Kastamonu'nun gizemli topraklarında saklanan geçmiş gün yüzüne çıkıyor. Onlarca kişiye başkentlik yapan Kastamonu yüzlerce yıllık geçmişi toprak altında saklıyor. 2100 yıllık geçmiş Kastamonu'da gün yüzüne çıkarıldı. Resmen turist yağmuruna tutulacak.
HİLAL NAS
Kastamonu'nun Taşköprü ilçesi, uzun yıllardır sakladığı bir sırrı daha açığa çıkarıyor. Zımbıllıtepe'nin altında, tam 2100 yıl önce genç general Pompey tarafından kurulan görkemli Roma şehri Pompeiopolis, adeta yeniden doğuyor! Efes ve Zeugma gibi antik kentlerle yarışan bu tarihi hazine, yapılan kazılarla bütün ihtişamıyla gözler önüne seriliyor. Taşköprü, tarihin tozlu sayfalarından silkinip, adeta bir zaman yolculuğuna çıkarıyor.
POMPEY'İN İZİNDE: PAFLAGONYA'NIN BAŞKENTİ
Tarih sahnesinde "Büyük Pompey" olarak anılan genç general, M.Ö. 64-63 yıllarında Anadolu'da fırtınalar estiriyordu. Karadeniz kıyılarını Roma topraklarına katarak Pontus Krallığı'na son veren Pompey, bugünkü Kastamonu ve çevresini "Paflagonya" olarak adlandırdı. İşte bu bölgede, Taşköprü yakınlarında Pompeiopolis'i kurarak Paflagonya'nın başkenti yaptı. Şehir, o kadar stratejik bir konuma ve öneme sahipti ki, zamanla "Metropolis" olarak anılmaya başlandı. Roma İmparatorluğu'nun aristokrasisine birçok isim yetiştirdi ve kilise için de önemli bir merkez haline geldi. Pompeiopolis, Roma İmparatorluğu'nun yükselişine tanıklık etmiş, zenginlik ve güç sembolü olmuştu.
TOPRAĞIN ALTINDAKİ SESSİZLİK VE YENİDEN DOĞUŞ
Pompey'in kurduğu bu görkemli şehir, Selçukluların 13. yüzyılda gelmesiyle Taşköprü adını aldı. Ancak, zamanla önemini yitiren şehir, 14. yüzyıldan itibaren terk edilmeye başlandı ve toprak altında sessizliğe gömüldü. Yüzyıllar boyunca toprağın altında uyuyan bu antik şehir, Zımbıllıtepe adıyla anılan bir tepeye dönüştü. Taki, 2006 yılında yapılan keşif kazısına kadar... O zamandan sonra Zımbıllıtepe'nin sırları yavaş yavaş gün yüzüne çıkmaya başladı. 2012'de ise kazı çalışmaları hız kazandı ve o günden sonra tarihi bulgular ardı ardına gelmeye başladı.
EFES VE ZEUGMA'YA RAKİP: POMPEIOPOLIS YENİDEN YÜKSELİŞTE
Son yıllarda yapılan arkeolojik çalışmalar, Pompeiopolis'in Efes ve Zeugma gibi, toprağın altında bütün ihtişamıyla durduğunu ortaya koydu. Bu yıl yapılan kazılarla, antik tiyatrosu ve odeonu (konser salonu) gün ışığına çıkarıldı. Tiyatro ve odeonun aynı antik kentte bulunması, Pompeiopolis'i bölgede eşsiz kılıyor. Kazı çalışmaları sırasında bulunan 2 Afrodit heykeli de, bu antik kentin ihtişamını gözler önüne seriyor.
MOZAİKLER YENİDEN YERİNDE: LÜKS YAŞAMIN İZLERİ
Pompeiopolis'te sadece kamusal yapılar değil, aynı zamanda zengin Roma villaları da bulundu. Bu villalardan biri, tam 1800 metrekarelik bir alana yayılıyor ve Anadolu'nun en büyük villalarından biri olarak kabul ediliyor. Villanın mozaikleri, büyük bir titizlikle restore edilerek yeniden yerlerine yerleştirildi. Bu mozaikler, o dönemdeki yaşamın lüksünü ve zenginliğini gözler önüne seriyor. Bu zengin yaşam izleri, Pompeiopolis'in Roma dönemindeki önemini ve zenginliğini bir kez daha kanıtlıyor.
GELECEĞE MİRAS: TAŞKÖPRÜ'NÜN YÜKSELİŞİ
Kazı çalışmalarına başkanlık eden Doç. Dr. Mevlüt Eliüşük, çalışmaların "Geleceğe Miras Projesi" kapsamında hızlandığını belirtiyor. Tiyatro ve odeonun restorasyon projeleri tamamlanarak 2025 yılında uygulamaya geçilmesi hedefleniyor. Taşköprü Belediye Başkanı Hüseyin Arslan ise, Pompeiopolis'in turizm potansiyeline dikkat çekerek, ziyaretçiler için cazip bir destinasyon haline geleceğini vurguluyor.
TARİHİN KALBİ TAŞKÖPRÜ'DE ATACAK
Taşköprü'de Zımbıllıtepe'nin altında saklı kalan Pompeiopolis'in ortaya çıkarılması, sadece arkeoloji dünyası için değil, tüm Türkiye için heyecan verici bir gelişme. Bu antik şehir, adeta yeniden hayata dönüyor ve ziyaretçilerini tarihin derinliklerine doğru bir yolculuğa çıkarıyor. Pompeiopolis, sadece bir antik kent değil, aynı zamanda bir zaman makinesi gibi, ziyaretçilerine geçmişin ihtişamını yaşatacak. Taşköprü, bu tarihi zenginliğiyle, gelecekte önemli bir turizm merkezi olmaya aday.