CHP'li Ağbaba'nın Yeşilyurt Belediyesi'ndeki Almanya'ya toplu ilticayı gündeme getirmesi sonrası birçok belediyede yapılan usulsüzlükler ortaya çıkmıştı. Belediyeler aracılığıyla yapılan bu insan kaçakçılığının sorumluluğunu üç ayrı devlet kurumu paylaşıyor: Belediye, Valilik ve İçişleri Bakanlığı. Ağbaba, konu hakkında, "En büyük sorumluluk da İçişleri Bakanlığına ve Valiliklere düşüyor" hatırlatmasında bulundu.
EDA NARİN | KARAR
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, geçtiğimiz günlerde Malatya'nın Yeşilyurt Belediyesi'ndeki insan kaçakçılığını ortaya çıkarmıştı. Ağbaba, çevre eğitimi projesi kapsamında Almanya'ya gönderilen 45 kişiden 43'ünün geri dönmediğini ve bu kişilerin nerede olduğunu sormuştu.
MALATYA'DAN TOKAT'A, ELAZIĞ'DAN BURSA'YA...
Ağbaba'nın Yeşilyurt Belediyesi'ndeki toplu ilticayı ortaya çıkarmasının ardından birçok belediye de benzer olayların yaşandığı ortaya çıktı. Elazığ'ın Arıcak, Akçakiraz ve Baskil Belediyeleri, Ordu Korgan Belediyesi, Tokat Erbaa Belediyesi ve Bursa Yıldırım Belediyesi'nde de belediye meclis kararı ve Valilik ile İçişleri Bakanlığı onayıyla verilen hizmet pasaportu kullanılarak onlarca kişi yurt dışına gönderildi fakat bu kişiler geri dönmedi. Ayrıca Tunceli'de de Diyanet'in Alevilikle ilgili yurt dışında bilgi vermesi için 2018’de Alevi dedelerini Almanya başta olmak üzere Fransa ve Hollanda gibi ülkelere göndermesi sonrası 20 kişinin geri dönmediği öğrenildi.
VALİLİK ONAYI OLMADAN KARAR KESİNLEŞEMİYOR
Belediyelerdeki insan kaçakçılığı iddialarının ortaya çıkması ülke gündemine otururken tartışmalar hala devam ediyor. Almanya'ya toplu ilticanın ilk sorumluları belediye başkanları olarak işaret ediliyor fakat işin perde arkasında Valilik ve İçişleri Bakanlığı onayı da bulunuyor.
Belediye Kanunu'nun 6'ncı maddesine göre, belediye meclis kararları Valilik onayından geçmeden kesinleşemiyor. 6'ncı maddede şu ifade yer alıyor: "Belediye sınırları, belediye meclisinin kararı ve kaymakamın görüşü üzerine valinin onayı ile kesinleşir."
VALİLERİN DERİN SESSİZLİĞİ
Ülke insan kaçakçılığı iddiaları ile çalkalanırken durumun ana sorumlularından olan valilerin sessizliği ise sürüyor. Açıklama yapan tek vali olan Elazığ Valisi Erkaya Yırık ise sadece "Bu süreçte 3 belediyemiz oldu. Arıcak, Baskil ve Akçakiraz belediyelerimiz. Bununla alakalı tüm tespitlerimizi gerçekleştirdik. İçişleri Bakanlığımız önümüzdeki hafta en kısa süre içerisinde bu konuyla alakalı, konunun ilgilileri kimlerdir, suçları nelerdir, konuyla ilgili mülkiye müfettişlerimiz vasıtasıyla araştırma yapılacak ve sorgulanacak, sonuçlandırılacak" demekle yetindi.
BELEDİYE KARARINA ONAY VEREN VALİLER KİMLER?
Peki belediye eliyle yapılan insan kaçakçılığı dönemlerinde bu illerin valileri kimlerdi? Malatya Yeşilyurt Belediyesi'nde 15-27 Eylül 2020 tarihleri arasında gerçekleşen ilticada Malatya Valisi Aydın Baruş'du. Baruş hala görevde.
Elazığ'ın Arıcak Belediyesi'nde 18-25 Kasım 2020, Baskil Belediyesi'nde 4-10 Ekim 2020 ve Akçakiraz Belediyesi'nde 24-30 Kasım 2019 tarihinde onlarca kişinin hizmet pasaportuyla Almanya'ya gönderildiği dönemde Elazığ Valisi Erkaya Yırık'tı. Yırık hala görevde.
Ordu'nun Korgan Belediyesi'nde ise 25 Temmuz-15 Ağustos 2020 tarihlerinde gerçekleşen kaçakçılık döneminde Ordu Valisi Tuncay Sonel'di. Sonel hala görevde.
Elazığ Valisi Yırık ile Ordu Valisi Sonel, 09.06.2020 tarih ve 2020/274 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile vali olarak görev yerlerine atanmıştı.
HEM ORDU'DA HEM TUNCELİ'DE VALİ AYNI
Tunceli'de Alevi dedelerinin yurt dışına gönderildiği ve 20 kişinin gelmediği olay ise 15 Şubat 2018'de gerçekleşiyor. Ve o dönemin Tunceli Valisi ise bugün Ordu Valisi olarak görev yapan Tuncay Sonel. Sonel, hem Tunceli'de hem de Ordu'daki toplu iltica projelerine onay vermiş görünüyor.
AĞBABA: EN BÜYÜK SORUMLULUK İÇİŞLERİ BAKANLIĞI VE VALİLİĞİN
Almanya'ya toplu ilticayı ilk gündeme getiren Veli Ağbaba ise Valilik ve İçişleri Bakanlığının olaydaki sorumluluğuna ilişkin Karar gazetesine konuştu:
"Sorumluluk İçişleri Bakanlığının. Çünkü burada kritik nokta bu hizmet pasaportlarının verilmesi. Hizmet pasaportu olmayınca bu dernek protokolünün falan bir anlamı olmuyor. Dolayısıyla en kritik nokta hizmet pasaportunun verilmesi. Bu konuda belediye başkanlarının tabi ki hiç kuşkusuz rolü var. En büyük sorumluluk da İçişleri Bakanlığına ve Valiliklere düşüyor. Burada bazen iyi niyet bazen suistimal olabilir. Belediye başkanlarını tamamen suçlayamayız ama burada en önemli şey bu insanların hizmet pasaportuyla vizesiz gidebiliyor olması. Dolaysıyla sorumluluk da onlarda."