Sinan Ateş davasında dikkat çeken gelişme: Mahkeme Başkanı gazetecileri engelledi

Sinan Ateş davasında dikkat çeken gelişme: Mahkeme Başkanı gazetecileri engelledi

Ankara'da suikastle katledilen eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş davasında üçüncü duruşma başladı. Ancak ilk iki duruşma dahil bütün süreci takip eden gazetecilere üçüncü duruşmada basın kartı kısıtlaması getirildi. Basın kartı olmayanların mahkeme salonuna alınmayacağı kararı nedeniyle süreci takip eden pek çok gazeteci duruşmaya alınmadı. Basına getirilen kısıtlama Selman Ateş'in KARAR’a yaptığı '30 Eylül’de bu davanın üzerini örtüp kapatacaklar' açıklamalarını hatırlattı.

Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş'in Ankara’da silahlı suikast sonucu öldürülmesine ilişkin görülen davanın üçüncü duruşmasında esas hakkındaki savunmalar alınacak. 12 tutuklu sanığı yargılandığı dava Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi Sincan Cezaevi Kampüsü’nde devam edecek. Saat 09.30'da başlayan duruşma nedeniyle cezaevi çevresinde yoğun güvenlik önlemleri alındı. Cezaevi çevresinin yanı sıra duruşmanın görüldüğü mahkeme salonunda da çok sayıda polis, jandarma ve cezaevi görevlisi önlem alıyor.

CUMHURBAŞKANLIĞI İŞARET EDİLEREK GAZETECİLERE KISITLAMA GETİRİLDİ

Mahkeme başkanının talimatıyla sadece turkuaz basın kartı olanların duruşma salonuna alınacağı söyleniyor. Gazeteciler duruma itiraz ediyor. Bütün duruşmayı izleyen gazetecilerin bu duruşmayı izlemesi engelleniyor. Müşteki avukatları, duruşma salonuna alınmayan gazetecilerin olduğunu söyleyerek bu duruma itiraz etti. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı “Basın kartı olan kişiler sadece gazeteci olarak adlandırılır. Akreditasyonu da cumhurbaşkanlığı yapıyor. Cumhurbaşkanlığı turkuaz kart çıkartıp, basın mensuplarını böyle akredite etmiş. Biz hayır bu da basın mensubu’ deyip, yetkimizi aşamayız. Kimin basın kartı varsa sadece onları alabiliyoruz” açıklamasında bulundu.
Duruşmaya 10.45'e kadar ara verildi.

AVUKATI BEKLENMEDİK ŞEKİLDE DAVADAN ÇEKİLDİ İDDİASI

Sinan Ateş’in Avukatı Ali Yücel mazeret bildirmeden davadan çekildiği iddia edildi. Ancak bir süre sonra yapılan duyuruda avukatların çekilmediği, hasta oldukları için duruşmaya katılamadıkları ifade edildi.

AİLE KARAR'A DAVAYI '30 EYLÜL'DE KAPATABİLİRLER' DEMİŞTİ

Sinan Ateş'İn ablası Selma Ateş, KARAR'a yaptığı açıklamalarda, dava sürecini değerlendirirken, özellikle sürecin çok hızlı bir şekilde ilerlemesine ilişkin endişerlerini dile getirmişti. 30 Eylül’deki duruşmanın kritik bir dönemeç olduğunu belirten Ateş, adaletin tam anlamıyla tecelli etmediğinin altını çizmişti:

"Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlayan süreçte iddianamenin hazırlanması 15 ay sürdü. Ancak mahkeme salonlarında bu hızın tersine bir tablo var. Düşünün, 15 ay bekledik ama 5 günlük bir duruşma sonucunda 11 kişi serbest kaldı. 30 Eylül’de bu davanın üzerini örtüp kapatacaklar. Yargı üzerindeki siyasi el kalkmadı. Dava sürecinin çok hızlı bir şekilde sonuçlanmaya doğru gittiğini düşünüyorum. Bu durum tabii ki bizi çok üzüyor, çünkü istediğimiz adalet bu değildi. Adil bir yargılama oldu mu? Bence olmadı. Mahkeme salonunda yaşananları hepiniz gördünüz. Doğal akışında ilerlemedi bu süreç. Müdahaleler oldu. Tutukluların rahat tavırları, üzerlerindeki marka kıyafetler, sanki cezaevinde değil de dışarıdaymış gibi rahat hareket etmeleri bunu kanıtlıyordu. Avukatlar tutukluları alkışlayarak mahkeme salonundan çıkardı. Bize adeta ‘Sinan Ateş kendi kendini öldürdü’ mesajı vermeye çalıştılar. Olayı belli bir kişiye yükleme çabaları vardı.”

DAVADA NE OLDU, DOSYA NE AŞAMADA?

Sinan Ateş, 30 Aralık 2022’de Ankara’da uğradığı silahlı saldırı sonucu öldü. Arkadaşı Selman Bozkurt ile Çankaya ilçesi Çukurambar semtindeki Kızılırmak Mahallesi'nde bir binadan çıkarken silahlı saldırıya uğradı. Saldırıda başına isabet eden kurşunla ağır yaralandı. Olay yerine gelen 112 Acil Sağlık ekibi tarafından kalp masajı yapılan Ateş, ardından özel bir hastaneye kaldırıldı.
Hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Olayda Selman Bozkurt da omzundan yaralandı.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmada, Ateş'in ölümüyle ilgili hakkında işlem yapılan toplam 39 kişiden tutuklu 22'si hakkında iddianame düzenlenerek dava açıldı. Haklarında yurt dışına çıkış yasağı getirilen 17 kişi hakkında soruşturmanın ayrı dosya üzerinden sürmesine karar verilmişti.

Şüpheliler Zekeriya Asarkaya, Hakan Saraç, Ufuk Köktürk, Mehmet Yüce, Mustafa Uzunlar, Aşkın Mert Gelenbey, Murat Can Çolak, Osman Bayraktar, Caner Güney, Umut Ersoy, Çağlar Zorlu, Aytaç Ataç, Emre Yüksel, Serdar Öktem, Erdem Karadeniz, Alper Atay, Mustafa Ensar Aykal'ın ise iştirak halinde işlenen suça yardım ettikleri iddia ediliyor. Şüpheli Eray Özyağcı'nın olayda kullandığı tabancanın ele geçirilemediği; ancak olay yerinde tabancaya ait boş mermi kovanlarının bulunduğu belirtiliyor.

Olay tarihinde Ankara Emniyet Müdürlüğü’nde komiser olarak görev yapan şüpheli Mustafa Ensar Aykal'ın kamu görevinin verdiği yetkiyi kötüye kullanarak maktule ait kişisel bilgileri hukuka aykırı olarak temin ederek şüpheli Demirbaş'a verdiği, bu yüzden "kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirme ve yayma" suçunu işlediği iddia ediliyor.

Sinan Ateş Davası’nın ilk gününde MHP avukatları, davaya katılma talebinde bulundu. Mahkeme, "MHP'nin suçtan zarar gören sıfatı bulunmadığı" gerekçesiyle katılma talebinin oy birliğiyle reddine karar verdi.

SANIKLAR SAVUNMALARDA AĞIZ BİRLİĞİ YAPTI

Duruşma sürerken, sanık Eray Özyağcı, polise ve savcılığa verdiği ifadesini değiştirerek, kendisini Doğukan Çep’in azmettirdiğini söyledi. Özyağcı, kendisinden ifade alan savcıların, cinayeti siyasi bir amaçla işlenmiş gibi göstermek için baskı kurduklarını iddia etti.

Davanın 19 Temmuz’daki duruşmasında savcı, esas hakkındaki mütalaasını sundu. Sanıklar Doğukan Çep ve Tolgahan Demirbaş'ın 'suça azmettiren' sıfatında olduğunu bildiren savcı, Çep ve Demirbaş'ın, Ateş'e yönelik 'tasarlayarak kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum edilmesini istedi.

Sanıklar Mustafa Uzunlar, Aşkın Mert Gelenbey, Murat Can Çolak, Emre Yüksel, Zekeriya Asarkaya, Hakan Saraç, Ufuk Köktürk, Caner Günay, Umut Ersoy, Çağlar Zorlu ve Aytaç Ataç'ın “iştirak halinde işlenen suça yardım eden fail” olarak kabul edilmesi yönünde görüş bildiren savcı, bu kişilerin “tasarlayarak kasten öldürmeye yardım” suçundan 15'er yıldan 20'şer yıla kadar hapisle cezalandırılmalarını talep etti. Mütalaada, sanık Alper Atay'ın “suçluyu kayırma” suçundan altı aydan beş yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi.

Savcı, Sinan Ateş'in öldürüldüğü olayda kullanılan motosikletin satıcısı olarak iddianamede yer alan sanık Mehmet Yüce, cinayetin ardından Çep'in otelde kalmasına yardım ettiği öne sürülen sanık Erdem Karadeniz ve tetikçilerin görüşme yaptığı otoparkın ortağı olduğu ifade edilen sanık Osman Bayraktar'ın ise beraatına karar verilmesi yönünde görüş bildirdi.

23 Eylül'de ortaya çıkan bilirkişi raporunda ise faillerin önemli bir iddiası çürütülüyor. Buna göre Ateş'in Eray Özyağcı'nın silahından çıkan kurşunlarla öldüğü teyit ediliyor. Savcının esas hakkındaki görüşünü açıklamasının ardından ara karar açıklandı. Mahkeme, tutuklu sanıkların mevcut hallerinin devamına karar verdi.

Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN