Reuters, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Merkez Bankası Başkanı Kavcıoğlu'na güvenini kaybetme aşamasına geldiğini, son haftalarda ikili arasındaki iletişimin de azaldığını yazdı. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun söz konusu haberi yalanlayarak, "Büyük medya kuruluşları bile bu tür yalanları kolayca dolaşıma sokabiliyor" ifadelerini kaydetti.
Uluslararası haber ajansı Reuters, “Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın sadece yedi ay önce göreve getirdiği Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Şahap Kavcıoğlu'a güvenini kaybetme aşamasına geldiğini, son haftalarda iletişiminin de belirgin şekilde azaldığı” iddiasını gündeme getirdi. Cumhurbaşkanlığı, Reuters'ın haberini yalanladı.
Reuters'a bilgi veren üç kaynaktan ikisi daha erken sürede daha düşük enflasyon ve daha düşük faiz politikası uygulanabileceğinin Erdoğan'a geçmişte söylendiğini, ancak gerçekleşmenin eylül itibarıyla buna yakın bile olmadığına dikkat çekti.
ERDOĞAN, KAVCIOĞLU'NUN GÖREVİNE SON VEREBİLİR Mİ?
Reuters kendisine bilgi veren kaynaklardan oluşan memnuniyetsizliğin Erdoğan'ın Kavcıoğlu'nun görevine son verme ile sonuçlanıp sonuçlanmayacağı hakkında fikir sahibi olamadı. Konunun hassasiyeti nedeniyle ismini vermek istemeyen kaynaklara göre, Erdoğan daha önce beklediği faiz indirimlerinin geçtiğimiz aya kadar yapılamamış olmasından hayal kırıklığı yaşadı.
Kavcıoğlu'nun Cumhurbaşkanının güvenine hala sahip olup olmadığı soruna haberin yazıldığı sırada Cumhurbaşkanlığı'ndan yanıt verilmedi.
2,5 YILDA 3 BAŞKAN DEĞİŞTİ
Erdoğan geçtiğimiz 2.5 yılda çoğunlukla faiz politikalarında yaşanan görüş ayrılığını neden göstererek üç merkez bankası başkanını aniden görevden aldı. Bu dönemde TCMB'nin kredibilitesi ve para politikası öngörülebilirliği de ciddi anlamda azaldı.
Analistler TCMB son faiz indiriminin, kendini faiz düşmanı olarak da tanımlayan Erdoğan'ın TCMB üzerindeki etkisini de kanıtladığını belirtiyor. Yükselen enflasyona rağmen Erdoğan uzun süredir yatırımların önünü açmak, daha çok istihdam yaratmak için düşük faiz istediğini söylüyor. TL ise buna tepki olarak değer kaybediyor.
Son faiz indirimi kararının beklenen etkiyi yapmamasının ardından TCMB Başkanı Kavcıoğlu'nun görevden alınıp alınmayacağı piyasada daha yakından izlenirken, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener dün Erdoğan'ın TCMB başkanını yakın zamanda "harcayacağını" söyledi.
Akşener TL'deki değer kaybının gerçek sorumlusunun Erdoğan olduğunu, ancak kendisini "temize çıkarmak" için yine de TCMB başkanını görevden alacağını söyledi.
'BU BİR KIRILMA NOKTASI'
Cumhurbaşkanlığına yakın iki kaynak Kavcıoğlu'nun enflasyonu düşürmekte son aylarda başarısız olduğuna ve Cumhurbaşkanın başkan ile önceki konuşmalarında söylenenlerin gerçeklememiş olduğuna dikkat çektiler ve bunun bir "kırılma noktası" olduğunu da söylediler.
"Cumhurbaşkanı'nın TCMB başkanına olan güveni sarsıldı" diyen konu hakkında bilgi sahibi bir kaynak, TCMB'den beklenin "hızlı faiz indirimleri" olmasına karşın "aylarca" bir önceki Başkan Naci Ağbal tarafından belirlenen yüzde 19 olan faizlerin sabit tutulduğunu söyledi ve şöyle devam etti:
Erdoğan ve Cumhurbaşkanlığı net olarak söyleyeyim halen faizlerin yüksekliği ve uygulamalar nedeniyle Kavcıoğlu ve TCMB'nin uygulamalarından memnun değil.
TCMB'DEN CEVAP YOK
Kavcıoğlu’nun Cumhurbaşkanının güvenine hala sahip olup olmadığı sorusuna TCMB yanıt vermedi.
Diğer iki kaynak da süreçteki memnuniyetsizliği teyit ederken, bunun dördüncü bir başkan değişimiyle sonuçlanma riski olduğuna da dikkat çektiler. Böyle bir değişim son 12 ayda TCMB’nin üç farklı başkan görmesi anlamına gelirken piyasalarda volatiliteye de neden olabilir.
İkinci bir kaynak Kavcıoğlu’nun artık Cumhurbaşkanı ile “sağlıklı bir iletişimi” kalmadığını söyledi ve “Bir görevden alma olur mu? Bunu sadece Erdoğan bilir elbette. Ama üç merkez bankası başkanı görevden alındıktan sonra yeni bir merkez bankası başkanı daha görevden alınırsa bu sefer eleştirinin en yukarı yönelmesi de mümkün” dedi.
Diğer iki kaynak da süreçteki memnuniyetsizliği teyit ederken, bunun dördüncü bir başkan değişimiyle sonuçlanma riski olduğuna da dikkat çektiler. Böyle bir değişim son 12 ayda TCMB'nin üç farklı başkan görmesi anlamına gelirken piyasalarda volatiliteye de neden olabilir.
İkinci bir kaynak Kavcıoğlu'nun artık Cumhurbaşkanı ile "sağlıklı bir iletişimi" kalmadığını söyledi ve "Bir görevden alma olur mu? Bunu sadece Erdoğan bilir elbette. Ama üç merkez bankası başkanı görevden alındıktan sonra yeni bir merkez bankası başkanı daha görevden alınırsa bu sefer eleştirinin en yukarı yönelmesi de mümkün" dedi.
FAİZ İNDİRİMİ PİYASALARI DA ENFLASYONU DA ATEŞLEDİ
TCMB eylül ayında Erdoğan'ın da uzun süredir beklediği faiz indirimini yaptı ve politika faizini 100 baz puan düşürerek yüzde 18'e çekti. Faiz indirimi sonrası TÜFE yüzde 19.58 ile 2.5 yılın zirvesini görürken TCMB'nin daha yakından izleyeceğini belirttiği çekirdek enflasyon göstergeleri de eylülde yükseldi.
Analistlere göre Erdoğan'ın para politikasında belirleyici olması da TL'nin son 3 yılda yüzde 50 değer kaybetmesinde belirleyici bir sebep oldu. Bu sürecin neredeyse tamamında Türkiye'de çift haneli enflasyon görüldü.
TL'deki bu değer kaybı Türkiye'de yaşananların satın alma gücünü eritirken, bu ekonomik görünüm en geç 2023'te gerçekleşecek seçimler öncesi şimdiden oy kaybı olarak anketlerde hissediliyor.
KAVCOĞLU GÖREVE NASIL GELDİ?
Erdoğan faizleri yüzde 19'a yükselten Ağbal'ı Mart ayında görevden alarak yerine Kavcıoğlu'nu atamıştı. Daha sonra Erdoğan Haziran ayında TCMB Başkanı ile görüştüğünü, Ağustos itibarıyla enflasyonun düşüşe geçeceğini söylemişti. Bunu takiben halka hitaben aynı konuşmasında Ağustos ayı sonrası için enflasyon düşüşü ve faiz indirimi sinyali vermişti. Enflasyonda beklenen düşüş ise gerçekleşmedi.
CUMHURBAŞKANLIĞI'NDAN YALANLAMA
Reuters'ta çıkan haberin ardından Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Twitter hesabından bir mesaj paylaştı.
Altun, sosyal medya hesabından İngilizce ve Türkçe yaptığı paylaşımda, Foreign Policy'nin de Türkiye ile ilgili uydurma bir haber yayımladığını belirterek bu haberi "yalan haber"e örnek olarak gösterdi.
Fahrettin Altun, paylaşımında, "Yalan haberi sosyal medyanın sorunu zannediyorduk. Fakat görüyoruz ki artık ana akım medya da aynı meseleden muzdarip. Büyük medya kuruluşları bile bu tür yalanları kolayca dolaşıma sokabiliyor. Bu endişe verici bir durum. Her ikisi de yalan." ifadelerini kullandı.