Geçmişten günümüze Türkiye'de boykot: İfade hakkı mı, hukuki tehdit mi?

Geçmişten günümüze Türkiye'de boykot: İfade hakkı mı, hukuki tehdit mi?

Üniversitelerden başlayıp CHP'nin desteğiyle genişleyen tüketim boykotu, Türkiye'de hukuki tartışmaları da beraberinde getirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın geçmişteki boykot çağrıları da yeniden gündemde.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasının ardından Türkiye genelinde protestolar başladı. Bu protestolar, 2 Nisan’da üniversite öğrencilerinin başlattığı tüketim boykotu ile devam etti.

Beyazıt’taki polis barikatını aşarak sokak eylemlerini başlatan üniversite öğrencileri, kampüslerdeki boykotlarını ekonomik alana taşımaya karar verdiler. Bu karar, CHP'nin iktidara yakın şirketler ve medya gruplarına yönelik boykot çağrıları ile birleşerek farklı bir boyut kazandı.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, gençlerin başlattığı boykotu desteklediğini ifade ederek, herkesi bu harekete katılmaya çağırdı. Özel, "Millet, devletin gerçek sahibidir. Devleti milletin karşısına dikmeye çalışanlar kaybedecek, millet kazanacak" diyerek boykotun önemini vurguladı.

Sosyal medyada hızla yayılan boykot çağrısı, bazı yayınevleri, kafeler ve restoranlar tarafından desteklenirken, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) de boykotun arkasında olduğunu belirtti.

ERDOĞAN'IN YAPTIĞI BOYKOT ÇAĞRILARI

İktidar cephesinden ise boykot kararıyla ilgili tepkiler yükseldi. Ancak Türkiye'de boykotlar ilk kez yapılmıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçmiş yıllarda da çeşitli sebeplerle ekonomik boykot çağrıları yapmıştı.

2018’de Rahip Andrew Brunson'un serbest bırakılması talebiyle yapılan boykot çağrısında, "Onların iPhone'u varsa, bizim Samsung’umuz var" diyerek, 2020’de Fransa Cumhurbaşkanı Macron'a karşı Fransız markalarına boykot çağrısında bulunmuştu.

2023 yılında ise, İsrail mallarına ve ABD dolarına karşı ekonomik tepkiler artmıştı. Erdoğan, İsrail’in Gazze'ye yönelik saldırıları sonrasında, İsrail’i ekonomik olarak destekleyen ürünlere karşı tepkilerin gösterilmesi gerektiğini belirtmişti.

Ayrıca, Erdoğan, yüksek enflasyon dönemlerinde büyük market zincirlerini hedef alarak fiyat artışlarını eleştirmiş ve boykotu, fırsatçılara karşı etkili bir yöntem olarak tanımlamıştı.

"ANAYASAL BİR HAK"

DW Türkçe'de yer alan habere göre, hukukçular ise boykotun anayasal bir hak olduğunu savunuyor. Anayasaya göre, boykot, ifade özgürlüğü ve vatandaşlık hakkı olarak kabul ediliyor. Anayasa Mahkemesi, Ensar Vakfı'na yönelik boykot çağrısında, ifade özgürlüğünü ihlal sayarak tazminat davasını reddetmişti.

Boykot ile ilgili hukuki süreçler halen devam ediyor. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, boykot çağrısı yapanlar hakkında soruşturma başlatıldığını açıkladı. Adalet Bakanı, iş dünyasına yönelik tehditlerin hukuki ve cezai sorumluluk taşıyacağını belirtirken, Ticaret Bakanı ise boykot çağrısı yapanlara tazminat davası açılabileceği uyarısında bulundu.

Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN