HURSAD, TÜRSAB ve Diyanet arasında neler oluyor? 100 bin vizesiz hacı iddiası

HURSAD, TÜRSAB ve Diyanet arasında neler oluyor? 100 bin vizesiz hacı iddiası

Diyanet Kelime-i Tevhid’in eksik okunmasıyla ilgili iddialara dahi cevap verirken Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı hac hizmetlerinin Sayıştay tarafından denetlenmemesine dair sorulara cevap vermedi. KARAR’a konuşan Milletvekili Mehmet Emin Ekmen, “Diyanet hac hizmetlerinin denetimsizliğinin konuşulmasını istemediği için sorularımızı cevapsız bırakıyor” dedi.

FEYZA NUR ÇALIKOĞLU

Sayıştay, 2014 yılından beri Diyanet İşleri Başkanlığına bağlı hac hizmetlerini denetlemiyor. KARAR, Deva Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Ekmen Meclise sunduğu soru önergesiyle Hac hizmetlerinin denetimsizliğini gündeme taşıdığını ‘Hac Parası Denetim Dışı’ başlığıyla manşete taşıdı. Diyanetin hac konusunda akıllara takılan sorulara cevap vermemesi dikkat çekti. Ardından tartışma konusu olan Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın Kelime-i Tevhid çekerken karıştırmasına dair eleştirilere cevap verildi. KARAR’a konuşan Mehmet Emin Ekmen, “Diyanet, Kelime-i Tevhid’in eksik okunmasıyla ilgili sorular için dahi açıklama yaparken, beş aydır ısrarla hac hicemetlerinin denetimi için sorduğumuz soruları yanıtsız bırakıyor. Çünkü konuşulmasını istemiyorlar. Diyanet’ten gelecek bir cevap konuyu konuşulur kılar” dedi.

VİZESİZ OLMAYAN 100 BİN HACI

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın şeffaflığını bozan bir diğer konu ise acentelerin ‘kurasız hacı ilanları’ açarak binlerce kişiyi hacca götürmesi. Yetkililer ise vatandaşların acenteler tarafından kandırılarak vizesiz bir şekilde hacca gitmesini engellemek yerine, vizesiz hacıları Suud yönetimine şikayet etti. Kurasız hac, hacıların ticari ya da turistik vizeyle Suudi Arabistan’a götürülmesi anlamına geliyor. Bir iddiaya göre Türkiye’den bu yıl hac vizesi olmadan hacca giden kişi sayısının 100 bin civarında olduğu söyleyen Ekmen, “Diyanetin belirlediği yüksek hac fiyatlarını ödeyemeyen hacı adayları, kurasız ve hac vizesiz bir şekilde vatandaşları hacca götürme vaadinde bulunan acentelere inanıyor.”

ekran-resmi-2024-10-05-19-14-34.png

- Kura çekimi tarihinden itibaren hac vizesi dışında hacca gitmenin zorlukları hususunda gerek cuma vakti gerek diğer vaaz ve hutbeler aracılığıyla vatandaşlar sıklıkla uyarılmış mıdır? 2025 yılı için bu bağlamda hangi tedbirler alınmaktadır?

TÜRSAB VE HÜRSAD ARASINDAKİ İLİŞKİ

Suud Yönetimi her yıl Türkiye’ye 85 bin kişilik hac kontenjanı veriyor. Bu kontenjanın yüzde 60’ı diyanete yüzde 40’ı acentelere veriliyor. Acenteler içerisinde de yüzdelik Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB) aracılığıyla pay ediliyor. Acenteleri denetimi için TÜRSAB yetkiliyken Bakanlararası Hac Kurulu hac organizasyonları için başka bir derneğe yani Hac Umre Seyahat Acenteleri Derneği’ne (HURSAD) yüksek meblada teminat ve ilave avantajlar veriliyor. Milletvekili Emin Ekmen, meclise sunduğu soru önergesinde acentelerin bağlantıları ve Diyanet İşleri Başkanlığı’nın onları denetlenmesiyle ilgi soru işaretlerine yanıt arıyor.

- HURSAD'ın Cumhurbaşkanlığı kararlarına aykırı bir şekilde yetkilendirilmesinin sebebi nedir? TÜRSAB ve HURSAD arasındaki uyuşmazlıklar acenteler üzerinde ne tür etkiler yaratmaktadır?

- Türlü vaatler ve yanlış beyanlarla hac kurasında isimleri çıkmayan vatandaşlara yönelik açık ilanlarla ve yüksek fiyatlarla müşteri toplayan bu acentelere karşı bir denetim faaliyeti yürütülmekte midir? Bu acenteler arasında TÜRSAB üyesi olanlar hakkında mesleki denetim ve yaptırımlar ayrıca uygulanmakta mıdır?

DENETİM İMKANSIZ HALE GELİYOR

Ekmen, bu sorulara yanıt verilmesinin hac organizasyonu yapan acentelerin denetimsizliğini ve açıklarını ortaya çıkaracağını ifade etti. Ekmen, aynı zamanda Türkiye Diyanet Vakfı gibi kurulan yeni bir derneğin Uluslararası Müslüman Topluluklarla Dayanışma Vakfı’nın (MÜSDAV) kurulması ve bu vakfında hizmet satın alacağı iddiasından bahsetti. Ekmen, “Hac Organizasyonları için kamuoyu tarafından bilinen Diyanet Vakfı varken taşeron bir vakıf kurmak bir gün denetim yapılmak istendiğinde de durumu karmaşık hale getirmektir” dedi.

ekran-resmi-2024-10-05-19-17-29.png

- Diyanet İşleri Başkanlığı'nın hac hizmetlerini Diyanet Vakfı aracılığıyla yürütmesinin denetim dışı gri bir alan yarattığı açıktır. Önümüzdeki dönemde Diyanet Vakfı dışında bir de MÜSDAV üzerinden hizmet satın alınacağına dair iddialar doğru mudur? Buna neden ihtiyaç duyulmaktadır?

HAC ACENTALARININ FAHİŞ FİYATLAR

Hac ödemelerindeki denetimsizlik, hac vizesiz hacılar, hac acenteleri gibi bir çok muğlak noktaya cevap arayan Mehmet Emin Ekmen, vizesiz hacı götüren acentelerin faiş fiyatlarla kar etmelerine dikkat çekti.

“Resmi vizeyle hacca giden herkes Suud makamların ayakbastı parası ödüyor. Vizesiz hacılar ise bu ücreti ödemiyor ancak acentelerin açtığı hac paketinde ayak bastı parası da vatandaşlardan alınıyor. Hac bedeli yine altı bin beş yüz dolardan başlıyor. Acenteler fahiş fiyatlarla kar elde ediyorlar. Bu acentelerin bazısı TÜRSAB üyesi bazıları naylon acenteler. Diyanetin, hac vizesi olmayanların yurtdışı çıkışına neden engel olması gerekirdi. İzinsiz 500 kişilik kafile götüren acentelerden devletin ve Diyanet'in haberi yok mu? Hac döneminde hac vizesi olmadan yapılan çıkışlarla ilgili meclise sunduğum soru önergesi hala yanıtlanmadı. Vizesiz olarak hacca giden ve mağdur olan hacıları bu yıl hac yaparken ölen kişi sayısına baktığımızda da anlayabiliyoruz. Diyanet tarafından bir denetleme ve ceza görmeyen bu acenteler yaptıkları usulsüzlükleri nasıl sonlandıracak?”

- Özel sektör hac ve umre hizmetleri hakkında son on yılda yapılan denetim faaliyetleri ve firmalara kesilen cezalar nelerdir?

- Turistik-ticari ya da umre vizesi ile hacı götüren acentelerce Suudi makamlarına ödenen belli meblağların ödenmemesine rağmen bu adaylardan hac vizeli hacılar kadar ücret alındığı görülmektedir. Bu iddialardikkate alındığında hacı adaylarının mağduriyeti yanında fahiş kar iddiaları incelenmiş midir? Bu konuda Maliye Bakanlığı bilgilendirilmiş midir?

- Bakanlıklararası Hac ve Umre Kurulu tarafından kabul edilen ve TÜRSAB tarafından kendilerine belirli bir kontenjan tanınan turizm acentelerinin, hiçbir uyarıda bulunmadan ticari - turist vizesi veya umre vizesi ile vatandaşları hacca götürdüğü, bir kısım hacı adaylarının bu durum nedeniyle otellere adeta hapsedilerek Arafat gününe kadar Mescidi Haram'a bir kez dahi gidemediği, Suudi makamlarınca derdest edilip şehir dışına atıldığı doğru mudur? Bu iddialar hakkında akredite acentelerleilgili bir inceleme yapılmış mıdır? Bu acentelerin bu tür kafileleri yurt dışına çıkış hizmetleri ile ilgili bir denetim yapılmış mıdır? İddiaların doğruluğu tespit edilmişse acenteler hakkında kontenjan kısıtlaması, para cezası gibi tedbirler uygulanmış mıdır?

Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN