Diyarbakır'da hayatını kaybeden 8 yaşındaki Narin Güran cinayetinde yeni bir gelişme yaşandı. Cinayetle ilgili yapılan haberler ve sosyal medyada yer alan paylaşımlardan duydukları rahatsızlığı dile getiren Güran ailesi, bazı gazeteciler ve sosyal medya fenomenleri hakkında suç duyurusunda bulundu. Aile, bu tür haberlerin kendilerine yönelik büyük bir saldırı olduğunu ve şeref ve haysiyetlerini zedelediğini belirtti.
Diyarbakır'da 8 yaşındaki Narin Güran'ın vahşice öldürülmesiyle sarsılan Türkiye'de yeni bir gelişme yaşandı. Cinayetle ilgili yapılan haberler ve sosyal medyadaki paylaşımlardan duydukları rahatsızlığı dile getiren Güran ailesi, bazı gazeteciler ve sosyal medya fenomenleri hakkında suç duyurusunda bulundu.
Aile, bazı yayın organlarında ve sosyal medya platformlarında yer alan "Narin Güran'ın baba evinde öldürüldüğü kesinleşti" şeklinde haberlerin gerçeği yansıtmadığını belirterek, bu durumun hem kendilerini hem de kamuoyunu yanıltığını ifade etti. Ailenin avukatları, bu tür haberlerin soruşturmayı etkileyebileceğini ve ailenin daha fazla acı çekmesine neden olduğunu vurguladı.
Güran ailesi açıklamasında, "Kızımızın katil veya katillerinin bulunarak en yüksek ceza ile cezalandırılması ve adaletin tecellisinin öncelikli amaçlarımızdır" diyerek adalet talebinde bulundu. Aynı zamanda, bazı sosyal medya fenomenlerinin takipçi kazanma amacıyla, bazı gazetecilerin ise popülerlik uğruna gerçek dışı haberler ürettiğini belirterek, bu kişilerin insafsızca hareket ettiğini ifade etti.
Aile, bu tür haberlerin kendilerine yönelik büyük bir saldırı olduğunu ve şeref ve haysiyetlerini zedelediğini belirtti. "Masumiyet karinesi" ilkesine dikkat çeken aile, suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar kimsenin suçlu sayılamayacağını vurguladı.
Açıklamada, kızları Narin’i menfur bir hadise sonucu kaybetmenin derin üzüntüsü ve yası içerisindeyken sosyal medya ve basın aracılığıyla hiçbir temele dayanmayan, tamamen gerçek dışı yayınların yapıldığı, başta kadınlar olmak üzere ailenin onuruna yönelik saldırıların yapıldığı ifadelerinin yer aldığı açıklamada, “Ailemizin yaşadığı derin ve tarif edilmez acı görmezden gelinerek bazı sosyal medya fenomenlerinin takipçi ve izlenme sayısını arttırma, bir gazetecinin ise bu acı olay üzerinden popüler olma hevesi ile insafsızca gerçek dışı haberler üretmeye ve yaymaya devam ettiği tespit edilmiş olup bu kişiler hakkında gerekli suç duyurularında bulunulmuştur” denildi.
SALDIRILAR TELAFİSİ MÜMKÜN OLMAYAN MAĞDURİYET OLUŞTURMUŞTUR
Yazılı, görsel basın ve sosyal medya aracılığıyla kişilerin şeref ve haysiyetine yönelik yapılan saldırıların telafisi mümkün olmayan mağduriyet oluşturduğu ifadelerinin yer aldığı açıklamada, şunlar kaydedildi:
“Ailemiz dahil toplum vicdanının tatmini ve adaletin tecellisi için ''Narin kızımızın kim veya kimler tarafından öldürüldüğü, neden öldürüldüğü'' sorularının şüpheye yer bırakılmayacak şekilde somut delillerle açıklığa kavuşturulması ve olayın fail veya faillerin en ağır şekilde cezalandırılması gerektiği kuşkusuzdur. Narin kızımızın katledilmesi nedeniyle ailemizin yaşadığı acıya ortak olan, Narin’ i tıpkı kendi kızları gibi benimseyip, acısını yüreğinde yaşayan ve soruşturmayı takip eden iyi niyetle olayın aydınlatılması için fikir beyan eden, herkese şükranlarımızı sunarız. Somut delile dayanmayan ön yargılarla birilerini peşinen suçlu ilan etme ve hakaret içerikli ölçüsüz ifadelerin sürekli kullanıldığını, sosyal medya ve basın aracılığıyla soruşturma dosyasının yönlendirilmeye çalışıldığı, delilsiz soyut senaryoların üretildiği gözlemlenmiştir. Çocuğunu kaybeden bir ailenin acısına ilaveten acımasız bir şekilde kirli bilgilerle yazılı görsel basın ve sosyal medya aracılığıyla kişilerin şeref ve haysiyetine yönelik yapılan saldırılar telafisi mümkün olmayan mağduriyet oluşturmuş.
‘Masumiyet karinesi’ gereğince suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz ilkesinin hatırlatıldığı açıklamada, “Bağımsız yargının kuracağı kesin hükme kadar kişilerin lekelenmeme hakkına saygı duyulması, ön yargılarla suçlu ilan edilmemesi, şeref ve haysiyetine yönelik saldırılardan kaçınılması gerekmektedir. 6 Ekim 2024 tarihli ‘‘Narin Güran’ın baba evinde öldürüldüğü kesinleşti. DNA incelemesi ve daraltılmış HTS kayıtlarına ilişkin raporun soruşturma dosyasına geldiği’’ şeklindeki haberlerin gerçek dışı olduğu, Cumhuriyet Başsavcılığı ile avukatlarımız arasında gerçekleşen görüşmede yetkililer tarafından ifade edilmiştir. Dezenformasyonun önlenmesi için Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına avukatlarımız aracılığıyla yaptığımız başvuruda kamuoyunun yetkili makamlar tarafından bilgilendirilmesi hususunda ki talebimize olumlu yanıt verilmesi beklentimiz ile doğrudan yetkili makamlar tarafından yapılmamış dayanaksız haber ve paylaşımlara itibar edilmemesini, kamuoyuna saygıyla duyurulur.”