İş dünyasında etkili bir oyuncu olmanın sırlarını paylaşan Murat Ülker, kişisel blogunda bu konuya dair derinlemesine bilgiler veriyor. Ülker, hem kendi deneyimlerinden örnekler sunuyor hem de etkili oyuncuların iş yerinde nasıl fark yaratabileceğini anlatıyor.
İş dünyasında etkili olmak, bireysel başarıların ötesinde, tüm kurumu ilgilendiren bir konudur. Murat Ülker'in kişisel blogunda paylaştığı yazıda, iş yerlerinde etkili oyuncuların takımlar ve genel işleyiş üzerinde nasıl dönüştürücü bir etki yaratabileceğine dair çarpıcı bilgiler yer alıyor.
ETKİLİ OYUNCULARIN ÖZELLİKLERİ
Murat Ülker, etkili oyuncuların zeki, yetenekli ve sağlam iş ahlakına sahip olduklarını belirtiyor. Zorluklarla başa çıkma, yöneticilerle etkili çalışma ve sürekli gelişim gibi konulara odaklanarak, iş yerinde fark yaratabilecek davranış biçimlerini açıklıyor.
ETKİLİ OYUNCULARIN İŞ DÜNYASINDAKİ ROLÜ
Ülker, etkili oyuncuların sadece sorunları çözmede değil, aynı zamanda kurum kültürünü şekillendirme ve iş arkadaşlarına ilham verme gibi daha geniş roller üstlendiğini vurguluyor. Yazısında, yöneticilerin bu tür çalışanlardan beklediği katkının ortalama olarak diğer çalışanlara göre üç kat daha fazla olduğunu belirtiyor.
ETKİLİ OYUNCU OLMANIN PRATİK YOLLARI
Murat Ülker, kendi kariyer yolculuğundan örneklerle, zorluklarla başa çıkma, değişimlere uyum sağlama ve sürekli öğrenme gibi etkili oyuncu olmanın pratik yollarını anlatıyor. Özellikle, belirsizlikler karşısında proaktif davranışın önemine değiniyor.
ETKİLİ OYUNCULUK VE LİDERLİK
Yazıda, etkili oyuncuların nasıl öne çıkıp, zor zamanlarda liderlik yapabileceğine ve ekibi doğru yönde motive edebileceğine dair öneriler bulunuyor. Ülker, gerçek dünya örnekleriyle, etkili liderliğin sadece yönlendirme olmadığını, aynı zamanda takip etme ve ekip çalışmasıyla desteklenmesi gerektiğini anlatıyor.
İşte Murat Ülker'in "Şirkette Etkili Bir Oyuncu Musunuz?" başlıklı yazısının tam metni:
Liderlik ve kolektif zeka konusunda çalışmalarıyla tanınan, dünyanın en iyi liderlik düşünürü arasında ilk 50de adı geçen Liz Wiseman ilginç bir kitap yazmış. Özellikle etkili oyuncuların, sporda tüm takımı nasıl değiştirdiğinden yola çıkarak, iş yerinde etkili oyuncuların tüm işi nasıl etkileyebileceğini anlatıyor.
Etkili oyuncular, bireysel olarak kayda değer bir katkı sağlarken aynı zamanda tüm ekip üstünde son derece büyük bir pozitif etkisi olan kişiler. Araştırmacı aynı etkili bir sporcu gibi iş yerindeki yıldızların da bir tarzı olduğunu söylüyor.
Onlar zeki ve yeteneklidirler, iş ahlakları sağlamdır. Ancak atletizmdeki etkili oyuncular gibi onların yöntemleri de çeşitlidir. Zihinsel olarak üstündürler. Kendilerine nasıl bir rol biçtikleri, yöneticileri ile nasıl çalıştıkları, zorluk ve belirsizliklerle nasıl baş ettikleri ve gelişmeye ne kadar açık oldukları gibi…
Ekte size kısa notlar halinde etkili oyuncuların özelliklerini, nasıl davrandıklarını ve alışkanlıklarını sıraladım. Siz de ETKİLİ OLMAK ister miydiniz?
Liz Wiseman burada hevesten söz etmemiş. Ama işinizde, başarıya duyulan heves de çok önemli ve etkili bir faktördür başarılı olmak için! Hevesli bir satıcının tüm diğer şartlar ve imkanlar aynı olmak şartıyla misliyle satış başarısına sahip olduğu bilinmektedir. Ben başarımızın hep yılmadan her gün aynı şeyleri tekraren yapmaktan ve her gün daha iyi yapmaktan ibaret olduğunu söylerim. Bu söylemesi kolay ama başarması zor bir şeydir. Ama tabii yaparsanız sizi çok güçlü kılan bir sihire sahip olursunuz.
Bir keresinde Hicaz’da bir piyasa GOYAsında ikinci gündü, bana sunulan her şey fevkalade idi. Ben: Arkadaş her gün aynı şeyi tekraren ve daha fazlasını hedefleyerek nasıl başarıyorsunuz, bıkmıyor musunuz? Bu azminizin sırrı nedir? diye sordum. Aldığım cevap ilginç, umut verici idi ve ben yeniden motive olmuştum: Olur mu Murat bey, biz her günün sonunda başarılarımızdan mutlu bir şekilde eve dönüyor ve yarın da başaracağız ve daha iyisini yapacağız diye seviniyoruz, olmuştu.
Darısı başınıza…
Tipik çalışanlar, tembel değillerdir, yetenekli gayretli çalışkandırlar. İşlerini iyi yaparlar, emirleri dinlerler, işi sahiplenirler, odaklanırlar ve kendilerinden beklenileni yaparlar. Pek çok yönden her yöneticinin ekibinde görmeyi isteyeceği türden çalışanlardır.
Etkili oyuncuların farklı olarak izledikleri yol, profesyonellerin kontrol edemedikleri durumlarla nasıl başa çıktıklarındadır. Tipik çalışanlar sıradan durumlarda kusursuz davranırlar. Ancak belirsizlikten kolay etkilenirler ve atıl kalırlar. Etkili oyuncular ise deneyimli bir yüzücünün yaklaşan büyük bir dalganın içine atlaması gibi doğrudan karmaşanın içine dalarlar. Değişiklik onlar için göz korkutucu değil, merak uyandırıcıdır. Sorunları işlerinin bir parçası olarak görürler. Belki de esas iş odur. Bu sadece onların değil herkesin işidir, öyle kabul ederler.
Etkili oyuncular belirsizlik karşısında başka tepkiler verir
Etkili oyuncular, diğerleri donup kalırken harekete geçer, belirsizlikleri bir fırsat olarak görür, başka tepkiler verir:
İhtiyaç duyulan işi yap: Etkili oyuncular karmaşık sorunlarla baş ederken kurumun ihtiyacı olan yapılması gereken asıl işin üstesinden gelmek üzere işin ötesini de çalışırlar. Diğer tipik oyuncular daha dar pencereden bakarak sadece sorumluluklarını yerine getirirler. Aslında etkili oyuncular yapılması gerekeni gerçekleştirmişlerdir.
Öne çık/geri çekil: Etkili oyuncular bir işte sorumlu kişi belirsiz ise öne çıkar, önderlik ederler. Emir/talep beklemeden işi başlatır ve diğer oyuncuları dahil ederler. Halbuki roller belirsiz olduğunda çoğu oyuncu seyirci kalır, ya başkalarının sorumlu olduğu, ya da ne zaman, ne yapmaları gerektiğinin söyleneceği varsayamı ile beklerler. Tipik oyuncular yönlendirmeye ihtiyaç duyarken etkili oyuncular öne çıkar ve yönlendirir.
Daha güçlü bitir: Etkili oyuncular işten netice almaya meyyaldir; süreç zorlaştığında ve öngörülemeyen sorunlarla karşılaşsalar bile yine de işi bitirirler. Tipik oyuncular ise bu durumdan kaçınırlar. Onlar işler zora girdiğinde ya üst makamlara bildirirler, ya da atıl kalırlar.
Öğren ve uyum sağla: Etkili oyuncular, değişen durumlara diğerlerinden daha hızlı uyum sağlarlar çünkü bunu öğrenmek ve büyümek için fırsat olarak görürler, değişimi yönetmeye gayret ederler.
İşi hafiflet: Etkili oyuncular, tüm ekip artan baskı ve talepler altında kaldığında işi kolaylaştırırlar. Bunu başkalarının işini üstlenerek değil uyum içerisinde beraber çalışarak yaparlar. Bu da stresi azaltır ve çalışma ortamını mutlu kılar.
Şimdi karar sizin, işinizi yapmak mı, ihtiyaç duyulan işi yapmak mı?
Yöneticilerden etkili oyuncuların diğerlerine göre katkısının değerini ölçmeleri istendiğinde ortalamada üç katından fazla değer kattığını söylediler. Etkili oyuncular kendi kendilerini yönetme eğilimindedirler ve sadece işi bitirmekle kalmaz aynı zamanda doğru şekilde yaparlar; hatırlatılmadan eksiksiz olarak tamamlar ve kurumda güvence ve gönül rahatlığı oluştururlar. Onlar kurum kültürünü şekillendiren kişiler oldukları için iş arkadaşları onlara saygı duyar ve onları taklit etmeye çalışır. Döngü bu şekilde sürdükçe kurum etkili oyunculara yatırım yapar.
Etkili oyuncu olmak isteyenler şu alışkanlıkları kazanmalılar:
Alışkanlık 1:
Oyunu öğren, görevin nedir?
Hedefleri anla ve takip et!
Kuralları bil ve uygula!
İleri doğru empati kur, işine yöneticinin gözünden de bak.
Gündemi fark et, çünkü bu nadiren yazılıdır.
Alışkanlık 2:
İhtiyaç duyulan yerde çalış, sadece göreve değil, ihtiyaca da odaklan.
Sorunun peşine düşmek: Sorunları çözdükçe etkin artar.
Alışkanlık 3:
Tutkuyla çalışan etkili oyuncuların kurumsal bir amacı vardır. Kişisel tutkularına gem vururlar.
Yapmanız gerekenler
Yöneticiler bir işi halledip ileriye taşıyacak birine devretmek isterler. Yöneticiler ne yapacaklarını söylemelerini bekleyen birini seçmezler. Yöneticiler en önemli işleri sadece yetenekli olanlara değil istekli ve yetenekli olanlara verirler. Onçin:
Kendini dahil et: Öne çıkmak için bir fırsat varsa ilk adım, olayların gerçekleştiği yerde olmaktır. Genellikle kimse seni davet etmez, kendi kendini davet et. Birilerinin seni keşfetmesini ve davet etmesini beklerken hangi fırsatları kaçırıyorsun?
Sorumluluk üstlen: Birlikte çalışması kolay, fedakar bir ekip üyesi ol. Gerektiğinde liderlik et.
Güveni kazan: Liderlerin doğru tercih yapacak insanlara ihtiyacı vardır. Ekibe dahil olmadan veya güven kazanmadan önce bir meslektaştan destek istemek yanlış olur.
Başkalarını dahil et: Doğru soruları sorunuz. Eğer bir çözüm yolu bulmak istiyorsanız insanları dahil edin ve soruna ışık tutun. Etkili oyuncular bir araya gelmekten doğan gücü kullanarak zımnen liderlik edebilirler, ortak bir bakış açısı oluşturabilirler. Zımni lider ekibin harekete geçmesi için rehberlik eder ve gereken ivmeyi oluşturur.
Geri Çekil: Gerektiğinde nezaketle geri çekilmeyi becerebil. Hem liderlik yapabilen hem de takip eden, pas veren ve zaferi paylaşan çok yönlü oyuncu ol.
Kahramanlar yarat: Ekip arkadaşlarına fırsat yarat, ön plana çıkar ve birden fazla kazanan ve potansiyel lider olması için ekibine liderlik et.
Diğerlerini takip et: En iyi liderlik etme şeklidir ancak onlar durumun gerektirdiği gibi bir yükselen ve bir geri çekilen akışkan liderlerdir. Bu daimi liderlerin zihniyetinden kökten farklı bir zihniyettir, kariyer odaklı yönetici bir kez liderlik rolüne alınıp patron olduğunda bu yaşam boyu onların rolüymüş gibi davranır.
Tuzaklar ve dikkat dağıtıcı unsurlar
Otoriteye saygı duymak, davetsiz misafir addedilmemek, patronluk taslamamak isterken katkıda bulunmak ve liderlik fırsatını kaçırabiliriz.
Eşitlerden oluşan bir takımda ısrar etmek de başka bir tuzaktır. Gereğinden fazla akran iş birliğinde ısrar sizce neye sebep olur?
Eşitlikçi ekip çalışması yuvarlak masada bir araya gelindiğinde iyi sonuç verebilir, fakat bir sonraki toplantıyı kimin planlayacağı, kimin diğer departmanlarla bağlantı kuracağı belirsiz olduğunda işler karışabilir.
Roller belirsiz olduğunda insanlar sıkışır kalır. İş birliği ve liderlik birbirinden uzak şeyler değildir. Her ikisini birlikte uygulamak tavsiye edilir. Bir organizasyonda oyun kurucular olduğunda resmi otoriteye daha az ihtiyaç duyulur, çünkü insanlar kendilerini aşan sorunlarla uğraşırken bazen onları çözmek yerine daha güçlü, üst seviyeye taşır. Bu arada bazılarının da dikkatleri dağılır, cesaretleri kırılır ve tamamen dururlar. Zor projelerden kaçınmayı ve onları daha üst kademelere taşımayı tercih ederler. Buna karşılık etkili oyuncular öngörülemeyen engellere ve zorluklara rağmen işin eksiksiz yapılmasını, netice alınmasını sağlarlar.
NETİCE
Kitapta yazar etkili oyuncuları incelerken onların kendilerine has bir davranışla ekibin misyonunu zora sokan sorunları çözmek için engellere direnmek ve günlük sıradan zorlukların üstesinden gelmek için olağanüstü bir zihinsel yetenek geliştirmiş insanlar olduklarını görmüş.
İşin sonunu getirme ve başladıkları şeyi tamamlamak: Bu odaklanmış, işine sahip çıkan, hatırlatmaya gerek olmadan işi neticelendiren insanlarda bulunan bir başarmak dürtüsüdür. Çözülmemiş sorunlar ve tutturulmayan hedefler onları rahatsız eder.
Onlar dirençlidir, yılmazlar. Aksiliklerin ardından kendilerini toparlarlar.
Etkili oyuncuların beş özelliği şunlardır;
Sahiplenmek
Dürüstlük
Birlikte çalışması kolay, sevecen, cana yakın ve pozitiftirler
Hızlı öğrenirler
Güçlü yanlarını işe yansıtırlar
Sahipliği sürdürün: Etkili oyuncular kontrolleri dışındaki sorunlu durumlarda, herhangi bir engel karşısında caymazlar. İşler zorlaştığında vazgeçmezler.
Destek çağırmak: Çoğumuz ne zaman yardıma ihtiyacımız olduğunu biliriz fakat pek azımız yardım istemekten hoşlanırız. Hatta pek çokları için bu hiç hoş olmayan bir şeydir. Etkili oyuncular ise, destek istediklerinde ilerlemek için tavsiye veya aksiyon almanıza ihtiyacım var, demektedirler. Zamanında harekete geçmek çok önemlidir.
Engelleri görmek: Engelleri aşmanın bir yolu da onları tahmin etmektir. Sorunları önceden tahmin ederek, engelleri ilerleme basamakları olarak kullanıp ilerleyebiliriz. Bu bizi dirençli kılar.
Ya ben?
Şimdi size kendimden örnekle etkili bir oyuncu nasıl yetiştirilir, anlatayım:
Ülker’de Topkapı’da işe başladığımda birkaç sene nobody, nowhere olarak çalıştım. Ne işim, ne unvanım, ne de oturacak bir sandalyem vardı. Ama her yerde her şeye tebelleş olurdum. Büyük bir merakım ve hevesim vardı. Patron (babam) benim yetişmem için böyle davranıyordu.
Onun asistanlarının penceresiz odasında bir tabure edinmiştim. Onlardan biri kalktığında masada çalışma imkanım oluyordu. Daha sonra kuzenlerim: Amca bunun unvanı yok ama her şeye karışıyor, diye itirazı üzerine benim kendime bir unvan bulmam gerekti. Kontrol koordinatörü diyordum kendime, her şeyi anlamaya, öğrenmeye çalışıyordum ama hiçbir yetkim yoktu. Sonra zamanla onu da elde edecektim.