Sedat Peker, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti'yi hedef almadığını fakat anlattıklarının oy kaybına yol açabileceğini söyledi. Bunun kendi sorumluluğu olmadığını belirten Peker, seçim dönemini işaret etti.
Beş gazetecinin ortak çalışması aynı zamanda Türkiye İşçi Partisi'nin (TİP) yolsuzluk raporu olan Duvar'da kitabı yayımlandı.
Kitapta, suç örgütü lideri Sedat Peker'le Ahmet Şık, Ertuğrul Mavioğlu, Timur Soykan, Bahadır Özgür ve Hakkı Özdal'ın yaptığı söyleşi de yer aldı.
Söyleşide Peker'in ifşaları ile birlikte yaşananlar ve aynı zamanda Peker'in geçmişine yönelik sorular da yer aldı.
Peker, AK Parti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı iktidardan düşürmek gibi bir amacının olmadığını kaydederken, açıklamalarıyla birlikte partinin yara aldığını fakat bu durumdan kendisinin sorumluluğu olmadığını belirterek seçim gündemini hatırlattı. Peker, "Turpun büyükleri her zaman heybede olur. Seçim öncesi heybedeki büyük turplar çıktığında neler olur hep beraber göreceğiz" diyerek ifşalarının gelecekte de devam edeceğine işaret etti.
Independent Türkçe'den Can Bursalı'nın Duvar'da kitabından ayrıntılarını hazırladığı söyleşi de öne çıkan konu ve başlıklar şu şekilde:
Peker, kendisine gönderilen sorulara yazılı olarak cevap verdi. Küçük bir kısmını aktaracağımız söyleşiden hemen önce, yazarların şu notu dikkati çekti:
"Kendi geçmişi ve karıştığı öne sürülen suçlamalarla ilgili sorularımızı da yanıtsız bırakmakla kalmayıp sadece kendisinin kirli olmadığını söyleyen bu söyleşi, Sedat Peker'in söyledikleri kadar gizlediklerini de ortaya koyuyor."
'SİZİN KADAR TEMİZ OLAMADIM'
"Öne sürdüğünüz iddialar, yaptığınız ifşalar AKP iktidarı döneminin kirini, suç ilişkilerini anlatıyor. Kendi geçmişinizde karıştığınız birtakım olaylar da o dönemin iktidarlarının benzer kirleri ve suç ilişkileriyle ilgiliydi. Neden anlatmıyorsunuz?" sorusuna verdiği yanıt, kendisiyle ilgili sorularda epey agresif olduğunu gösteriyor:
"Belki sizin anneniz babanız sizi çamaşır suyuyla yıkadığı için sizler kendinizi çok temiz görüyor olabilirsiniz. Ancak benim annem babam galiba beni sabunla yıkadı. Sizin kadar temiz olamadım. Geçin bu işleri, geçin. Ben insan denen canlıyı tanıdım, benden uzak olun yeter."
'SERVET BİRİKTİRMEDİM, DOST BİRİKTİRDİM'
Kendisinden ricacı olan AK Parti'li ismin Metin Külünk olduğunu, görüşme yapan gazetecinin ise Fatih Tezcan olduğuna değinen Peker, kendisine en çok bilgi akışının AK Parti içinden olduğuna ileri sürdü.
Peker, devlet bürokrasisi içinden ve siyasilerden kendisine akan bilgiler konusunda iddialı: "Takdir edersiniz ki belki sizlerin arkadaş grubunuzun içinde bile bilgi aldıklarım vardır. Ben servet biriktirmedim (bazıları inanmasa da), ben dost biriktirdim."
'SÜLEYMAN SOYLU'NUN TEK ARZUSU CUMHURBAŞKANI OLMAKTI'
Peker, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ve Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem Müdürü Hasan Doğan'ı takip ettirdiğine yönelik iddiasına yönelik soruya yanıtı ise şöyle:
"Süleyman Soylu'nun tek bir arzusu ve hedefi vardı, cumhurbaşkanı olmak. Tabii ki ben de bunu istiyordum. Öyle ya, babasını tanıdığım tarih 1992'ydi, yani 29 sene. Diyorum ya, benim dönüş biletimdi. Kendini de yaktı, beni de yaktı. Cumhurbaşkanı olması için yeni edindiği bazı dostları geçmiş kinlerinden dolayı beni oyunun dışına çıkarmak istediler. Belki bu kazığı unutabilirdim, ancak aileme yapılan saygısızlık bu filmin sonu oldu. İbrahim Kalın ve Hasan Doğan'ın Ak Parti'de ciddi bir ağırlığı var. Bu iki ismi şantajla etkisiz hale getirebilseydi Cumhurbaşkanlığı hayalinde çok önemli bir şey başarmış olurdu. Ancak dedim ya, Cumhurbaşkanlığı işi artık yalan oldu. Belki ilerleyen yıllarda tutuklandığında yatacağı koğuşun meydancısı olur.
Peker, çektiği videolarda Süleyman Soylu'yu neden hedef aldığını ise şöyle anlattı:
"Süleyman Soylu beni hedef almasaydı ben kendisini asla hedef almayacaktım. Pelikancılar ve Mehmet Ağar üzerinden savaşı devam ettirecektim. Süleyman Soylu'nun babasıyla tanıştığım günden bu zamana kadar yaşananlara bakınca bana böyle bir şey yapacağını düşünmüyordum. Ancak bu savaşa dahil olmak isteyecek tüm baskın karakterlerle ilgili hazırlığımı yapmıştım. Süleyman Soylu da baskın bir karakter. Beni harcayabileceğini düşündüler, kendilerini çok büyük gördüler."
'AHMET HAKAN'IN DÖVÜLMESİ İLE İLGİM YOK'
Eski AK Parti Milletvekili Feyzi İşbaşaran'ın karakolda dövdürülmesi, Hürriyet gazetesine yapılan baskın gibi konularda Metin Külünk'ün elçilik yaptığını öne süren Peker, Ahmet Hakan'ın dövülmesi olayında kendisinin bir rolü olmadığını hususunda ise "Ahmet Hakan'la tanışmışlığım var. Kendisini evinde de ziyaret ettim. Bu yüzden benim böyle bir olayın içinde olmayacağım düşünüldüğünden belki başka birine rica etmiş olabilirler. Ancak benim bu konuyla ilgim yok" ifadelerini kullandı.
'İZMİR LİMANI'NDA AĞAR VE YILDIRIM HABERİ OLMADAN HİÇBİR İŞ YAPILAMAZ'
Peker'in önemli bir iddiası da eski Başbakan ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Binali Yıldırım'ın oğlu Erkam Yıldırım'la ilgili.
Peker, "Kolombiya'da yakalanan 4,9 ton kokainin Türkiye'deki alıcısı hakkında halen açıklama yapılmadı ama sizin açıklamalarınızdan sonra yakalanan kokain miktarı Türkiye'nin bir kokain rotasına dönüştürüldüğünü ortaya koyuyor. Mehmet Ağar'ın kokain kaçakçılığının "ortasında olduğuna" dair iddialarınız neye dayanıyor?" sorusuna şu yanıtı verdi:
"Benim söylediğim, doğruluğu hakkında diyet ortaya koyduğum bütün her şeyin doğruluğu zaten ortaya çıktı ve de çıkmaya devam ediyor. İzmir Limanı'nda Mehmet Ağar'ın ve Erkam Yıldırım'ın haberi olmadan hiçbir yasadışı iş yapılamaz. Mersin Limanı da keza aynı şekildedir. Bu konularla ilgili ileriki zamanlarda yapacağım paylaşımlarda yeni bilgilere detaylıca yer vereceğim. Mübariz Mansimov'un elinden oyuna getirilerek alınan Bodrum'daki marina da bu kaçakçılığın parçasıdır. Tonlarla ağırlığı olan kokainler İzmir-Mersin limanına geldikten sonra Bodrum'daki marinaya gelen 40 metrelik gösterişli yatlarla Ortadoğu pazarına taşınırdı. Bu tabii ki uyuşturucunun sadece bir rotası."
'PAYLAŞTIĞIM BİLGİLER İKTİDARIN OYUNU DÜŞÜRÜRSE BENİM SORUNUM DEĞİL'
Peker'in "Anlattıklarınız, örtülü sözlerinizle karşımızda AKP ve Recep Tayyip Erdoğan'ı iktidardan indirmeyi amaçlamış bir Peker görüyoruz. Neden? Amacınız nedir?" sorusuna, "AK Parti'yi veya Recep Tayyip Erdoğan'ı iktidardan indirmek gibi bir gayem yok. Ancak bir şey söylüyorum, bana ve aileme karşı namussuzluk yapıldı diyorum. Devletin namusu olur diyorum. Bu namussuzluğu yapanlara karşı mücadele ederken paylaştığım bilgiler mevcut iktidarı yaralarsa, oyunu düşürürse bu benim sorunum değil. Bu onların sorunu. Ve kamuoyu araştırmalarında gördüğümüz, şu ana kadar paylaştıklarım ciddi oranda zarar vermiş. Turpun büyükleri her zaman heybede olur. Seçim öncesi heybedeki büyük turplar çıktığında neler olur hep beraber göreceğiz" şeklinde konuşarak yanıtladı.