Türkiye’nin İsrail’e taşıdığı petrolü protesto eden ve günlerdir geri gönderme merkezinde tutulan iki Filistinli üniversite öğrencisi serbest bırakılırken, haklarındaki deport kararı ise sürüyor. Öğrencilerin avukatları KARAR’a konuştu. Avukat Üsame Sarıyaşar, sınırdışı kararının gerekçesinin ‘kamu düzeni güvenliğini ihlal etmek’ suçlaması olduğunu belirtti ve "Karara iptal davasını açtık.” dedi. Avukat Beyza Akyüz ise öğrencilerin serbest bırakılmasında kamu baskısının etkili olduğu görüşünde.
FEYZA NUR ÇALIKOĞLU
TRT World’ün hazırladığı Gazze’de yaşanan işgali anlatan ‘Kutsal İşgal’ belgeselinin galasında Türkiye’den İsrail’e taşınan petrolü protesto eden iki Filistinli öğrenci Geri Gönderme Merkezi’nde tutuluyordu.
‘SINIR DIŞI VE İDARİ GÖZETİM KARARI’
‘Cumhurbaşkanına hakaret’ soruşturmasıyla emniyete alınan ve Geri Gönderme Merkezi’nde tutulan Filistinli iki öğrenci hakkında ‘kamu düzeni güvenliğini ihlal etmek’ suçlamasıyla 'sınır dışı etme' ve ‘idari gözetim’ kararı verilmişti. Öğrencilerin biri sekiz diğeri ise altı gündür tutulduğu GGM’den ani verilen bir kararla serbest bırakıldı. Öğrencilerin deport kararıysa halen sürüyor.
Filistinli öğrencilerin gönüllü avukatlığını yapan Üsame Sarıyaşar ve Beyza Akyüz müvekkilleri hakkında verilen kararlara iki ayrı iptal davası açacaklarını KARAR’a anlattı.
Öncelikle müvekkilerinin Türkiye’de sabit adreslerinin bulunması ve adli sicil kayıtlarının olmaması nedeniyle idari gözetim kararının iptali ile ilgileneceklerini söylediler. İki Filistinli öğrenci hakkında verilen sınır dışı edilme kararına karşı açılan iptal davasının sonuçlanmasının ise bir yıla kadar uzayabileceğini ifade ettiler.
KARAR MANŞETE TAŞIMIŞTI
Türkiye, Filistinli öğrencilerin Geri Gönderme Merkezi’nde tutulduğunu KARAR’ın “Vanaları Kapat Demek Yasak mı?” manşetiyle öğrenmişti.
29 Ağustos’ta TRT World’de yapılan galadaki protestoya katılan 1’i Filistinli üç eylemci de polis tarafından gözaltına alınmıştı. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan öğrenciler, 12 saat gözetim altında tutulduktan sonra serbest bırakılırken Filistinli öğrenci, Geri Gönderme Merkezi’ne sevk edilmişti.
‘FİLİSTİNLİ ÖĞRENCİLERİN ADLİ SİCİL KAYITLARI TEMİZ’
Filistinli öğrencilerin avukatlığını yapan Üsame Sarıyaşar, haklarında Cumhurbaşkanına Hakaretten soruşturma açıldığını, buna bağlı olarak da kamu düzeni güvenliğini ihlal etmekten sınır dışı kararı verildiğini anlattı.
“İki Filistinli müvekkilimle de bugün Arnavutköy Geri Gönderme Merkezi’nde görüştük. Durumları iyi. Ancak ikisi için de sınır dışı edileceklerine yönelik karar alındı. Bugün diğer avukat arkadaşımla birlikte müvekkillerimiz adına İstanbul İdari Mahkemesine iptal davalarını açıyoruz. Dava süresi boyunca sınır dışı edilme kararı durduruluyor.”
Sarıyaşar, sınır dışı kararına açılan itiraz davası sürecinde müvekkillerinin Geri Gönderme Merkezi’nde tutulmaması için ayrıca idari gözetim kararına, ikamet adreslerinin belli ve adli sicil kayıtlarının temiz olması sebebiyle itiraz ettiklerini söyledi.
‘TÜRKİYEDE SABİT İKAMET ADRESLERİ BULUNUYOR’
Kamu düzeni güvenliğini ihlal etme gerekçesiyle Geri Gönderme Merkezi’nde tutulan Filistinli öğrencilerin Türkiye’de sabit ikamet adresleri bulunuyor. Öğrencilerin biri burada ailesiyle birlikte yaşarken Ürdün Pasaportlu bir diğer Filistinli öğrencinin ailesi Suudi Arabistan’da ikamet ediyor. Sınır dışı kararının çıkması durumunda ise, iki Filistinli öğrencinin, Ürdün’e gönderilmesi bekleniyor.
‘İDARİ GÖZETİM KARARI İPTAL EDİLDİ, DEPORT KARARI SÜRÜYOR’
Öğrenciler, ani bir kararla serbest bırakılırken, haklarındaki deport kararı devam ediyor. Avukat Beyza Akyüz, kendilerinin öğrencilerin serbest kalması için başvuruda bulunduğunu ancak bu başvurunun ilerleyen günlerde sonuçlanması gerektiğini, yani verilen serbest bırakılma kararının kendilerinin yaptığı itiraz sonucunda olmadığını belirtti.
Akyüz, idari gözetim işleminin sonlandırılması için Sulh Ceza Hakimliği’nin vereceği kararı beklemeye gerek olmadığını, bu kararın Göç İdaresi tarafından verilebileceğini dolayısıyla da öğrencilerin serbest kalmasıyla ilgili kararın Göç İdaresi tarafından verildiğini söyledi.
Akyüz, Filistinli iki öğrencinin serbest bırakılması kararında kamu baskısının ve sosyal medya paylaşımlarının etkisi olduğu görüşünde.
Avukat Üsame Sarıyaşar, idari gözetim kararının kaldırılmasında müvekkillerinin Geri gönderilme Merkezi’nde tutuldukları süreç boyunca avukatları olarak kendilerinin ve ailesinin verdileri çabanın etkili olduğunun altını çizdi:
“Müvekkillerimiz hakkında sabit ikametgâh adresi ve adli sicil kaydı olmaması sebebiyle Göç İdaresi’nin verdiği karar sonucunda idari tedbirleri devam ediyor. Müvekkillerimiz haftada bir gün imza atmak ve yurda giriş yasağı şartıyla idari gözetim kararını sonlandırdı. Filistinli iki arkadaşımız halkında verilen deport kararı halen sürmekte. Bu kararın iptal edilmesi izlenmesi gereken sürecin takipçisi olacağız.”
‘ARKADAŞLARIMIZI ALACAĞIZ’
Filistin için 1000 Genç hareketi sosyal medya hesaplarından yaptıkları paylaşımla arkadaşlarının deport kararına karşı kamuoyu oluşturmaya devam edeceklerini duyurdular:
“Günlerdir Geri Gönderme Merkezi’nde tutsak edilen iki Filistinli kadın arkadaşımızın dosyasına 'Cumhurbaşkanına Hakaret' gerekçe gösterilerek kamu güvenliğinin ihlali dolayısıyla sınır dışı edilme kararı eklendi.
Petrol sevkiyatını durdur talebini yükseltmek kamu güvenliği ihlaline konu olamaz.
Gönüllü avukatlarımız tarafından bu karara itirazımızı gerçekleştiriyoruz. Arkadaşlarımızı alacağız.”
FİLİSTİNLİ DOSTLARIMIZIN YANINDAYIZ
Filistin için 1000 Genç hareketi, Filistinli arkadaşlarının Geri Gönderme Merkezi’nde alınmasının ardından sosyal medya hesapları üzerinden bu durumu kamuoyuna duyuracaklarını ve arkadaşlarından vazgeçmeyeceklerini belirtmişti. 30 Ağustos’ta sosyal medya hesaplarından AKP İstanbul İl Başkanlığı’na eylem çağrısı yaparak deport tehdidi altında olan arkadaşlarının serbest bırakılmasını istemişlerdi.
Sosyal medya hesaplarından eylemlerini nöbete çevirdiklerini duyuran grup üyeleri, “Buradan tüm siyasi partilere çağrımızı yineliyor, sorumluluklarını hatırlatıyoruz. ‘Erdoğan siyonistlerle işbirliğini kes’ dediği için cezalandırılan Filistinli dostlarımıza sahip çıkın, nöbetimize destek olun, soykırımı besleyen petrol vanalarının kapatılması talebini yükseltim!” çağrısı yapmışlardı. Filistin için 1000 Genç hareketinin yaptığı bu çağrıya karşılık olarak nöbet alanı Saadet partisi, Yeniden Refah Partisi, Türkiye İşçi Partisi ve DEM Partisi tarafından ziyaret edildi.
Filistin için 1000 Genç hareketi AKP İl Başkanlığı önünde polis tarafından ablukaya alınarak ‘Arkadaşlarının deport edilmemesi için’ 24 saat boyunca tuttukları nöbeti pazar günü Sultanahmet Meydanı’nda 1 Eylül Barış Günü ve arkadaşlarının serbest bırakılması için yapacakları eylemi duyurarak bitirmişlerdi.
'NATO VARSA BARIŞ YOK'
‘NATO Varsa Barış Yok’ pankartıyla Bayazıt meydanı’ndan Sultanahmet Meydanı’na yürüyen Filistin için 1000 Genç hareketi, basın açıklamalarında “Barış, kendi topraklarından edilmiş Filistinlileri Geri Gönderme Merkezi’ne göndererek mi gelecek?” dedi.
“Bugün Filistin direnişi barışın kimin için olduğunu göstermiştir, barış kim için ve kiminle gelecektir bu topraklara? Nato destekli Siyonist ordusunun Filistin halkını kırmasıyla mı? SOCAR'ın topraklarımızdan varil varil petrol taşımasıyla mı? Yoksa ikiyüzlü iktidarların boş söylemleri ile mi? Yoksa barış, kendi topraklarından edilmiş Filistinlileri geri gönderme merkezine göndererek mi gelecek? Direnişin bize öğrettiği gibi, barış ancak halkların özgür olmasıyla gelecek, barış holding sahiplerinin ve iktidarların İşgalci siyonist yapıyla barışacağı zamana denmez, Barış zamanı ancak ve ancak halklar, NATO'yu müstekbirleri, siyonistleri ve işbirlikçileri vatanlarından kovduğu zaman gelecektir.”
'DOSTLARIMIZ HAKLIDIR SEN SUÇLUSUN ERDOĞAN'
Slogan ve marşlarla eylemlerini sürdüren Filistin için 1000 Genç hareketi “Dostlarımız Haklıdır Sen Suçlusun Erdoğan”, “İşbirlikçile İkiyüzlüler Baskılar Bizi Yıldıramaz” sloganlarını atarak arkadaşlarını alana kadar mücadeleye devam edeceklerine dikkat çektiler.
“Biz yılmadık, yılmayacağız. Filistin direnişinin bize öğrettiği gibi barış, ancak işbirlikçiler ve onların orduları olan NATO'nun bu topraklardan çekilmesiyle gelecek. Ve yine direnişle iki arkadaşımızı alacağız!”
