birçok tehdit aldığına dair dosyalar sunuldu. Bu yüzden Sinan Ateş bir değil iki silahla dolaşıyor. Olay yerinde 12 kovan bulunuyor. Olay yerine ikinci defa dönmüş bir kişi var o da Ahmet Keçik. Dosyada pek çok şeyin örtbas edildiği gerçek. Adaletin sosyal medyada, siyasi partilerde sağlanmayacağını düşündüğümüz için adaleti buradan istiyoruz. O yüzden Ahmet Keçik’in girdiği binanın kamera görüntülerinin incelenmesini talep ediyoruz.

Ahmet Keçik kimdir? Öğrenciyim diyor ama maşallah çok iyi silah kullanıyor. Bu kişiye dair SGK dökümlerini istiyoruz. Selman Bozkurt, Ahmet Keçik ve hatta Sinan Ateş hakkında daha önce bir dosya olup olmadığının, bu kişilerin arasındaki ilişkilerin ne olduğunun araştırılmasını istiyoruz.

Ahmet Keçik şüpheli olarak alınmış ama dosyadan çıkarılmış. Ne zaman çıkarılmış göremiyoruz. Deliller tarafsız ve hatasız değildir. Bu yüzden verilecek hükümler de heyet ne kadar tarafsız olursa olsun doğru olmayacaktır.

'OTOPSİ VİDEOLARI İSTENİYOR AMA FOTOĞRAFLAR GÖNDERİLİYOR'

Bu dosyadaki otopsi videoları isteniyor ama dalga geçer gibi fotoğraflar gönderiliyor. Bu fotoğraflara bakarak otopsinin uygun tespit edildiği tespit edilemez diyor uzmanlar. Bu videolar da ne var da mahkemeye getirilmiyor. Eray Özyağcı sterlin marka mermi kullandığını söylüyor. Mermilerin hangi silahtan çıktığı da karıştırılmış. Umarım sadece maddi hatadır.

'KARİZMANI ÇİZERİM SAİKİYLE GERÇEKLEŞTİRİLMİŞ'

Ayrıca müvekkilimin eylemi sadece yaralamaya yöneliktir. Ani gelişen olaylar nedeniyle çıkan çatışma sonucunda ölüm gerçekleşmiştir. Netice sebebiyle müvekkilimin ağırlaştırılmış yaralama suçu ile yargılanması gereklidir. Bu eylemin ‘Paramı getir yoksa senin ayağından yargılayarak karizmanı çizerim’ saikiyle gerçekleştirilmiş bir eylemdir. Müvekkilimin ölüm sonucunu istemediği ortadadır.

'SİNAN ATEŞ HUKUKSUZ İŞLER YAPTI'

Müvekkilimin Sinan Ateş ile fotoğrafı da basında oldukça yer bulmuştur bunu size de sunacağız. Buradan da zaten müvekkilimin Sinan Ateş ile tanışıklığı olduğu ortadadır ve beyanlarında bu yüzden samimi olduğu açıktır. Ayrıca koskoca akademisyen diyebilirsiniz Sinan Ateş hakkında ancak bilirkişi raporunda yer alan mesajı okumak istiyorum Sinan Ateş’in. ‘Daha yeni bir kişinin kafasını gözünü kırdırdım yetmez mi?’ şeklinde mesajı var Sinan Ateş’in. Biz bu belgeye baktığımızda Sinan Ateş’in hukuksuz işler yaptığını görüyoruz. Haliyle bu işleri akademisyen çevresinden isteyerek yaptıramaz, firari olan suça karışan isimlere yaptırabilirsiniz ancak. Müvekkilimin ağırlaştırılmış yaralama suçundan yargılanmasını talep ediyoruz."

'DİĞER SANIKLARLA ORTAK BİR BAZDA BULUNMADI'

MHP’li avukat Serdar Öktem’in avukatı Oğuzhan Bilgin, “Siyasi figürlerin baskısına rağmen sanıklar samimi beyanda bulunmuştur, bu mahkemenizce önemlidir” diyerek savunmasına başladı.

Bilgin, iddianamede yer alan 06 DB 7018 plakalı aracın Serdar Öktem'in kontrolünde olmadığını ve iddiaların geçersiz olduğunu belirtti. 34 NR 6144 plakalı araçta ise Öktem'in şoför koltuğunda değil, yan koltukta olduğunu ve bu araca emniyete gitmek için bindiğini söyledi. Bilgin, savcılığın 18 aydır Serdar Öktem’in PTS kayıtlarını temin etmediğini, çünkü kayıtların Öktem’in suçsuzluğunu kanıtlayacağını ifade etti. Bilirkişi raporunun Öktem’in İstanbul’da olduğunu ve diğer sanıklarla ortak bir bazda bulunmadığını sabitlediğini ekledi.

TOLGAHAN DEMİRBAŞ'IN AVUKATLARI SAVUNMA YAPTI

Tolgahan Demirbaş’ın avukatı Murat Ofli, “Müvekkilim olayın herhangi bir yerinde ne azmettirici ne de yardım edendir. Olayın en başından itibaren dosyada gizlilik olmasına rağmen müvekkilimin sosyal medyadan yargılanması yapılmıştır. Bugün sadece maktul Sinan Ateş’in faillerinin yargılanması değil 18 aydır masumiyet karinesinin ihlal edildiği müvekkilimin de hakkının arandığı yerdeyiz'' diyerek savunmasına başladı.

'DEMİRBAŞ'IN KONUM ATMASININ OLAYLA İLGİSİ YOK'

İddianamenin hatalı olduğunu ileri süren avukat Ofli, şunları söyledi:

“Dosyada azmettirici olduğuna dair somut bir delil yok. Buna rağmen müvekkilim 18 aydır tutukludur. Tolgahan Demirbaş’ın konum atmasının olayla bir ilgisi yoktur. Zaten Eray’ın ve Vedat’ın konumları müvekkilimin attığı konumla yanı değildir. Eray Özyağcı’nın bindiği aracın şoförü sabitken hatalı ve eksik araştırılan PTS kayıtlarında hatalı değerlendirmeler yapılmıştır. Dosyadaki araç müvekkilimin aracı değildir. Vedat’ın inip Eray’ın araca bindiği saatte benim müvekkilim Gökçehöyük’te bulunan bahçededir. Bahçede çalışan Afgan çalışanlarca bu doğrulanmaktadır ancak bunlar dosyaya kazandırılmamıştır. Biz bunların da dosyaya eklenmesini istiyoruz.''

Mustafa Ensar Aykal ile Tolgahan Demirbaş’ın telefon görüşmesi hakkında da savunma yapan avukat Ofli, şöyle devam etti:

''Söz konusu bilirkişi raporu hatalıdır. Bu raporda mahkeme gibi yargılama yapılmıştır. Bu bilirkişi raporunun da yeniden alınmasını talep ediyoruz.

'8 AY ÖNESİNE AİT GÖRÜŞMELER OLAYA BAĞLANMIŞ'

Dosya kapsamından anlaşılacağı üzerine de müvekkilim olayı planlayan failleri tanımamakta ve hiçbir iletişimi de bulunmamaktadır. Bu yargılamada suçlu ve suçsuzun ayırt edilmesi gerekmektedir. Azmettirme iddiası dayanıksızdır. Bu iddianın soyut olduğu dosyaya bakınca da anlaşılmaktadır. 8 ay öncesine ait yazışmalar görüşmeler olaya bağlanmıştır. Müvekkilim Tolgahan Demirbaş’ın aracında parmak izi araştırması yapılmış ancak bu dosyaya girmemiştir. Aracını yıkamadığı tespit edilmiş ancak bu da dosyaya girmemiştir Müvekkilimin aleyhinde olan deliller dosyaya konulmuş ama lehte olanlar dinlenilmemiştir. Bahçedeki çobanın, yatılı bulunan Afganların, Çorbacı Mülayim’in yeniden dinlenmesini istiyoruz. 18 aydır tutuklu bulunan müvekkilimin tahliye edilmesini talep ediyorum.''

Sanık Tolgahan Demirbaş’ın bir diğer avukatı Elif Beyza Aykut, ''Eksik araştırma yapıldığı için üzerinde suç şüphesi bırakılmıştır. Sanık Eray Özyağcı ile benim müvekkilimin bulunduğu konum farklıdır” açıklamasını yaptı.

'DOSYA TOPLUM BASKISI ALTINDA'

Tutuklu sanık Zekeriya Asarkaya’nın avukatı Doğan Delice, “Müvekkilimin beyanlarını dosyadaki tüm deliller doğrulamaktadır. Kendisi 70 yaşındadır. Sosyal statü ile birlikte aldatılmaya en müsait kişidir. Kendisi yalnızca Hakan Saraç ile bir dönem cezaevinde kaldığı için arkadaşlarını evinde misafir etmiştir. Müvekkilimin kesinlikle suç işleme niyeti bulunmamaktadır. Müvekkilimin tahliyesini talep ediyorum” diye konuştu.

Delice’nin ardından tutuklu sanık Hakan Saraç’ın avukatı Kemal Memiş, “Benim müvekkilim bilmeden, herhangi bir kastı olmadan cezaevi arkadaşı Suat Kurt’un onun da cezaevi arkadaşı Doğukan Çep’in yoğun baskısı doğrultusunda istemeden böyle büyük bir olayın içine girmiştir. Bu dosya hukuki boyutundan çok artık siyasileştirilmiş ve ciddi manada toplum baskısı altında süren bir sürecin girdabı içinde sürüklenmektedir” ifadesini kullandı.

'GEREKİRSE KIYAMET KOPSUN'

Müvekkili ve kendisinin uzunca bir süre neyle suçlandığını bilmediğinin altını çizen avukat Memiş, “Avukat görüşme kabinlerinin dahi dinleniyor olması bizde büyük bir endişe yaratmaktadır. Bu boyutta bir dosya farklı mecralara taşınarak bizim dahi hedef göstermemizle karşı karşıya kalıyoruz. Maalesef bu tür davalar Türkiye’de yıllardır olan türden davalardır. Ancak bir Türkiye Cumhuriyet vatandaşı olarak siyasi kimliğine bakılmadan herkes için çalışmaların yapılmasını temenni ederdik. Hukuk yerini bulsun, adalet yerini bulsun, gerekirse kıyamet kopsun'' diye konuştu.

'NORMAL BİR VATANDAŞ OLSAYDI BU KADAR BASKI OLMAYACAKTI'

''Bu dosyaya dair ciddi bir önyargı söz konusu" diyen avukat Memiş, şu iddialarda bulundu:

"Maktulün kimliği normal bir vatandaş olsaydı elbet bu kadar baskı olmayacaktı. Ancak dosyanın içindeki küçük bir vatandaşın da haksızlığa uğramasını kabul edecek değiliz. Müvekkilim dosyada ismi geçen sadece 3 şahısla irtibatı, telefon görüşmesi var olay öncesinde. Hakan’ın iyi niyeti suiistimal edilmiştir.

Mevcut deliller çerçevesinde müvekkilim hakkında kolektif bir suç şüphesinin olmadığı yönünde karar verilmesini talep ediyoruz. Delilleri karartmak gibi bir niyeti de yok. Cezaevinde kaldığı süreci de değerlendirerek ciddi sağlık sorunları da olduğu için uygun görülecek olan adli kontrol çerçevesi içinde tahliyesini talep ediyoruz."

'ÇIRILPILAK SOYULMUŞ VE İŞKENCEYE UĞRAMIŞ'

Tutuklu sanık özel harekat polisi Aşkın Mert Gelenbey'in avukatı Alp Kemal Gözel, "Müvekkilimin evine tabırı caizse dalınıyor ve hiçbir arama kararı gösterilmiyor. Burada elde edilen verilere göre de sorular soruluyor. Ancak bu işlemin hukuka aykırı olduğu ve hukuka aykırı olarak elde edilmiş olan delillerin sanık lehine esas alınmayacağını belirtiyoruz. Müvekkilim özel harekat polisi olduğu için diğer sanıklardan farklı olarak çırılçığlak soyulmuş ve işkenceye uğramıştır" iddiasını öne sürdü.

Duruşmada Sinan Ateş'e yönelik “toplu halde, iştirak halinde tasarlayarak kasten öldürme" suçuna yardımdan yargılanan Aytaç Ataç’ın avukatı Hüseyin Beyhan, "Bu dosyada olayın vehametinden kaynaklanan sebepler nedeniyle ilgili ilgisiz onlarca insan tutuklanmıştır ve yüksek güvenlikli cezaevinde tek kişilik hücrelerde kalmaktadırlar" dedi.

Sanık Ataç’ın dosyanın başından sonuna kadar suça yönelik bir fiilinin ortada olmadığını savunan Beyhan, şunları öne sürdü:

"Müvekkilimin bir çiftliği var. Bu çiftliğe herkesin girebildiği, içinde 1200 koyunun olduğu, buğday tarlasının olduğu çok geniş bir alan. Burası bir işletme. 4-5 çobanın olduğu bir yer. Müvekkilim buraya pek çok insanı davet etmiştir. Buraya ben de gittim. Hayatın olağan akışına uygundur o yüzden Tolgahan Demirbaş’ın buraya gelmesi. Müvekkilim ‘son mesajları sil’ mesajı nedeniyle tutuklandı ama bunun da olmadığını söyledi zaten Çağlar Zorlu.

'DOSYADA ALEYHİNDE DELİL YOK'

Gazetelerde herkes bir tiyatro yazdı. Bizim ulaşamadığımız bilgilere onlar ulaştı. Merhumun ailesinin yaşadığı acıları başkasına yaşatarak kurtulamazsınız. Benim müvekkilim çocukları ve ailesi de çok zor durumda. Tutukluluk itirazlarımıza cevap verilmedi. Sadece müvekkilimiz 130 dilekçe yazdı. Müvekkilim açısından dosyada bir delil olmadığı için savunma da yapamıyorum. Müvekkilim sabit ikamet adresine sahiptir. Delilleri karartma şüphesi yoktur çünkü aleyhine delil yoktur. Sinan Ateş’e ne olduğuna ilişkinin internet araması çok normaldir çünkü iş yerine yakın bir yerde olmuştur. Müvekkilimin tutuklu bulunması hukuka uygun değildir, adli kontrol talebiyle tahliyesini talep ediyorum."

Dosyada müvekkili Ataç’ın lehine olacak şeylerin bulunmadığını söyleyen Aytaç Ataç'ın diğer avukatı Barış Can da "Emniyet’te çiftlikte çalışanların ifadeleri alındı ve ben de oradaydım. Ama bu ifadelerin tutanakları dosyada yok. Bunlar bilerek mi eklenmemiştir, yanlışlıkla mı, bilinmemektedir. Aytaç Ataç’ın maktulle bir husumeti ve herhangi bir siyasi partiye üyeliği yoktur. Cinayetten önce ve sonra bir aranma dosyada delil olarak gösterilmektedir" dedi.

Sinan Ateş’in katledildiği 30 Aralık günü, cinayetten 2,5 saat önce saat 11.00 civarında Demirbaş’ın Ataç’ı aradığı ve ‘Bugün çiftliğe gidecek misin?’ diye sorduğunu, Ataç’ın ise ‘Gitmeyeceğim’ yanıtını verdiğini kaydeden Can, "Çiftliğe gitmesinde bir mahsur yoktur Tolgahan Demirbaş’ın. Belki yılda 30-40 defa ben de Tolgahan da o çiftliğe gitmiştir ve beraber gitmişliğimiz de vardır. Tutukluluk artık müvekkilim adına bir ceza haline gelmiştir. Müvekkilimin serbest bırakılmasını, uygun görüldüğü takdirde adli kontrol hükümlerinin uygulanarak serbest bırakılmasını talep ediyoruz" dedi.

'İDDİANAME YOK HÜKMÜNDEDİR'

Serdar Öktem’in avukatı Oğuzhan Bilgin de "Siyasi figürlerin ve oluşturulan baskılara rağmen huzurdaki sanıkların tamamı samimi beyanda bulunmuştur. Bunun da mahkemenizce önemi olduğunu düşünüyorum" diyerek savunmasına başladı.

Bilgin, iddianamede yer alan Serdar Öktem’in sevk ve idaresindeki 06 DB 7018 plaka sayılı araç ve 34 NR 6144 plaka sayılı araç hakkındaki iddialara dair, “06 DB 7018 plakalı aracın iddianame düzenlenmeden bile Serdar Öktem’in kontrolünde olmadığı bilinmektedir. Bu yüzden iddianame olarak önümüze getirilen evrak yok hükmündedir. 34 NR 6144 plakalı araçta ise şoför koltuğunda değil yan taraftadır ve hakkındaki iddiaları öğrenmek için emniyete gittiği araçtır. Bunca insan tutuklu vaziyette, ne hikmetse 18 aydır savcılık makamı sanık Serdar Öktem’in PTS kayıtlarını temin etmiyor. Çünkü bu kayıtlar geldiğinde suçsuz olduğu ortaya çıkacaktır. Bilirkişi raporunda müvekkil Serdar Öktem’in tamamen İstanbul’da olduğu ve hiçbir sanıkla ortak baz vermediği sabit hale gelmiştir" savunmasını yaptı.

'OLMAYAN DELİLLERLE SONUCA ULAŞILMAYA ÇALIŞILIYOR'

"Dünden bu yana telefon şifresi durumunun sosyal medyada çarşaf çarşaf tartışılan Serdar Öktem’in telefonunu vermeme nedenini zaten hastalığı gerekçesiyle açıkladı" diyen Bilgin "Olmayan delillerle insanlar provoke edilerek bir sonuca ulaşılmaya çalışılıyor. Biz bu oyuna gelmeyeceğiz. Biz hukuk gereği müvekkilimizin hiçbir adli kontrol şartı uygulanmadan tahliyesini talep ediyoruz" dedi.

Sanık Öktem’in bir diğer avukatı Batuhan Mastı da "Bir oyun biz dizi çekiliyor. Yönetmenin Cevheri Güven, senaryoyu yazanlarında Cumhuriyet savcıları olduğunu görüyoruz ne yazık ki reklamını da gazeteciler yaptı. Tahliye talep ediyorum" beyanında bulundu.

İKİNCİ DURUŞMADA NELER YAŞANDI?

Davanın ikinci celsesi dün görüldü. Mahkeme salonunda yaşananlar ve sanıkların savunmaları, duruşmanın seyrini önemli ölçüde etkiledi. Murat Can Çolak, Ufuk Köktürk, Mustafa Uzunlar, Osman Bayraktar, Mehmet Yüce, Çağlar Zorlu, Aytaç Ataç, Serdar Öktem, Caner Günay, Emre Yüksel, Alper Atay ve Mustafa Ensar Aykal, savunmalarını gerçekleştirdi.

MHP İSTANBUL İL YÖNETİM KURULU ÜYESİ UFUK KÖKTÜRK'ÜN SAVUNMASI

Köktürk, kendisine yöneltilen suçlamaları reddederek, "MHP İstanbul İl Başkanlığı önünde fotoğraf çektirmişim, MHP’yle ne alaka abi? ‘Yok Olcay kılavuz işin içinde mi?’ Ne alakası var Ülkücü camiayla? 55 yıllık parti, böyle bir şeye mi kalır? Bu kadar aptallık olabilir mi?" şeklinde savunma yaptı.

ANKARA İL EMNİYET MÜDÜR YARDIMCISI VE POLİSLER HAKKINDA SUÇ DUYURUSU

Serdar Öktem'in sorgusu sırasında müdafi avukatları ve sanık avukatları arasında sert tartışmalar yaşandı. Mahkeme başkanı, Ayşe Ateş'in avukatı Ali Yücel'in kolluk kuvvetleri tarafından dışarı çıkarılması talimatını verdi. Ayrıca, Ankara İl Emniyet Müdür Yardımcısı ve görevli polisler hakkında suç duyurusunda bulunulmasına karar verildi.

EMRE YÜKSEL'İN İTİRAFI: TETİKÇİYİ KAÇIRDIĞIMIZ ARAÇ ÜLKÜ OCAKLARI’NA AİT

Ülkü Ocakları Genel Başkan Yardımcısı Emre Yüksel, cinayette kullanılan aracın Ülkü Ocakları ile bağlantısını itiraf etti. Yüksel, savunmasında "Ülkü Ocakları’na ait araç, Ülkü Ocakları yöneticisi olarak kullanma hakkına sahibim, aracı Ülkü Ocakları’ndan aldık" dedi. Yüksel, "Tahsisli araç, Ülkü Ocakları’nın her yöneticisine anasının ak sütü gibi helaldir" dedi.

Öne Çıkanlar
YORUMLAR (2)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
2 Yorum
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN