İşkencedere'de yapılan taş ocağına karşı bölge halkının direnişi devam ederken birçok insan da direnişe desteğini açıklıyor ve projenin yapımının iptal edilmesini istiyor. İkizdere'nin MHP'li Belediye Başkanı Karagöz de projenin doğru olmadığını düşünüyor ve vadide iki köyün yaşam damarları olduğunu söyleyerek burada yılda 100 tonun üzerinde çay alındığını aktarıyor. Ayrıca Karagöz, hiç kimsenin kendisine konu hakkında bir şey sormadığını da belirtti.
Rize'nin İkizdere ilçesindeki İşkencedere'de Cengiz Holding tarafından kurulmak istenen taş ocağına karşı köylülerin direnişi sürüyor. Bölge halklı taş ocağına karşı başlattığı direnişin 74. gününü geride bıraktı. Vadi girişindeki çadırda başta Gürdere ve Cevizlik köylüleri olmak üzere İkizdereliler'in bekleyişi ise devam ediyor.
Sözcü'den İsmail Saymaz'ın haberine göre; Çadırın karşısındaki çay fabrikasının inşaatı Türk bayraklarıyla süslendi ve üzerinde “Taş ocağına hayır, turizme evet. Bu güzel vadi yok edilemez” yazılı bir pankart asılı duruyor.
'SULAR ÇAMURLU AKIYOR'
İnşaatın yanı başındaki yol ise dereyi takip ederek, yokuş yukarı çıkıyor. Birkaç yüz metre sonra taş ocağı şantiyesi başlıyor ve girişte güvenlik oluşturulmuş. Burada jandarmalar önlem amacıyla bekliyor. Şantiyede yol açma faaliyeti devam ederken vinçler, dozerler ve kamyonlar çalışıyor. Ağaçlar kökünden koparılırken hafriyatın bir kısmı dereye atılıyor. Derenin sesi de bu noktada kesiliyor. Dere, içme suyunu karşıladığı için köylüler sularının çamurlu aktığından yakınıyor.
CHP'Lİ MİLLETVEKİLLERİNDEN DÖNÜŞÜMLÜ DESTEK
Bölge halkının direnişine CHP'li milletvekilleri dönüşümlü şekilde destek veriyor. Dün nöbet sırası, Mehmet Bekaroğlu ve Uğur Bayraktutan'daydı. Bayraktutan, 17 Mayıs'ta kapanmanın son bulduğu gün olayı TBMM gündemine taşıyacağını vurguladı. CHP Rize İl Başkanı Saltuk Deniz de çadırdan ayrılmıyor.
'DERE YATAĞINI ÖLDÜRDÜLER'
Avukat Yakup Okumuşoğlu, İyidere Liman Projesi'nin ÇED raporuna göre, var olan ocaklardan taş alınması gerektiği halde yeni ocak kurulduğunu belirterek “Taahhütlerine uymuyorlar. Halka bilgi vermiyorlar. Bir gece önce senin olan arazi acele kamulaştırma kararı ile sabah elinden alınıyor” diyen Okumuşoğlu, yönetmeliğe göre 25 hektarın üzerindeki şantiyede ÇED raporuna ihtiyaç duyulduğunu hatırlatıyor. Bu engeli aşmak için ruhsat alanının 24.9 hektalık parçalara bölünerek hülle yoluna gidildiğini belirtiyor.
“Ağaçları koparıp dereye atıyorlar" diyen Okumuşoğlu, "Dere yatağını öldürdüler. Derede, endemik bir tür olan kırmızı pullu alabalık yaşar. Vadide geyikler, ayılar, domuzlar yaşıyor. Bu taş insan yaşamının olmadığı, doğal çeşitliliğin az olduğu yerden alınmalı" ifadelerini kullandı.
'HİÇ KİMSEYE SORMADILAR'
İkizdere'nin MHP'li Belediye Başkanı Hakan Karagöz de taş ocağına karşı olduğunu aktardı. Karagöz, hiç kimseye bir şey sorulmadığını kaydettiği açıklamasında bu durumun tuhaf olduğunu dile getirdi. Kendisinin iki ay önce Cengiz Holding'in ortağıyla görüştüğünü söyleyen Karagöz, "Vadideki insanlarla, muhtarlarla konuşun, gerekirse evleri tek tek gezin" dediğini söyledi ve buna karşılık "Başkan senden yardım istemiyorum, bilgilendirmeye geldim" cevabı aldığını belirtti.
İkizdere Belediye Başkanı Hakan Karagöz
Karagöz'ün konuyla ilgili sorulara verdiği yanıt şu şekilde:
Bu doğru bir proje mi?
Değil tabi ki. Ham ve bakir bir vadi, yemyeşil bir alan. Taş alınacak… Sizce öyle mi? Nerelerden alınır? Kıraç yerlerden alınır. Burası iki köyün arasında bir vadi, iki köyün yaşam damarları var. Burada yılda 100 tonun üzerinde çay alınıyor. Organik vadidir İkizdere havzası. 6500 TL'dir çayın tonu. 8-10 ton bal üretiliyor. Deli bal… Bölgenin en güzel ve en verimli kestane balı üretiliyor.
Burada direniş gösteren insanlar…
Ben “Hak arayan insanlar” diyorum.
AK Partililer itiraz edenleri limana karşı olmakla suçluyor.
Devlet yetkililerinin geç müdahalesi güvensizlik oluşturdu. SR İnşaat diye bir firma ruhsat almış. Proje dosyasına sahte fotoğraf koyuyorlar. Halk uyandı. Davalar açıldı.
Hiç kimse “Belediye Başkanı'na soralım” demedi mi?
Yok, hiç kimseye sormadılar. Kaymakam Bey'e de sorduklarını zannetmiyorum.
Tuhaf değil mi?
Bizce de tuhaf. İki ay önce Cengiz Holding'in ortağı geldi. Anlattım. ‘Vadideki insanlarla, muhtarlarla konuşun, gerekirse evleri tek tek gezin' dedim.
Ne dediler?
“Başkan” dedi, “Senden yardım istemiyorum, bilgilendirmeye geldim” dedim ki, “Hoyratça girerseniz, karşılık bulursunuz. Ciddi bir direnç bulacaksınız” umursamadılar.
Sorun nasıl çözülecek?
Bana de ki “Ne olacak bu”, derim ki vazgeçsinler. Ama devletten aldığım intiba şöyle: “13 dönümde çalışacağız. Bir metre öteye çıkmayacağız. 16 milyon ton taş alacağız. İki yılda bitireceğiz. Üç yılda rehabilite edeceğiz.
İkna oldunuz mu?
İkna olmak zorundayım.
