Gelecek Partisi Sözcüsü Serkan Özcan, Atatürk Havalimanı'nın pistlerinin yıkılmaya başlanmanın İstanbul Havalimanı'na alternatif olmaktan çıkarılmak için yapıldığını söyledi. Özcan, iktidarı "eser siyaseti değil, talan siyaseti" yapmakla suçladı.
Atatürk Havalimanı'nın pistlerinin kırılmaya başlanması ve Millet Bahçesi'ne dönüştürülmesine tepkiler gelmeye devam ediyor. Konuya ilişkin Habertürk'ün canlı yayınına katılan Gelecek Partisi Sözcüsü Serkan Özcan, değerlendirmelerde bulundu. Kamu Özel İşbirliği Projelerine atıfta bulunan Özcan, "Ve bu projeden kaynaklanan bir rant var. Bu rantı alan belli çevreler var. Ve bu çevrelerin rantı etkilenmesin, nakit akışı bozulmasın diye Atatürk Havalimanı'nı bir alternatif olmaktan çıkarabilmek için oraya hastane yapan bugün de yıkım görüntülerini ortaya çıkaran bir iktidar var" dedi.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, 27 Ocak 2022'de katıldığı Habertürk yayınını hatırlatan Özcan, Karaismailoğlu'nun Atatürk Havalimanı'na dair şu ifadelerini hatırlattı: "Kuzey Güney hattı pisti aktif olsaydı yeni havalimanındaki uçuşa engel oluyordu. O yüzden orası kapandı, ihtiyaç kalmamıştı zaten."
İktidarı "eser siyaseti değil, talan siyaseti" yapmakla eleştiren Özcan, şu ifadeleri kullandı:
"Bu meseleyle ilgili ne konuşacaksak önce şunu anlayarak konuşacağız. Ülkede taraflı tarafsız herkesin ama objektif verilerle konuşacağı Kamu Özel İşbirliği Projesi gerçeği var. Ve bu projeden kaynaklanan bir rant var. Bu rantı alan belli çevreler var. Ve bu çevrelerin rantı etkilenmesin, nakit akışı bozulmasın diye Atatürk Havalimanı'nı bir alternatif olmaktan çıkarabilmek için oraya hastane yapan bugün de yıkım görüntülerini ortaya çıkaran bir iktidar var. Böyle siyaset olmaz. Böyle eser siyaseti olmaz. Yaptığın diğer proje 12 milyar dolara mal olan diğer proje ve onun ortakları kazansın diye ülkenin milli serveti talan edilmez. Bunu biz söylemiyoruz. Bu bilgiyi bu ülkenin Ulaştırma Bakanı söylüyor. Asıl vahamet burada.
İktisadi olarak da finansal olarak da İstanbul'da Avrupa yakasında ikinci bir havalimanına ihtiyaç yoktu denilebilir. O zaman da ben yerelden globale diye Türk Hava Yolları'nın Yönetim Kurulu Başkanlığı'nı yapmış Hamdi Topçu'nun yazdıklarına bakıyorum.
2012 yılında bu konu gündeme geldiğinde nasıl bir alternatif oluşmalı denildiğinde bizim kendilerine cevabımız şu oldu hükümete: 1.2 milyar dolar maliyet ve iki sene içerisinde İstanbul Atatürk Havalimanı'nda bir pist, bir terminal daha yapılarak bu yoğunluk önemli ölçüde ortadan kaldırılabilinir. Bugünkü eser kötü bir eser mi? Hayır, değil. İşin konum, iklim, kalkışlarla-inişlerle ilgili bire sürü problem var. Ama sorunda şu; zaten idare etme işi de böyle bir iş, hangi sıralamayla nasıl sorunları çözdüğünüzle ilgili bir şey.
2012 yılında bu konularla ilgili en iyi bilgiye sahip olduğunu düşündüğümüz Türk Hava Yolları'nın 12 yıllık yönetim kurulu başkanı bu işin 1.2 milyar dolara çözülebileceğini söylerken, siz yeni havalimanına 12 milyar dolar yatırım tutarı ile yaptığınızda ve bugün de bunun alternatifi kalmasın diye oradaki pistleri kırmaya başladığınızda bu insanların içerisinde bir eser siyaseti değil, talan siyaseti duygusu oluşturuyor. Bunun ortadan kaldırılması gerekiyor.
Milet bahçesi olsa bile pistler korunmalıydı."