Murat Ülker, geçmişteki dünya savaşlarının nedenlerini ve sonuçlarını değerlendirerek, artan jeopolitik gerilimlerin olası bir üçüncü dünya savaşını tetikleyip tetiklemeyeceğini tartışıyor. Ülker, global iş dünyasının bu yeni gerçekliklerle nasıl başa çıkabileceği üzerine önemli görüşler paylaşıyor.
Küresel iş dünyası lideri Murat Ülker, dünya tarihindeki iki büyük savaşın nedenlerini ve sonuçlarını ele alarak, olası bir üçüncü dünya savaşı senaryosunun gerçekçi olup olmadığını tartıştı. Ünlü tarihçi Niall Ferguson'ın Bloomberg'de yer alan analizlerine atıf yaparak konuşan Ülker, geçmişte yaşanan savaşların unutulmasının ve günümüzde artan jeopolitik gerilimlerin dünya barışı için ciddi riskler taşıdığını vurguladı.
Ülker, "Eğer 3. Dünya Savaşı Hayal Bile Edilemez Diye Düşünüyorsanız, Bunu Okuyun" başlıklı yazıda, Amerikalıların Afganistan'daki yenilgiyi çabucak unuttuklarını ve Çin'in teknolojik üstünlüğü sayesinde Tayvan krizinden kaynaklanabilecek bir dünya savaşını kazanmasının neden mümkün olabileceğini belirten Ferguson'a atıfta bulundu. Ferguson ayrıca, Amerika'nın Vietnam'daki başarısızlığından ve Vietnam halkının asıl kaybeden olduğundan bahsetti.
'GEÇMİŞTEN DERS ALMAK GELECEK İÇİN KRİTİK ÖNEMDE'
Murat Ülker, "Geçmişten ders almak, geleceği şekillendirmek için kritik öneme sahip. Birinci Dünya Savaşı, Almanya ve Avusturya-Macaristan'ın, Britanya ve Fransa tarafından neredeyse tamamen kontrol edilen dünya ticaretinden daha fazla pay almaya çalışmasıyla başladı ve bu çatışmalar sonunda faşizmin yükselişine ve İkinci Dünya Savaşı'na zemin hazırladı" dedi.
'KALICI BARIŞ İÇİN PROAKTİF ÇÖZÜMLER GEREKLİ'
İkinci Dünya Savaşı'nın ardından dünya "komünistler" ve diğerleri diye ikiye bölündüğünü hatırlatan Ülker, Soğuk Savaş döneminde her iki tarafın da dünyayı birkaç defa yok edebilecek nükleer silahlar ürettiğini belirtti. Ülker, "Bugünün dünyasında teknoloji, özellikle siber güvenlik ve yapay zeka gibi alanlarda yaşanan gelişmeler, yeni çatışma alanlarını ve savaş biçimlerini değiştiriyor. Global liderler ve toplumlar, potansiyel tehlikelere karşı uyanık olmalı ve kalıcı barış için proaktif çözümler geliştirmeli" şeklinde konuştu.
'ÖNGÖRÜLEBİLİRLİK AZALDIKÇA RİSK YÖNETİMİ ÖNEM KAZANIYOR'
Ülker, jeopolitik gerilimlerin arttığı ve teknolojik rekabetin kızıştığı bir dönemde, küresel iş dünyasının bu yeni gerçekliklerle nasıl başa çıkacağına dair stratejiler üzerinde durdu. "İş dünyası olarak, sürekli değişen küresel siyaset karşısında esnek ve uyarlanabilir olmak zorundayız. Öngörülebilirlik azaldıkça, risk yönetimi ve dayanıklılık daha da önem kazanıyor" diyerek, iş dünyasının önümüzdeki dönemde karşılaşabileceği zorluklara dikkat çekti.
Ülker, dünyanın farklı bölgelerindeki iş insanları ve politika yapıcılarla iş birliği içinde olmanın, global çapta sürdürülebilir ve barışçıl bir gelecek için elzem olduğunu vurguladı.